Beşiktaş'ta O Sene'den Her Sene'ye

Yıllar yılı "Aldırma Kartal aldırma"yı söyleyenlerdenim. Ligin dibine demir attığımız günlerde bile dik durduk. Süleyman Seba'yla yeniden doğuşu yaşadık. Bugünlerin gelişini bekledik. Göçebe gibi, rica minnet bulduğumuz statlarda maça çıktık. Modern bir sahaya kavuşmamızla her şey değişti. "Battı, batıyor" denilen "kümeye" diye bağırılan takım 1940'ların ruhunu yakaladı. Kartal'ın artık "uçuş rotası" iyidir. Fikret Orman'ın bu işe soyunduğu günkü sözünü duvara astım; "Avrupa'da bir kupa kaldıracağız". Bazı sloganlarımız değişti. "O Sene, Bu Sene"nin yerini, "O Sene, Her Sene" aldı.

Şampiyonluk tadına doyulamayan bir şey. Neden İtalya'nın Juventus'ü gibi olmayalım. O da siyah-beyaz. Niçin kupalara ambargo koymayalım? En güzeli de Serpil Hamdi Tüzün'lü döneme dönüşün hazırlıklarını fark etmek. Kendi çocuklarını yetiştirip, sahaya süren Beşiktaş'ın sırtı yere gelmez. İşte o zaman "Gomez gitti" ya da "Sosa kaçtı" hayıflanmaları biter. Yeter ki futbolumuzun hastalığı "ben oldum"dan uzak duralım.

Madalyonun öbür yüzünü şimdilik hafif geçeceğim. Örneğin Şenol Güneş, Cenk Tosun'a nasıl 60 dakika tahammül edebildi? Yere göğe sığdıramadığı Marcelo yolgeçen hanı gibi. Fabri'nin sıradan kaleci olduğunu artık fark etmeli. Neyse eleştiri kısmını şimdilik bu kadarla sınırlı tutacağım.

Gizli kahramanlar

Spor medyasındaki tek kulüp egemenliğinin azaldığının farkında mısınız? Benim gözlemim Beşiktaşlıların arttığı. Uzun yıllar Ergun Kaftancı, Turgay Demir, Ercan Taner, Ömer Güvenç gibi isimlerle yetindik. Daha sonra bunlara Meriç Müldür, Güntekin Onay, Fatih Doğan, Kartal Yiğit, Serdar Sarıoğlu katıldı. Son dönemde Ali Habib Baransel gibi genç yetenekleri görmekle mutlu oluyorum. Sıraladıklarım birkaç örnek. Geriden gelen yenileri de fark ediyorum.

Böylesi bir şampiyonlukta aklımdan hiç çıkmayanlar var. Süleyman Seba'dan Vedat Cem'e kadar rahmetle yad ettiklerim arasında Cenk Koray, Şakir Süter, Kâzım Kanat ve Vâlâ Somalı'yı sayabilirim. Hakk'a yürüyen tüm Beşiktaşlıları unutmuyorum. Bunlar en kötü günlerde camiayı ayakta tuttular. Bir de Beşiktaşlılığını gizlemeye çalışanlar mevcut. Mesela Süleyman Demirel bu gruptandı. Gizlemeye kalksa da Erman Toroğlu böyledir. Bir Kumkapı gecesi "Beşiktaş sempatisini" -haydi böyle diyelim- itiraf etmişti.

First lady

Gelelim zamanımızın önemli ismi Emine Erdoğan'a. İlginçtir onun Beşiktaşlı olduğunu ilk yazan oldum. Hatta, Yalçın Karadeniz başkanlığındaki divan üyelerinin Akşam gazetesinde beni ziyaretlerinde bunu söylediğim zaman şaşırdılar. Emine Hanım'ın siyah-beyaz tutkusu eşinin sarı-lacivert sevgisinden çok daha fazladır. Yeni stadın yapımı sırasında verdiği desteği çok kişi bilmez.

Diğer ünlüler

Sanat dünyasından birkaç kişiyi buraya almazsam haksızlık olur. Gaziantep'teki maçta Başkan Orman'a kızları Nazlı ve Aslıgül'den daha yakın duran Gökhan Tepe'yle başlayacağım. Murat Boz genç Kartallardan. Hakan Altun en vefalı olan. Bir de TSM icracısına selam yollamak istiyorum; Metin Millî. Yıllar önce bir şampiyonluk kutlamasında gıcır gıcır Jaguar'ının üstüne çıkanları kahkahalarla izlemişti. Yine iyi Beşiktaşlı Hülya Avşar'ı unutmayalım. En önemli mesajı Hülya Koçyiğit'e yolluyorum. Şampiyonluğun verdiği moral motivasyon hastalığı yenmesine katkı sağlayacaktır. Yazmaya yer bulamadıklarım ise beni affetsin. Kısmetse onları da seneye ekleriz.

***

KAMU SPOTLARI'ndan birini çok beğeniyorum. Sigaranın zararlarını anlatıyor. Bunda rol alanlardan biri "kahveyi sigarasız içemiyorum" diyor. Aynı bayanı şimdi çorba reklamında görmeye başladık. Bu kez "nefis olmuş" şeklinde konuşuyor. İşin enteresanı kadıncağızı iki rolde gösteren yapımlar peş peşe yayınlanıyor. Biraz tuhaf değil mi?

...

BURADA HAYAT VAR: Aynur Tartan bu defa Balıkesir'deydi. kentin Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur'un konuğu oldu. Yerel sanatçı İsmail Özkan ses ve sazıyla sohbete katkıda bulundu. Her şeyi bildiğini iddia eden Tartan, "İki keklik bir derede ötüşür"ün şehitler için yazıldığından bihaberdi.

Yazarın Diğer Yazıları