Beyaz Camdan Portreler...
Artık rahatlıkla "çoğu gitti azı kaldı" diyecek döneme girdik. Sahip değiştirmeler, yer değiştirmeler derken gerek kanallar gerek ekran yüzlerinde "aynı tas aynı hamam". Konuklar ve sorgucular ise erken seçim tarihinin ilan edildiği güne döndüler.
İtiraf etmeliyim Kemal Kılıçdaroğlu'nun CNNTÜRK'te böylesine debdebeli ağırlanışına şaşırdım. Hele bu kadar uzun süre ayrılmasına afalladım. "Ne oldu, bir şeyler mi sezinlediler" demeye başladım.
Başak Şengül moderatörlüğündeki soru cevaplarda, Şirin Payzın eski çizgisini korudu. Hande Fırat o içten pazarlıklı gülüşünün arkasında yine "hükümet yanlısı" tavrını sürdürdü. Tek şaşırtıcı yanı, pantolon giymesiydi.
Son el değiştirmeden sonra en dikkatle takip ettiğim isim Murat Çelik. Tanıdığım ilk günden beri beğenirim -belki iyi Beşiktaşlı olmasındandır-. Demirörenlerin Doğan Grubu'ndan ilk satın almalarında Vatan gazetesinin Ankara temsilciliğini üstlendi. Çelik'i son büyük el değiştirmede her gün izler hale geldik. Hatta bazıları bunu "patron vekili oldu" şeklinde yorumladılar. İsmi Ne Oluyor olarak bırakılan, ancak formatı değiştirilen programda aynı tavrı görünce sevindim. Demek ki sahibinin sesi olmayacak. Murat Çelik'i tebrik ediyorum. Dilerim ileride beni hayal kırıklığına uğratmaz.
Telaffuz hataları
Buraya kadar hep ev sahiplerini yazdığımın farkındayım. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu değerlendirmeme fazla gerek yok. Son birkaç aylık sürede kat ettiği mesafe çok net. Belki aynı şeyleri söylüyor olsa da Kılıçdaroğlu'nun mantık dokusu müthiş düzeldi. Arıza yapan tarafı kimi kelimelerdeki söyleme hataları. Bunların sonuncusunu CHP reklamında yakaladım. "Alevi-Sünni" derken Sunni şeklinde hecelemesi genel arızalarından. Neyse ki "dunya" demekten vaz geçti. Kılıçdaroğlu bu alanda Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi'nin en büyük rakibi!
***
Akşener fırtınası
Millet İttifakı'nın liderlerinden Meral Bacı ise HaberTürk'te idi. Teke Tek'te Fatih Altaylı'nın konuğu oldu. Altaylı, grubundaki bunca yanlı arasında tek istisna. Sergen Yalçın gibi "kalem çevirmeler" dışında kimseyi rahatsız etmiyor. Gerekeni soruyor. Zaten doğrusu da bu.
İYİ PARTİ'nin Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener'i dinlerken ne kadar rahatladığını anlıyorsunuz. Gaziantep'i küme düşürmesiyle ünlenen kulüp başkanına meydan okuyuşu anlamlıydı. Bir tek nara atmadığı kaldı. Sanki Erzurum'un "Kara Fatması" idi. Akşener'in bir lafını ise çok beğendim; "Her liderin, her şeyi bilmesi mümkün değildir". Anladığınız gibi hedefinde Erdoğan vardı.
Bir örnek
Bu konuda geçmişte yazdığım bir anımı tekrarlayacağım. Merhum Turgut Özal'ı dünyanın en ünlü cerrahı Gazi Yaşargil'e "Yeni beyin ameliyatı tekniğini anlatırken" izlemiştim. Hoca, hiçbir şey söylemeden yürüyüp gitmişti. Bugün de benzeri şeylere tanık oluyoruz. Ortalık çok bilmiş "Cumhurbaşkanlığı başdanışmanları dolu". En ünlüsü Yiğit Bulut. Hüseyin Movit'e göre Bulut'un onayı alınarak 1 dolar 5 liraya sabitlenmeli. Satın alma değeri 50 kuruş olacak yeni para biriminin adı Papel. Tabii bu arada parayı basacak makinelere Papelograf ismi konmalı. Merkez Bankası Başkanı'na Papelman adı verilmeli. İlk adayımız da tahmin ettiğiniz gibi Yiğit Bulut.
***
İki isim daha
Dedim ya, bazı isimler gözümde büyürken, kimilerini hayretle izliyorum. İyi örneklerin başında Prof. Dr. Mithat Baydur gelmekte. Her şeyden önce dolu. Buna objektif yanını ve güzel konuşmasını ekleyebilirsiniz.
Son olarak NTV'de "Estirilen af rüzgârı" için önemli laflar etti. Gözü kapalı, iyi incelenmeden gerçekleştirilecek bir affın toplumda derin yaralar açacağını iyi anlattı. Tabii kavraması olanlara.
Kanal kanal gezen araştırmacı Hilmi Daşdemir'e ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Amacı Meral Akşener'e bindirmek ya, saçma sapan şeylere sığınmakta. Akşener'in ölümle tehdit edilmesinden bile habersiz. "Aracının yolu çöp kamyonuyla kesildi diye, bir kadına yakışmayan hakaretlerde bulundu" şeklinde konuşabildi. Sadece bu kadar mı? Daşdemir'e önerim, Tarafsız Bölge'deki kurusıkılarını oturup yeniden izlesin. Ne kadar saçmaladığını belki o zaman anlar.
***
MESAJLAR
A. İhsan, değerli dostlardan. Önerdiği kitabı ilk fırsatta okuyacağım. Eshabil Bozkurt'un üç cümleyle özetlediği Türkiye manzarası mükemmel. Benim her gün 4300-4400 vuruşla yapmaya çalıştığım işi bu kadar az kelimeyle becermesi ayrı yetenek.
...
GÜNÜN SÖZÜ
-Ama yol yaptılar- diyenlere soruyorum; 'peki neden sonra yoldan çıktılar?'. İbrahim Ormancı