Batı’dan Doğu’dan “Yeni Türkiye”

Yunanistan’da yeni kurulan hükümetin Savunma Bakanı Panos Kammenos, 30 Ocak Cuma günü, askeri helikopter ile Kardak Kayalıkları bölgesine geldi. Kammenos, 19 yıl önce ölen Yunan subayları için helikopterden denize çelenk bıraktı. Bu faaliyet (!) sırasında Türk ve Yunan uçakları ile sahil güvenlik botları arasında it dalaşı meydana geldi. Dışişleri Bakanlığı “önlem aldık ama hava sahamız ihlal edilmedi” iddiasında bulundu.
“Ancak gerçek durum öyle değil. Dışişleri Bakanlığı yalan söylüyor.”
Dışişlerinin yalan söylediği iddiası Ege ve Akdeniz’de adalarımızı Yunan’a teslim ettiğimizi belgeleriyle ortaya çıkaran eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım’a ait.
Yeni bir Kardak skandalı ve “yalan”ı ile karşı karşıyayız. İddiasını, deneyimli asker gözüyle belgeleriyle şöyle ispatlıyor Ümit Yalım;
“Basında çıkan resim ve video görüntülerinde, Bakan Kammenos’un helikopterinin, Batı Kardak Kayalığının hemen yakınında uçtuğu görülüyor. Batı Kardak Kayalığının sahillerimize olan uzaklığı 3,8 mildir. Ege Denizi’ndeki Türk karasuları ise 6 mil olup karasularının üzerindeki 6 millik saha da Türk hava sahasıdır. Resim ve görüntülerden anlaşılacağı üzere, Bakan Kammenos’u taşıyan Yunan Cougar askeri helikopteri, Türk hava sahasını yaklaşık olarak 2 mil ihlal ediyor. Türk Dışişleri Bakanlığı ise “hava sahamız ihlal edilmedi” diyerek açıkça yalan söylüyor.”
**takan1-006.jpg takan2-004.jpg


Ümit Yalım önemli tespitlerde bulunuyor;
“Kardak krizi sırasında, Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından, 29 Ocak 1996 tarihinde Yunanistan’a bir nota verilmiştir. Notanın 5. paragrafında, Kardak Kayalıklarının Türkiye’ye ait olduğu belirtilmiştir. 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması’ndan sonra çizilen İngiliz ve Amerikan haritalarında, 12 Ada bölgesinin deniz sınırları gösterilmiştir. Kardak krizi sırasında da, Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından, Yunan tarafına kanıt olarak sunulan, 1939 ve 1943 tarihli İngiliz haritaları ile 1951 ve 1957 tarihli Amerikan haritalarında, 12 Adanın deniz sınırı, Kalolimnoz Adasının batısından geçiyor. Haritalarda, Kalolimnoz Adası ve Kardak Kayalıklarının Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olduğu açıkça görülüyor. Kalolimnoz Adası da 6 millik Türk karasularının içinde bulunmaktadır. Söz konusu İngiliz ve Amerikan haritaları da Dışişleri Bakanlığı’nı yalanlamaktadır. Sorun, Ege Denizi ve Akdeniz’de, Türkiye Cumhuriyeti’ne ait 16 ada ve 1 kayalığın, Yunanistan tarafından işgal ve ilhak edilmesinden kaynaklanmaktadır. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Bakan nezdinde Türk Dışişleri Bakanlığı’nın, milletimizin zekâsıyla alay ederek, milletimizin gözünün içine baka baka yalan söylemeye hakları yoktur. Ayrıca, Çavuşoğlu ve Dışişleri Bakanlığı’nın, “hava sahamız ihlal edilmedi’ açıklaması yaparak, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Kalolimnoz Adası ve 6 millik karasuları üzerindeki egemenlik haklarını yok saymaya hakları yoktur, hadlerine de değildir.

takan3-003.jpg

1982 tarihli Türk Karasuları Kanunu’nun 1. maddesine göre “Türk karasularının genişliği 6 deniz milidir.” Kanuna göre Bakanlar Kurulu’nun karasularını artırma yetkisi var, eksiltme yetkisi yok. Mevcut durum itibarı ile AKP Hükümeti, Ege Denizi’ndeki karasularını 6 milden 3 mile indirerek, 3 milin ötesindeki egemenliği Yunanistan’a devretmiş durumda. 3 milin ötesine geçen vatandaşlarımız, Yunan sahil güvenlik botları tarafından açılan ateşle öldürülüyor veya yakalanıp Yunan adalarına götürülerek tutuklanıyor, balıkçılarımız 3 milin ötesinde avlanamıyor. Ege Denizi’nde, Türk karasularında vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği kalmamıştır. Ege Denizi’nde 3 milin ötesinde kamu düzeni de kalmamıştır.”

Cizre hava sahasına girdik(!)
İnsansız hava araçlarımızın sınır ötesi gözetlemeler için kullanıldığını biliyorduk bugüne kadar. Ama öyle değilmiş!..
İçişleri Bakanlığı’nın terör raporunu incelerken “Yüksekova talep listesi” başlığında, 13’üncü maddede; “İHA verilmesi”, 15’inci maddede; “Zeplin konusu (havacılıkla görüşülecek) satırları çok dikkatimi çekmişti. Haberi takip ederken, özellikle Cizre ve Yüksekova başta olmak üzere Silopi, İdil, Nusaybin ve Şırnak merkezde inisiyatifi ele alan PKK/KCK/YDG-H terör örgütüne karşı emniyet birimlerinin Ankara’dan İHA talebinde bulundukları bilgisine ulaştım.
Biraz daha soruşturmacı gazetecilik yaptık. Karadan her hangi bir şekilde ilçeye giremeyen güvenlik güçlerinin talebi üzerine Cizre’ye 2 adet İHA gönderildiğini öğrendik. İHA’ların havadan kontrolleri sırasında Cizre’nin farklı noktalarında açılmış 187 adet hendek tespiti yapıldı. BDP’li belediye araçlarıyla açılan hendeklerin, AKP, HDP seçim ittifakı çalışmaları çerçevesinde göstermelik olarak bazılarının kapatılmaya çalışıldığı böylece gün gibi ortaya çıktı..
Çok acı!.. Devlet, karadan giremediği kendi topraklarında, sınır ötesi operasyonlarda kullanılan İHA’larla sadece gözetleme yapar noktasına geldi.
Batısı ve Doğusu ile bölünen Türkiye’den iki çarpıcı kare daha sundum...
Ne dersiniz?.. Sizce “Yeni Anayasa” nasıl yazılacak?..

Yazarın Diğer Yazıları