Banker 'Bank' oldu kime dank etti?..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hâkim ve savcılara, "Türkiye, Fırat'ın kıyısında kaybolan kuzunun sorumluluğunu üzerinde taşıyan yöneticilere, bunların hesabını soracak hâkimlere ve savcılara sahip olduğu müddetçe Allah'ın izni ile millet olarak kimse sırtımızı yere getiremez" dedi.
Hâkim ve Savcılar ayakta alkışlarken Çiftlik Bank'ın ineklerinden kâr payı dağıtma vaadi ile 450 milyon lira tokatlayıp Uruguay'a kaçan Tosun, "yatırıma devam edin, kâr paylarınızı dağıtmak için Uruguay'da yeni Bank'lar kuracağım" diyordu ki,
Süt Bank'ın da ineklerine pardon yatırımcılarına süt payı dağıtamadığı, emekli Albay'ın yönetime el koyduğu, patronun da paralarla kayıp olduğu haberi de yansıdı medyada.
O sırada yerlerine oturmakta olan hâkim ve savcılardan 100'den fazlasının AKP il ve ilçelerinde yıllarca görev yapan siyasi kökenli avukatlar olduğunu isim isim açıkladı acar gazeteci milletvekili Barış Yarkadaş.
Hâkim ve Savcıların akıllarında ise kaybolan kuzuları nasıl bulacakları vardı.
16 yıldır iktidarda olan AKP hükümeti ise Çiftlik Bank, Süt Bank ya da Bilmem ne Bank gibi yeni nesil dolandırıcıları değil de "Fırat'ın kıyısında kayıp kuzu var mı?" arayışında idi.
Bugünlerde o kadar çok nostalji yapıyorum ki aklıma aniden 1980'li yılların bankerler furyası geldi.
Darbecilerin atadığı Başbakan Bülend Ulusu hükümetinde Turgut Özal Başbakan Yardımcısı, Kaya Erdem Maliye Bakanı idi.
1980'lerde aynı günümüzde olduğu gibi bankerler vatandaşın paralarına bankalardan daha yüksek faizler veriyorlar, Kestelli gibi efsane bankerlere para kaptırmak pardon yatırmak için vatandaşlar kuyruk oluşturuyorlardı.
Ancak birkaç banker paralarla tüyüverince vatandaşlar, "yandım Allah" diye bağırıp medyada feryatlar yer almaya başlayınca, "bu bankerler dolandırıcı inanmayın, para kaptırmayın" açıklamaları yapan darbeci Evren yönetimi ve Ulusu hükümeti, Maliye Bakanı Erdem'i sorumlu gördü ve azletti.
Erdem'i o göreve getiren merhum Özal da prestij meselesi yapıp istifa etti.
Bankerler için o tarihlerde Fırat'ın kıyısında kuzu değil ama idam edecek genç arayan savcı ve hâkimler dönemin devlet yönetimi uyanınca bankerlerin peşine düştüler ama çoğu çoktan tüymüştü.
O gün bankerler nedeniyle bakan azledilirken bugün görüyoruz ki bakan çok ama istifa eden ya da görevden azledilen bakan yok.
Uyarılar ise bankerler battıktan sonra yapılan, "aman para yatırmayın" şeklinde...
Canım Türkiye'm yolunan yolundu, tüyen tüydü, koşun bakın bakalım Fırat'ın kıyısında kayıp kuzu var mı?