Baro'daki parmaklar Habur'dan
Dünyanın en fazla üyeli barolarından birinde seçim yapıldı. Önceki başkan aday olmadı. Yerine aynı ekipten bir başkası seçildi. Yeni başkan artık Mehmet Durakoğlu. Ümit Kocasakal'la aynı çizgiden. Katılımcıların %54'ten fazlası aynı isme oy verdiğine göre hakimiyetin hangi yönde olduğu belli. Kampanya başladığından beri iktidar desteğini alan adayın durumunu merak ettim. Kazanan sandığı doldururken, "malum kanattan destekli" Mehmet Sarı zorla üçüncü olabildi. İktidarın tüm görüntülü ve yazılı medyasının gücü ancak bu kadarına yetti. Sarı için gayret gösterenlerden biri Sayın Meclis Başkanı İsmail Kahraman'dı. Genel kurula kadar gidip oy vermeyi ihmal etmedi. Şimdi "kimi desteklediğini nereden biliyorsun?" diyeceksiniz. Üçüncü sırayı alabilen hemşerisinden başkasına mı oy verecekti?
Benim canımı sıkan Tahir Elçi posterleriyle dolaşanlardı. Diyarbakır Barosu'nun öldürülen başkanının fotoğraflarından rahatsız olmadım. Bence Elçi, şimdilerde milletvekili olan ve CHP Genel Başkan Yardımcısı yapılan Sezgin Tanrıkulu'dan daha ılımlıydı. Olay çıkaranların görüntüleri geçmişi çağrıştırdı. Hele o yaptıkları zafer işareti yok mu? İki parmağın havaya kaldırılıp sallanma şeklini yıllar önce tanımıştık. Habur'dan üniformalarıyla girerken yapılanın aynı idi. Kimi ünlü şarkıcılar, nevruz alanlarında bunu pişkinlikle sergilemişlerdi. Sesi kısılasıcalar, "sarı-yeşil-kırmızı" renklere de bürünmeyi ihmal etmemişlerdi. Churchill'in zafer işaretinin açısı daraltılmış hali bizde "bölünme sembolü". Bu vatanı yürekten sevenler, durumdan vazife çıkartmak zorunda. Başka çaremiz yok!
Genç kızın gözyaşları
O Ses Türkiye'de bir gerçeğe tanıklık ettik. Deniz adlı kız ikinci kez elenince "tek kişilik trajedi"sini sahneledi. "Dans ettim. Figüranlık yaptım. Müzik çalışmalarına bile katıldım. Yine kazanamadım" diye konuştu. Devamlı ağladı. Deniz geçen yıl da katılıp elenmişti. Bu defa da aynı akıbete uğradı. İlkinde Acun Ilıcalı'nın bir şans daha vermesiyle bu yıl da katıldı. Acı olan, jüri yine yerinden kıpırdamadı. Feryat başlayınca başta jüri olmak üzere tüm salon ağladı. Sonunda buna dayanamayan Murat Boz, Deniz'i ilk konserine beklediğini söyledi. Orada şarkı söyleteceği sözünü verdi. Hepsinden önemlisi "ışık görürsem seni vokalistim yapacağım" deyişiydi. Gözyaşları bu defa mutluluktan aktı. Sanırız bundan sonraki gelişmeleri yarışma günlerinde izleriz. Gözlemime göre olası intiharı önleyen Murat'a önce teşekkür ediyor sonra küçük bir uyarıda bulunmak istiyorum. Şaka bile olsa ".... okumalarına" son versin. Kişisel olarak uğursuzluk getirdiğine inanırım. Kaldı ki, döner dolaşır bunu okuyanın başına gelir. Bu da benim inanışım.
Yarışmada en hoşuma giden bölüm Galatasaraylı Sabri Sarıoğlu'nun sahne alan yeğeni idi. Ilıcalı bunu tekrar tekrar hatırlatınca Ali sonunda patladı; "Sabri'nin yeğeniyim ama kombineli bir Beşiktaşlıyım"ı yapıştırdı.
Değişen bir şey yok
Şeffaf Oda, ekran değiştirdi. CNNTÜRK'te devam ediyor. Sponsoru ise değişmedi; Ali Ağaoğlu. Kanalın ücreti yine onun cebinden. Format ise aynı. "Halil Sezai'nin dişisi" diyeceğim kalben solistti. Serenay Sarıkaya ve iki genç ve güzel dizi oyuncusu öteki konuklardı. Bu durumu geçmişten bir hatıramla perçinlemek istiyorum. Rahmetli Yener Süsoy, gazetenin sabah toplantısında magazin sayfası için hazırladığı fotoğrafları getirmişti. Civaoğlu'nun önüne bıraktı. Bir kaç dakika sonra Güneri Bey'in hışımla havaya sıçradığını gördük; "Yener, bana bu kart karıları getirme demedim mi?" Hani o kart denen hanımların adlarını saysam yer yerinden oynar. Toplantı sonrası Süsoy'a şu espriyi yapmıştım; "Bana bak bundan sonra yumurta haberi yaparken bile, onu bir mankenin eline tutuşturacaksın". Rahmetli buna acı acı gülmüştü. Aradan 35 sene geçti ama Güneri Civaoğlu cephesinde yeni bir şey yok. Hâlâ "Yavrunuzun Sayfası" yapıyor!
***
ÖZEL NOTLAR:
* Ercan Çitlioğlu'ndan sağlık haberini alınca çok sevindim. Gönderdiği kitap emin ellerde. Türkiye'nin Çitlioğlu gibi terör uzmanlarına ihtiyacı var. Önerilerini izlemek istiyoruz. Allah'tan uzun ömür diliyoruz.
* TRT Müzik'ten aldığım mesajlara teşekkür ediyorum. Öncelik kanal koordinatörü Dr. Süleyman Bektaş'ın. Şuna inansın ki en sadık izleyicilerden biriyim. TSM tutkusu genlerimde var. Aynı kanalın iki ayrı programına imza atan Demet Şahin'e de sevgi ve saygılarımı yolluyorum.