Bir tarih sessiz sedasız gömülemez!..
Gazetedeki bir vefat ilanı dikkatimi çekti. Emekli Tabip Tuğgeneral Nihat İlhan'ın öldüğü duyuruluyordu. Ailesi vermişti. Kim olduğunu bilmeyenlere anlatmak istiyorum. "Kanlı Noel" olarak tarihe geçen olayda eşi ve üç küçük çocuğu katledilen askeri cerrah İlhan'dı. 1963'te EOKA'nın gerçekleştirdiği bu kanlı görüntüler Kıbrıs Barış Harekatı'nın önemli nedenlerinden biri kabul edilir. Babaları bir Rum'un ameliyatına girmişken, üç yavrusu anneleriyle birlikte evlerinde saklandıkları banyo küveti içinde kurşuna dizilmişti. Doğrusu gözlerim bu konuda başka ilanlar aradı. Örneğin Gülhane'nin -O da kalmadı ya- Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve KKTC'nin. Olaylarla ilgili 20 yıl sonra suskunluğunu bozan Dr. İlhan'ı meslekdaşımız Erkan Yiğit konuşturmuştu. O röportaj Tercüman'da tam sayfa verildi. İlhan Paşa, karısı ve üç yavrusunun yanına defnedildi. İcadiye Şehitliği'nde buluştular. AA'nın geçtiği ve ilanın yayınlandığı gazetede yer bulan küçücük haberi hızla okudum. İlhan Ailesi'nin yanı sıra, KKTC Bakan seviyesinde temsil edilmişti. Ayrıca Ankara Büyükelçisi, Elazığ Valisi, 8. Kolordu Komutanı, Fırat Üniversitesi Rektörü ve Kıbrıs Gazileri de hazır bulunmuştu.
Bir zamanlar bize uygulanan ambargonun kırılışında ve dünya kamuoyunun etkilenmesinde "Dört İlhan"ın bu fotoğraflarının büyük rolü olduğunu biliyorum. "Kanlı Noel" adlı kitapçığı saklayanlardanım. Eğer aktif habercilik yıllarım olsa cenaze töreni ve o kanlı katliam fotoğraflarını birlikte kulanırdım. Vefat ilanını yayınlayan çok satışlı gazetenin reklam servisi bu sözlerimi kabul etsin. O kadar bilgisizler ki, yazıişlerini uyaracak kapasiteleri yok.
Bir Türkiye sevdalısı
Mehdi Eker'i yıllar önce İBB'de çalıştığı dönemde tanıdım. Bugünün Bakanı Veysel Eroğlu ve Başbakan Binali Yıldırım aynı ekiptendi. Eker, AK Parti'nin kurucuları arasında yer aldı. Uzun süre Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yaptı. Halen partisinin Genel Başkan Yardımcısı. CNNTürk'te görünce oturup izledim. Üç Diyarbakırlı, Aynur Tartan'ın "Burada Hayat Var" programındaydılar. Oyuncu Erkan Petekkaya, işadamı Hakan Akbal'la Eker birlikte konuktu. Hemşehrileri Cahit Sıtkı Tarancı'nın birlik ve beraberliğimizin sembolü olmuş dizeleri "Memleket İsterim"i ezbere okudu. Edebi yanını biraz olsun göstermiş oldu. Aynur Tartan'ın yerinde olsam, pası ekranlarının kültür ve sanat ekibine atarım. Mehdi Eker bir deryadır. Ayrıca çok iyi yemek uzmanıdır. Pek çok insana parmaklarını yedirtir. Benim de hayranı olduğum Sezai Karakoç'tan pek çok şiiri seslendirir. Kişilik olarak da "adam gibi adamdır". Bundan önceki yayın grubundan ayrılışım sırasında söylediği sözleri asla unutmayacağım. Vedamın peşinden, "Son 35 Yılın En İyi Eleştirmeni Ödülü" aldım. Törende bu güzel sözleri işitmekle moral buldum.
Kabak tadı vermek
Kabaklar çeşit çeşit. Kimi yenir, kimi hayvanlara yedirilir. Ortaokulda tabiat bilgisi dersinde bunları öğretmişlerdi. Birinin ismi ilginçti; "Helvacı Kabağı". İlk anda "Herhalde fazla tatlı" diye düşündüm. Oysa inekler başta, hayvanlara verildiğini öğrendim. O Ses Türkiye, kesinlikle verdiğim bu örneğe dönüştü. Eskiler, en çok istenenler ve dolgu malzemesi yarışmacılarla sürdürülüyor. Bereket arada, "İzmirli Gamze" gibi sesi ve fiziği olanlar görüyoruz. Bazen de Nazlı İnanç -elendi- gibi renk unsurları çıkıyor. İBB Mezarlıklar Müdürlüğü'nde naaş yıkıyıcısı -gassal- ilgimi çekti. Resul Aydemir'in rap'çiliğini ise istisna kabul ediyorum. Bu bir kaç örnek de olmasa kepenkleri indireceğim. Göz6 gibi seyretmeme kararı alacağım. Bu "Survivor" öncesi yarışma bir garip. Issız adada aylarca aç karnını mücadele edeceklerin seçimi komik ötesi. Yakında "sek sek" ve "dama" oynatarak seçim yapacaklar.
NOTLAR
*Deniz Bayramoğlu, "Gündem Özel"le iyi gidiyor. Konular genel, katılımcılar bilgili. "Başarılı çocukların sırrı" işlenirken dilerim yeterli anne-baba seyretmiştir.
*Bir okurum Muhteşem Yüzyıl'daki elmaların cinsini yazdı; Granny Smith!