Bir lokma bir hırka
Referandumun Meclis'ten geçmeyeceği umudunu taşıyanların beklentisi yıkılmakta. Hatırlayın, bunlardan gelen bazı mesajları yayınlarken "Katılmasam da" notunu düşmüştüm. İlk oylama maalesef beni haklı çıkardı. Son oylamada da aynı sonucu görüyorum. Yani Nisan sonu "sandığa gidilecek". Hayatımın hiçbir döneminde gerçeği gizlemeye çalışmadım. Ancak müzakereler bitince farklı bir sonuç çıkacağını sanmıyorum.
İnsanımız şaşılacak bir hipnoz altında. 15 yıla yakın süredir uygulanan "bir lokma, bir hırka" politikası Ak Parti'nin başarılı olduğu tek alan. Yoksa bu kadar sürede ortaya konmuş hiçbir şey yok. Hatta "yap-işlet-devret"le oluşan tesislerin gelirleri dahi müteahhit firmalara ipotekli. Eksik kalan geçişlerin parası da Hazine'den karşılanıyor. Tıpkı futbol kulüplerimizin durumuna dönüldü. Kimileri son çare gördükleri arazilerini satma peşinde. Hükümet ise bildiğiniz gibi "B2" ormanlarını çoktan elinden çıkardı. 3 milyon mülteciyi beslemek dahi zorlaştı. Öbür taraftan da "savaş ekonomisi" yaşanıyor. Geçen ayın verileri açıklandı; "Kalkınma Hızı Sıfır". İlhan Kesici'nin TBMM kürsüsünden açıkladığı gibi, halkın vatansever duygularla bozdurduğu 2.5 milyar dolar ihtiyaç duyulan 200 milyar doların kürdanı olamadı. Döviz tırmanmayı sürdürüyor. Merkez Bankası'na "faizi indir fırçaları atan" Sayın BAŞKAN'ımız acaba hatasını anlayabildi mi? Hiç sanmıyorum. Yanlışlarını inatla sürdürmekte. Hani dilim varmıyor ama durum vahim. Asgari ücretli ve emekli iyice perişanlaştı. Küçük esnaf siftahsız günlerde. Yine de onları bir konuda kutlamak lazım; "Önlerine sandık konulduğunda takım tutar gibi davranıyorlar". Ünlü benzetme bugünler için; "bindik bir alamete gidiyoruz felakete".
Destekçiler
Gelelim Devlet Bahçeli'nin durumuna. "Ülke daha kötüye gitmeden" laflarıyla Erdoğan'a verdiği desteğin sonucu ortada. Hâlâ farkında değil onun adına Ak Parti'yle müzakereleri yürüten Mehmet Parsak'ın Meclis'teki konuşmasını dinlerken üzüldüm. Afyon Milletvekili, İktidar Sözcüsü'nden farksızdı. Kesinlikle inandım ki MHP'nin mevcut yönetimi acilen kongreye gitmek zorunda. Görev devri için değil. Ak Parti'ye katılım konusunda. Türkiye'nin en önemli misyon partisinin getirildiği durum yürek parçalıyor.
Sakallı Başkanvekili Ak Parti Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın yönetimindeki TBMM'de yine bolca sataşma izledik. Deniz Baykal'ın hitabetini özlemişiz. Uyarılarıyla tarihe muhalefet şerhi düştü. Ancak o kadar. Çıkan sonuç, beklediğim gibiydi. Beni şaşırtan yeni bıyıklılardan Bekir Bozdağ'dı. Yıllar yılı "Gazi Mustafa" kullanırken bu defa sıkça "Atatürk" dedi. Temennim bunu sürdürmesi. Arada "zayıflatır mı" yerine "zayıflandırır mı" cinsinden hatalar yapsa da fena konuşmadı.
***
Bazı Akademisyenler
Konuyu konuşmaya getirdiğime göre, ekran tartışmalarında izlediğim kimi öğretim üyelerine değinmek şart oldu. Her ilde üniversite açtık ya çok sayıda öğretim üyesi üretildi. Kimi yardımcı doçentleri şaşkınlıkla izliyor ve dinliyorum. Adam Hukuk Fakültesi'nde ders veriyor. "Etkinliği ney" diyor. Hani "ney değil flüt" diyesim geliyor. "Faaliyetleri çalışmalarında"yı da siz yorumlayın. Başarılı tek şey iktidar propagandası. Şirin Payzın'a sormak istiyorum: "Bunları çok mu arıyorsun?"
...
Aklıma son 5N1K geldi. Cüneyt Özdemir Boston'daydı. Harvard öncelikli dünyanın en önemli üniversitelerini tanıttı. Burada çalışan Türklerle konuştu. Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ve iki Çapa -İst. Ün. Tıp. Fak.- mezunu doktoru tanıttı. Sabri Ülker Vakfı'nın bağışlarıyla kurulan muhteşem laboratuvarı gezmiş olduk. Burada elde edilen beslenme sorunlarının nedenlerini öğrendik. Daha sonra Boston Üniversitesi'nden Prof. Dr. Selim Ünlü ile konuşuldu. Ünlü, bir botanik dehası. En güzel taraf da şakır şakır İngilizce konuşmalarının yanı sıra Türkçelerinin mükemmel oluşuydu. Bizim yardımcı doçentlere benzemiyorlar.
***
BİR ALBÜM
TRT'nin başarılı şeflerinden, bestekâr ve keman virtüözü Talat Er'in eserlerini seslendirdiği albümü 19 Ocak'ta müzik marketlerde yerini alacak. Tanıtımını ise aynı gün Kozzy AVM'nin Gazanfer Ülkü Konser Salonu'nda gerçekleştirecek.