Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Basın özgürlüğü ve Davutoğlu

Fatih Altaylı’ya bir üst düzey eski (yabancı) diplomat Davutoğlu’yla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapmış: “Dışişleri Bakanınız Ahmet Bey’den Avrupalı meslektaşları kaçıyor. Çünkü herkese ders verir tonda konuşuyor... Herkese cahil muamelesi yapıyor. Üstelik güncel öngörülerinin de objektif değil duygusal olduğunu herkes anladı. Artık inandırıcı değil. Kimse duymak dinlemek istemiyor”.
Davutoğlu, teorik olarak dillendirdiği hemen her stratejinin pratik tarafından yalanlanan bir bakandır. Onu yalanlayan dış politik söylemlerinden bir kaçını hatırlamak bile söylenin ne anlama geldiğini açıklar niteliktedir: Kıbrıs’ta “bir adım önde olmak”, “Suriye ile sınırları kaldırmak”, “komşularla sıfır sorun”, “Ermenistan ile kapı açmak” vb.
Davutoğlu’nun Freedom House’un, 2014 yılında 197 ülkeyi basın özgürlüğü yönünden değerlendiren raporuna yönelik sözleri tamı tamına ibretliktir. Bu raporda Türkiye, uzun bir aradan sonra ilk kez ‘kısmen özgür ülkeler’ ‘kategorisinden “özgür olmayan ülkeler” kategorisinde değerlendirildi. 15 yıl sonra Türkiye, ilk kez basın özgürlüğü bakımından “kısmen özgür ülkeler “kategorisinden” özgür olmayan ülkeler’ ‘kategorisine düştü. 197 ülke arasında 134. sıraya gerileyen Türkiye, Ekvador, Ermenistan, Güney Sudan ve Libya ile aynı notu paylaştı.
Ahmet Davutoğlu, bu rapora yönelik şu değerlendirmeyi yapmıştır: “Gazetecilerimiz ‘kısmen özgür’ denilen ülkelerden de ‘özgür’ denilen ülkelerden de daha özgür. Gazetecilerimizin de bu raporu reddetmelerini bekleriz... Türkiye’ye bir algı operasyonu yapılıyor”.
Davutoğlu bu raporun gazeteciler tarafından reddedilmesi gerektiğinden söz ediyor. Türkiye’de gazetecilerin iktidarın baskısından ne çektiğini bilmezlikten ve görmezlikten geliyor. Davutoğlu, adeta AKP’nin basının boynuna doladığı ipi kravat, basın mensuplarının tepesinde sallanan kılıcın ise talih kuşu olduğuna inanmalarını istiyor. Gazetecilerin ne yaşadıklarını, ne çektiklerini ve nasıl baskılara maruz kalarak işlerini kaybettiklerinden Davutoğlu’nu haberi olmamış olamaz. Davutoğlu’nun Türkiye hapishanelerinde kaç gazetecinin hâlâ tutuklu olduğundan haberinin de olmamış olması düşünülemez.
Davutoğlu’nun şu gelişmelerden haberdar olmadığı söylenemez. Bu ülkenin Başbakanı olan zat gazetecileri kast ederek söylemiştir: “Daha düne kadar üniformalılar yazdıklarınızdan dolayı azarlıyorlardı. Onların o tasmalarını biz çıkardık. Şimdi ise boyunlarına uluslararası tasmaları taktılar”.
Tayyip Erdoğan medya patronlarına yönelik olarak şunları söylüyor: “Köşende yazı yazanın maaşını sen veriyorsun. Yarın feryat etmeye hakkın yok... Kusura bakma kardeşim bizim dükkanda sana yer yok”
demelisiniz.
Tayyip Erdoğan’ın bu tavrı onun medyada ‘patronların patronu’ haline geldiğinin kanıtıdır. Bu yüzden onlarca televizyon programcısı, köşe yazarı ve gazeteci işinden kovulmuştur.
‘İmralı Zabıtları’nın yayınlanmasına kızan Erdoğan ‘Batsın sizin gazeteciliğiniz’ demiştir.
Tayyip Erdoğan giderek müdahale işini iyice büyüterek muhalefet liderinin konuşmasını kestirmiş ve yazıları televizyon ekranlarından sildirmeye kadar vardırtmıştır.
Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı konuşmanın altyazı olarak verilmesinden rahatsız olan Başbakan Erdoğan, Fas’tan televizyonu arayarak yayını kaldırtmıştır.
Türkiye’nin başbakanı, Habertürk gazetesinde yer alan “Bu mu sağlıkta çağ atladığı iddiasında olan Türkiye” başlıklı sağlık haberi için gazeteyi arıyor. Haberden şikâyet eden Erdoğan “Bizim sağlıkta yaptıklarımızı görmemezlikten gelmek bizi üzüyor. El insaf edin yani, böyle başlık nasıl atıyorsunuz ya” diyor. Gazete yöneticileri ise “Kaçak olmuş. Bu bir ayıptır efendim” dedikten sonra bunu telafi edeceklerine söz veriyor ve gereğini de yapıyor.
İnternet, Facebook, YouTube, twetter bir yana yalnızca yukarıdaki olguların yaşandığı bir ülkede basının özgürlüğünden söz edilebilir mi?
Hangi demokratik ülkenin başbakanının kendisine soru soran gazeteciyi haşlayıp, haşhaşi ilan ettiğini ya da sınır dışı ettirdiğini Davutoğlu’nun açıklaması gerekir. Hakkını da yemeyelim Türkiye’de AKP’nin politikalarını savunan basın özgürdür.

Yazarın Diğer Yazıları