Bilim dünyasını da zehirlemiş...
Tesadüf mü, garabet mi, yanlış seçim mi bilemiyorum, anlatacağım bu olayı nasıl adlandırırsanız adlandırın...
Kimine göre 180, kimine göre de 193 üniversitemiz var, mesela birinin adı "Altınbaş Üniversitesi"...
Konu, üniversitelerimizin sayısı ve isimleri değil; konu 193 üniversitemizden biri olan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin rektörü; daha doğrusu eski rektörü...
* * *
Tahmin ettiğiniz gibi, RTE Üniversitesi Rize'de...
Genç bir üniversite, fakültelerinde kontenjan açığı var çünkü öğrenciler bu üniversiteyi uzak diye tercih etmiyor...
Her üniversitenin rektörü gibi RTE Üniversitesi'nin Rektörü'nü de Erdoğan atadı...Yanılıyorsam lütfen düzeltin, rektörlük cübbesini de bizzat Erdoğan giydirmişti...
O da Rizeliydi, Çayeli'den; Ege Üniversitesi Tıp mezunuydu, iç hastalıklar uzmanı oldu, gastroenteroloji dalında ihtisas yaptı.
* * *
İşte o rektör, Prof. Dr. Arif Yılmaz fetö mensubu olduğu gerekçesiyle yargılandı ve bir yıla yakın cezaevinde kaldı. Avukatları tutukluluk haline itiraz edince hapis hali sonlandırıldı, ayağına elektronik kelepçe takılarak cezaevi hapsi, ev hapsine çevrildi...
Daha sonra bu duruma da itiraz edildi, bir üst mahkeme talep üzerine ev hapsini de kaldırdı, rektörün yargılanmasını erteledi.
Şu an RTE Üniversitesi rektörü yok, yakında bir atama yapılabilir...
* * *
Değerli okurlar, bu arada Ege Üniversitesi eski rektörü Mustafa Cüneyt Hoşcoşkun'un firar hali sürüyor. O da fetö ihanet çetesinin mensubu olmakla suçlanıyor. Eğer öyle olmasaydı rektörlüğü bırakıp kaçar mıydı...
Firar, düpedüz ikrar...
Rektör atama işini Cumhurbaşkanından almak lâzım. Zamanı olmadığı için hangi rektör neyin nesidir, o makama layık mıdır diye araştırma yapmaya zaman bulamıyor ki hep yanlış ismi bilimsel yarışa sokuyor.
* * *
Prof. Dr. Sevil Atasoy, tanınmış bir adli tıp uzmanı, o ne derse mutlaka dikkate almak lâzım...
Bu defa çok önemli bir hususa değindi ve yakalanan uyuşturucunun miktarıyla ederinin medya kuruluşlarında yayınlanmaması gerektiğini söyledi.
Rakama dayalı açıklamaların bazı kimselere cazip gelebileceğini ve uyuşturucu ticaretiyle kullanımını da özendirebileceğini vurgulayan Atasoy, mücadelenin kesintisiz sürdürülmesinin de şart olduğunu kaydetti...
Bir Prof. Atasoy'a bakın bir de fetöcü Prof'lara, aradaki farkı görün...
* * *
Feto denilen o iblisin Allah cezasını versin; bu ülkenin bilim hayatını bile zehirlemiş hain!
Bir de Türkân hocayı dinleyin
-----------------------------------------
Türkân Hacaloğlu bir eğitimci, rahmetli Prof. Dr. Mehmet Çavuşoğlu'nun kardeşi...
Yıllardan beri binlerce öğrenciye Türklük şuurunu hatırlatmış ve aşılamış, hizmeti büyük. Hacaloğlu yıllarca Türk Ocakları şube başkanlığı da yaptı.
AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın "Türkçülük bölücülüktür" sözlerine şöyle cevap veriyor:
-Bugün, Türk kelimesini ağızlarına almaktan rahatsızlık duyan, Türk'ün ve onun ülkesi Türkiye'nin çıkarlarını savunmaktan aciz, soy ve vicdan kusurlu insanların ipliklerini tam anlamıyla pazara çıkarmak, gerçek Atatürkçü olan Türkçüler'in en önde gelen görevlerindendir.
Asli kurucusu Türk olan Osmanlı'nın son dönemlerinde Türklük yok sayılırken 199 Askeri Tıbbiyeli Türk gencinin 1911 yılında başlattığı Türkçülük hareketinden sonra zamanın ilim ve fikir adamlarınca 1912 yılında kurulan, Atatürk'ün de çok önem verdiği ve desteklediği 105 yıllık mazisi olan Türk Ocakları'nın merkez şubesinin 16 yıldır Başkanlığını yürüttüğüm Ankara Türk Ocağı'nın Türkçü bir ferdi olarak gururluyum. Türküm, Türkçüyüm. Osmanlı'nın küllerinden yeni bir devlet kuran halkına Türk Milleti, kurduğu devlete Türkiye Cumhuriyeti Devleti adını veren Yüce Türk Atatürk'ün izinden yürüyen onun inkılâplarını yaşatmak için ömrü mücadele ile geçen bir Türk'üm ve Türkçüyüm. Atatürk'ün "Biz doğrudan doğruya milletseveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur" sözünü benliğinde yaşatan gençler yetiştiren Türkçü bir öğretmen ve Türkçü bir anneyim ve ben Türk'üm, Türk milliyetçisiyim.
DERKENAR
----------------------------------------------------------
Milliyetçiliği ayaklar altına aldığını açıklayan siyasal anlayış, bakalım daha nereye kadar özümüzü inkâra yeltenecek ve Türk'e de, Türkçülüğe de, Atatürk'e de, milletimize de dil uzatmayı sürdürecek.
Abdüllatif Şener'in kulakları çınlasın; "Bunlar Türk değil ki" derken gerçeği dile getirmişti, sesi kulaklarımızdan hâlâ çıkmıyor!
* * *
Bilge Kağan ne demişti bir de onu hatırlayın:
-Üstte mavi gök çökmedikçe/ altta yağız yer delinmedikçe/ senin ilini ve töreni kim bozabilir...
Evet, bunlar da dahil, kimse bozamaz!