Başbakan'ın emniyet şeridi ihlalleri

Önce TRT'de izledim. Daha sonra özetlerini diğer ekranlarda. Başlığı "Gönül Dağı" idi ama ben olsam küçük bir ilave yapar ve "Çoban Sülo'dan Şoför Bila'ya" koyardım.

Bu arada birkaç gözlemimi aktaracağım. 40 yaşında bu kadar temiz bir otobüsü -midibüs- trafiğe çıkar hale getirmek büyük başarı. Yaşı yeterli olanlar bunların reklamını hatırlar; "Magirus geçti".

Başbakanı bir dönemin İDO -İstanbul Deniz Otobüsleri- Genel Müdürü iken tanımıştım. Dünya görüşü, ideolojisi ve hatta esprileri o gün neyse bugün de o. Tarzı, tavrı hep gülen yüzü üstüne kurulu. Geçenlerde çok yakınım biri "Ben bu adamı seviyorum" itirafında bulundu. İşte bu çok önemli.

CHP'lilerin kamyonculara sahip çıkışına rehberlik yapan şoföre eski cezalarının bulunup yazılmasına karşıyım. Böylesi zihniyetle Başbakanın ilgisi olduğunu sanmıyorum. Bu tip işleri "iz sürerek, burnundan getirmeye kadar götürenleri" kınıyorum.

Eğer ben de bu yoldan devam edecek olursam, Başbakanın yanında oturan ünlü yemek programcısı Hollandalı Wilco van Harpen'in kemer takmadığını söyleyebilirim. Köprülerdeki şerit ihlalleri de bir hayli fazlaydı. Emniyet şeridi de bonusdu. Madem adalet aranıyor, katlamalı cezaları bekliyorum. Unutulan sadece aracın arka tarafına "At şişeyi, dön köşeyi" yapıştırılmamasıydı.

Başbakanın iyi yemek yaptığını, Arnavut ciğeri ve karnıyarıkta iddialı olduğunu bu vesileyle öğrendik. Refahiye-Kayıköy kökenli Yıldırım'ın Kasımpaşa yıllarından oldukça etkilendiğini biliyorum. Çarpıcı olan kokoreç tutkusunu itirafıydı.. Hatta Erdoğan'ın da bu yiyeceği çok sevdiğini açıkladı. Cumhurbaşkanının simit-eski kaşar peyniri yerken görüntülerini sıkça izledik. Ancak kokoreç yerken ekranlara hiç yansımadı. Çekindiği kesin. "Taş fırın erkeği Haluk"un tarifiyle "laap laap" yenecek bir şeyin görüntülenmesinden kaçtığı mutlak. Demek ki kokoreçi gizlice götürüyor. Süleyman Baba'yı bir kez daha hatırladım. Onun da favorileri kuru fasulye ve yarma buğdaydan yapılmış pilavdı. Yapan Nazmiye Hanımla birlikte rahmet diliyorum.

Gönül Dağı'nın çekimleri güzeldi. İçeriden, dışarıdan ve hatta havadan kayıtlar çok iyiydi. Yapım TRT dışına havale edilmişti. Bu güzel programa imza atan Ferhat Yalçın'ı kutluyorum. Müzik setine yerleştirilen Erzincan türküsü "Duman Dağı"nı akıl edeni de ayrıca tebrik ediyorum. Detaylar iyi çalışılmıştı. Başbakana "Orda Bir Köy Var Uzakta" dizelerini söyletmek de güzel bir düşünceydi.

***

Yersen'ciler

Televizyon tartışmalarında iki tip "borazanlar" var. İlk bölümdekiler beni itiyor. Bunlar, karşı düşüncedekilere saldıranlar. Örnek vermem gerekirse Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ve aynı unvanlı Tayyar Arı gibiler. Bunlar da kendi içlerinde gruplara ayrılıyor. Hacısalihoğlu, döver gibi konuşuyor. Arı ise hırçınlaşıyor.

Yandaşlar arasında akıllı ve yumuşak üslup kullananları da fark ediyoruz. Bu konuda en prototip isim Faruk Acar. ANDY-AR'ın patronu gayet sakin. "Erdoğan ilk turda yüzde 55 hatta 60'la seçilir"i tekrarlayıp duruyor. Elinde sadece "hipnoz saati" yok. Bu defa Türkiye'nin Gündemi'nde iki isim birden "yemezler" dedi. Siyaset uzmanı Gülfem Saydan Sanver ile SONAR'ın başkanı Hakan Bayrakçı "Biz senin kamuoyu oluşturma gayretlerini yutmuyoruz" dediler. Bayrakçı hatta Acar'ın Ak Parti'ye "güler yüzlü hizmetleri"ne gönderme yaptı. Faruk Acar'ın son planı tüm partileri kendi adaylarıyla seçime sokma üstüne kurulu. Kılıçdaroğlu'nu başkan adaylığına zorluyor. Neticede CHP Genel Başkanı "ben de varım" dediği gün Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını ilan edecek, tabii "yerseniz!"

***

Bahçeli'nin durumu

İbrahim Uslu'dan müthiş bir Devlet Bahçeli analizi dinledik; "Ak Parti ile iş birliği yaparak en fazla yüzde 8-10'luk bir partiyi iktidar ortağı yapacak. Ayrıca kurultayı da garantiye alacak. Muhalefetsiz bir destekle yeniden başkan seçilecek."

Birisi daha

Ak Parti yandaşlarından Adil Gür ise NTV'deydi. 24-26 Aralık arasında yapılan anket sonuçlarını açıkladı. "Erdoğan uzak ara kazanır" faslını bir kenara atıyorum. Bence en önemli tespiti, Kudüs'le ilgiliydi. Bu konuda ona aynen katılıyorum. Kudüs politikası sandığa mutlaka yansıyacaktır. Şu anda durum gerçekten böyle.

Dün temelleri iyice atılan iş birliğinde esas sorun aday listeleri belirlenirken yaşanacak. Mesela İstanbul 3. bölge 8. sırayı kim alacak. Ya da İzmir 2. bölgede 4. isim belirlenirken görün siz kavgayı. Neticede hallolur. "Sarayın kapıkulları" ne verirlerse razı olacaktır!

Yazarın Diğer Yazıları