Bir 'tuzu kuru'nun itirafları

"Herkesin zevki" diye bir tanımlama vardır. Yiyecekten, yatacağa kadar kullanılır. Demet Akalın, ten rengi dışında hoş kadın. Boylu boslu. Allah sahibine bağışlasın. Genelde medyada sesiyle değil, salvolarıyla yer alır. Hep aynı şarkıcılarla uğraşır. Onlar rakiptir. Bu yüzden sürekli laf gönderir. Bir taşla iki kuş vurur. Devamlı gündemde kalırken fanlarını da harekete geçirir. Demet'i zeki sanıyordum. Yanıldığımı Kanal D'de izleyince anladım. İşsizliğin %10.2'ye fırladığı, milletin ekmek parası bulamadığı günlerde şu lafları edebilmesini anlayabilmiş değilim. Buyurun okuyun:

"Kurban Bayramı'nda İtalya'ya alışverişe gittik. 9 bavulla döndük. Ayakkabı, çanta ve elbiseye verdiğim parayla İstanbul'da 3+1 daire alınır. Anlayacağınız, daire parası verdim, döndüm yani".

Doğumdan sonra kafasının ön kısmındaki saçların dökülmeye başladığını ilave etmeyi unutmadı; "Dökülen yeri topikle kapatıp dışarı çıkıyorum artık". Anlayamadığımız "kelini kapatma malzemesi". Topik, olağanüstü bir Ermeni mezesidir. Yeni özelliğini ise Demet sayesinde öğrendik. Merak edenler için uyarıda bulunacağım; "Siz onu yemeye devam edin. Oranıza buranıza sürmeyin. Sakata gelebilirsiniz".

Vergicilere

İtalya'da sadece üst baş için 3+1 daire parası harcayan Demet Akalın'ın ödediği vergi miktarını merak etmiyor musunuz? Gelirler Vergi Dairesi'nin bu demeci ihbar kabul edeceği hiç mi akıl edilmedi? Hem de mükellefin kendi ağzından itirafıyla. Demek ki bu kızımız gerektiğinde susmasını bilmeli. Şimdiden başına gelecekleri düşünmeye başlasın. Akıl hocaları bulsun. Dikkat etsin bunlara da yeni bir daire parası kaptırmasın. Okurlarımın merak ettiği konuyu da onlar sormadan ben cevaplandırayım; "Demet'i dinlemem". Buna bir ek yapayım; "Rakibi Hande Yener'le de işim olmaz". Bu yazıyı kaleme alırken, TRT Nağme'yi dinliyorum.

Ortak assolist

Tarafsız Bölge ve Yakın Plan'da misafir sayısı hayli fazlaydı. CNNTÜRK'tekiler 2 bölüme ayrılmış "sebilhane bardağı" görünümündeydi. Ahmet Hakan, misafirlerini pek sıkıştırmadı. Yapılan en önemli iş BM'de konuşan Erdoğan'ı dinlemek oldu. Simge Fıstıkoğlu'nunkiler de aynı durumdaydı. Aralarında Ünal Çeviköz'ün teşhis ve ön görüleri hemen fark edildi.

CNNTÜRK'te, en az iki isim gereksizdi. Bunların bilinen özelliği "Ak Parti yancılığı". Hemşireye saldırı olayının konuşulmasını dahi engellemeye çalıştılar. Muvaffak da oldular. Burhan Kuzu her zamanki tavrını sergiledi. Hocamın Kayseri-Develi kökenli olduğunu biliyorum. Ancak şivesi Rize-Güneysu'lu gibi. Bir zamanlar bunu yazdım diye bana kızmıştı sanırım kırgınlığı artık geçti. Zaten kin tutma huyu yok. Saman alevi örneği. Son görevinin "ekran ekran dolaşmak" olduğunu fark ediyorum. Prof. Dr. Kuzu'nun tek yarası "bir türlü bakan yapılmaması".

Neşet Ertaş kazandı

Rising Star'ın birincisi Ozan Can oldu. Bu genç Aydınlı olmasına rağmen İç Anadolu türküleri okudu. Hem de Neşet Ertaş'tan. Ozan'ın stratejisini kim çizdiyse kutlarım. Sonuçta muhteşem olduğu iddia edilen bir ev -henüz göremedik- kazandı. Ozan'dan star olur mu? Orası biraz zor.

Gelelim yarışmanın finalindeki diğer tespitlerime. Öykü Serter'in "Az önce ölümden döndüm" demesi akışın canına okudu. "Bu kadar yükü taşıyamaz yığılıp kalır" demekte haklı çıktığım anlaşıldı. Hiç olmazsa, bundan sonrası için tedbirli olunmalı. Anlayamadığım bir nokta, Yılmaz Morgül'e yapılan sevgi gösterileri. Bunda üç jüri üyesi başı çekti. Yüz kere detone olduğu "İtirazım Var"a tezahüratın hak edilmediği kanısındayım.

***

ÖZEL NOT: MHP'yi babalarının çiftliği gibi yönetenler kıyıma devam ediyorlar. Meral Akşener'den sonra mahkemenin atadığı Çağrı Heyeti'nin üyelerini de ihraç ettiler. Sıranın kimlere geldiği belli. Semih Yalçın güdümündeki Devlet Bahçeli'nin ne yapmak istediği ayan beyan ortada. 2018'i beklemelerine gerek yok. Bir an önce kurultayı toplayıp, Ak Parti'ye katılım kararını alsınlar. Ancak unutmasınlar ki, MHP'yi barajı aşamayacak hale getirenleri tarih asla affetmeyecektir!

Yazarın Diğer Yazıları