Bir GMY ve banka itibarı
Geçen hafta bankacılar en çok bir banka GMY'sinin (Genel Müdür Yardımcısı) istifasını konuştu.
Müthiş Türk olarak adlandırılan iş adamının kurduğu ve büyütüp yabancılara sattığı banka, genç bir genel müdür yardımcısı ile yollarını ayırdı.
Aslında bu sıradan bir olay. Türkiye'de neredeyse 2 ayda bir bankaların genel müdür yardımcıları değişiyor. Biri geliyor biri gidiyor.
Bu genel müdür yardımcısının iş akdinin feshedilmesi özellikle kendi çalışanları başta olmak üzere tüm bankacılar tarafından da çok tartışıldı.
Sosyal medyada gıyabında cenaze namazından tutun da, onun için lokma döktüren bile oldu. Facebook gibi sosyal medyada hakkında yüzlerce yazıldı çizildi.
Hepsi öfke dolu, hepsinde kızgınlık ve en önemlisi eleştiri içeriyor.
Bankacılar bu genç 1.5 yıllık genel müdür yardımcısına neden bu kadar öfke duydular?
Bunun yanıtı bana son bir yılda gelen yüzlerce elektronik postada ve bankacılık kulislerinde.
Genç genel müdür yardımcısının sebep olduğu ağır hedef baskısı, mobbing ve yüzlerce kişinin işinden ve ekmeğinden olması iddiası var.
İtibar yılında itibar kaybı
Aslında bu banka son 2 yıldır bu iddialarla çalkalanıyor.
İtibar yılı ilan ettiği geçen yıl bile uyguladığı politikalar sebebiyle itibar kaybetti.
Bu bankanın aldığı haksız ücretler nedeniyle müşterileri, şubelerinin önünden geçmekten korkar olmuştu.
Öyle ki, hedef diye dayattıkları kredi kartı pos makinasını birçok esnaf bankacının üstüne fırlatmıştır.
Tabii ki olan şube çalışanlarına oluyor.
Bankanın aslında çok iyi bir ismi vardı. Türkiye'de sevilen sayılan bir bankaydı. Ama son yıllarda hızla itibar kaybetti. Cam kulede oturan üst yönetim aşağıda neler oluyor diye hiç bakmadı. Onlar sadece bilançodaki kâr rakamına baktı.
Kâr geliyorsa her şey mubah hesabı...
Oysa bankanın üst yönetimi gerçekten işi bilen yöneticilerden oluşuyor. Hele CEO koltuğunda ise tam bir duayen var. Ama gelin görün ki, son iki yılda elde edilen kâr rakamı bu CEO'nun da başını aşağı çevirip bakmamasına neden oldu.
Sonuç olarak bankada en son limit tahsis ücreti patladı.
Şube çalışanları tarafından icatçı plaza oğlanları olarak da isimlendirilen, başında o genç GMY'nin bulunduğu ekip, bankanın 9 aylık bilançosunda kârı patlatıp daha çok prim ve aferin almak için bir gecede binlerce hesaptan limit tahsis ücreti adı altında para aldılar.
Bu ücret öyle tepki aldı ki, BDDK bile illallah dedi.
Benim de bu köşede dile getirdiğim bu haksız ücret, banka şube çalışanlarını oldukça zor durumda bıraktı. Şubeleri bağırıp çağıran, küfür eden, hatta yumruk aşamasına gelen müşterilerle doldu taştı. Bazılarını ikna ettiler bazılarının da parasını geri ödediler.
Yapılan bu hatanın bedeli banka için büyük oldu. İtibar bir banka için çok önemli.
Sonunda banka yönetimi bu icatçı genç genel müdür yardımcılarından biriyle yollarını ayırdı.
Sonrası ortada.
Başka ülkede olsaydı bu yönetici hakkında bankanın itibarına zarar verdi diye dava açarlardı. Ancak Türkiye'de üst yönetim de bu uygulamalara sessiz kaldığı için kendi suçlarını biliyorlar ve ses çıkartmadan sessiz sedasız gönderdiler.
Psikolojisi bozuk bankacılar
Bu icatçı genç genel müdür yardımcısı geride bir enkaz bıraktı. Yüzlerce işsiz bankacı, bu bankadan haksız ücret politikasından dolayı nefret eden binlerce müşteri ve en önemlisi uyguladığı hedef baskısı ve mobbing nedeniyle binlerce psikolojisi bozuk bankacı. Birçoğunun çekmecesinde antidepresan ilacı var.
Bu banka bir araştırma yapsın. Son bir yılda kaç personeli psikolojik tedavi gördü?
Aslında bunu Çalışma Bakanlığı yapmalı. Bu bankanın kayıtlarından bunu ortaya çıkartabilir. Emin olun bu rakamlar yüzlerce değil binlerce. Zaten bu banka hakkında açılmış onlarca mobbing, yani psikolojik taciz davaları var. Bunlardan bir kaçı sonuçlandı ve banka tazminat ödemeye devam etti.
Şimdi bu yabancı sermayeli banka için yeni bir dönem açılıyor.
Geçen yıl başlattığı itibar yılı, bazı yöneticilerinin politikalarıyla itibarının batmasına neden olmuştu. Şimdi yeni bir sayfa açarak önce personel mutluluğunu sonra da müşteri mutluluğunu sağlayabilir.
Konunun takipçisi olmaya devam edeceğim.