Beka sorunumuz var!
Türkiye'nin milli çıkarları tehlikede. Ve bu durum sürüyor. Çünkü ülkenin yönetiminde derin bir aymazlık ve öngörüsüzlük yanında bir de umursamazlık var.
Beka meselesin dış politik boyutu kadar iç politik boyutları da sıkıntılı. Sadece Barzani meselesi değil konu. Bir de beyin göçü, ekonomik nitelikli insan kaybı yaşıyoruz.
İşte bakınız dünkü Yeniçağ Gazetesi'nin internet sitesinde ilkokul 1. Sınıflar için hazırlanan Türkçe ders kitaplarındaki Türkiye haritalarında Ege Adaları gösterilmemiş.
Tam bir tiyatro.
15 yıldır iktidarda bulunanlar Barzani ile yatıp Barzani ile kalktılar. Referanduma gelene kadar içimizi sızlatacak o kadar olay yaşandı ki, bugüne gelmemiz kimseyi şaşırtmadı.
Şimdi de Ege Adaları'nı birileri gözden çıkarmış. İşte bu ve daha pek çok sebeple diyoruz ki: Türkiye'nin ciddi bir beka sorunu var. Ülkeyi yönetenler, milli duyarlıkları en aza indirerek toplumsal direnç noktalarını sıfırlamanın peşinde.
Ayrıca yine dikkatinizi çekerim. Halen daha hükümet partisinin milletvekillerinden Barzani'nin yaptığı referanduma destek veren milletvekilleri var. Kendi dışındakileri, özellikle de milliyetçi duranları FETÖ'cülükle suçluyorlar, kendileri, Misak-ı Milli'yi defterden silmek üzere yola çıkmış gibi davranıyor. Barzani'ye destek veriyor, Çiprasın hayallerini okul atlaslarda gerçekleştirenleri görmezden geliyorlar. .
Aynı şekilde Filistin'e ağlar görünüp, İsrail'in açık ve net olarak "milli çakırıma uygun" deyip desteklediği Barzani'yi yıllardır ihya ediyorlar.
"Savaşırım ha.." dedikleri peşmergeye silahlı eğitim vermeyi referandum gününe kadar sürdürdüler…
Güler misiniz ağlar mısınız..
Sadece bu anlatılanlar bile durumu anlatmaya yeter de artar bile.
Adam "referandum yapacağım" diyor aylar öncesinden, Ankara'dakiler bir zahmet Türksat'taki propaganda yayınını bile kesmiyor. Türkiye'de muhalefete televizyon bırakmayan iktidar, Barzani'yi aylardır Türksat'tan bangır bangır bağırtıyor.
Evet, Türkiye kötü yönetiliyor. Milli kazanımlarımız teker teker risk altına girmeye devam ediyor. 15 yıldır ülkemizin başına gelmeyen kalmadı. Ülkenin bütün kurum ve kuruluşları kevgire döndü.
Bütün kurumları partileşti.
Bütün bürokrasi partileşti.
Türkiye kilitlendi.
Beyin Göçü/Bakanın boş sözleri
Haberler kötü. Ülkeyi yaşanmaz bulanlar terk ediyor. Eline birkaç kuruş geçirenler daha mutlu olacakları ülkelere göçüyor. Son zamanlarda bu durumu anlatan haberler okuyoruz.
Ne demek bu?
Birincisi, orta sınıf anomi (karmaşa) yaşıyor demektir.
Değerler yozlaşması var demektir.
Gelecek kaygısı olanların sayısı artmış, insanlar kendi ülkelerinde mutsuz demektir.
Başka?
Beyin göçü demektir. Kalifiye, yetişmiş işgücü, ülke ekonomisinde kullanılmıyor, harcanıyor demektir. Nitekim istatistik verilerine bakıldığında üniversite mezunları arasında işsizlik oranlarının artığını görmekteyiz. Bunun anlamı da şudur: "Yetiştir, geliştir, sokağa terk et." Unutulmalı ki "harcandı" dediklerimiz insan. Hem de bu ülkenin insanları. "Şimdilik bir kenarda dursun daha sonra onlarla ilgilenirim" diyemezsiniz. Çünkü insanlar, yaşlanan canlılardır. Aradan yıllar geçtikçe zindeleşmek yerine yaşlanırlar ve iş gücünü kayıp ederler. Bu nedenle tam zamanında yönetim, nitelikli istihdam politikaları üretememişseniz, onların sadece okulda geçirdikleri zamanlarını çalmış olmazsınız; ömürlerini elinden almış olursunuz. Aynı zamanda ülkesi için faydalı olacakları tüm seçenekleri de yok etmiş olursunuz.
İnsan harcama makinesine dönen bir eğitim sistemi içinde boğulmamıza rağmen ülkenin talihsizliğine bakınız ki Milli Eğitim bakanı, "Bizim doğalgazımız, petrolümüz, elmas madenimiz yok ama elmastan değerli bir eğitim sistemimiz var" diyebiliyor..
Ne diyelim.
Allah akıl fikir versin..