Bankacı maaşları
Avrupa Birliği çıkarttığı yasa ile bankaların üst düzey yöneticilerinin maaşlarına ve primlerine kısıtlamalar getirdi.
Bu kısıtlamaya göre, banka yöneticileri öyle kafalarına göre kendilerine prim yazamayacak. Adam bankanın en tepesinde. Kendi kuralını kendi koyuyor.
Sonra bu maaş ve primlere bir bakıyorsunuz ki neredeyse en az 500 çalışanın maaşına denk geliyor.
İşte bunu gören Avrupa, geçen iki yıl önce buna dur dedi.
Hele yıl sonu primlerini o kadar sıkı kurallara bağladı ki bir yöneticinin yıl sonunda prim alması için neredeyse ağzıyla kuş tutması gerekecek.
Bunu başaran yönetici de öyle hemen yine primleri kapamıyor. Müşteri memnuniyeti şartı koşuluyor.
Sen müşterinin gırtlağına basarak kar ediyorsun, müşteri senden şikayetçiyken öyle primi alamıyorsun.
Ben tüm kurallara uydum yıl sonu alırımı bir kenara bırakıp bunun yüzde 50'sini veriyor. Kalanını dönemsel olarak veriyor. Yani yöneticiyi kuruma bağlıyor daha çok çalışmaya teşvik ediyor.
Ya Türkiye'de?
Türkiye'de ise bankacılık sektörü çok başarılı denilerek her hangi bir düzenlemeye gidilmedi. Ancak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK), martta çıkaracağı düzenleme ile yeni uygulama başlayacak.
Türkiye'de bankaların üst yönetimlerinin aldığı maaş ve jestiyonlarda şeffaflık olmayacak fakat Avrupa'ya yakın ödeme ve başarı kriterleri geliyor.
Bankaların genel müdür, genel müdür yardımcıları, yönetim kurulu üyeleri, bölge müdürleri ve risklerle ilgili bütün kadroları primlerini bir kalemde alamayacaklar. Genel müdürlerin jestiyonlarında sadece kâr ve büyümeye değil, müşteri memnuniyeti skoruna ve liderlik özelliklerine de bakılacak.
Banka üst düzey yöneticilerine verilecek primlerin yüzde 50'si hemen ödenecek, kalanı taksitlere bölünerek uzun vadeye bağlanacak. Uzun vadenin yanı sıra ödeme farklı araçlarla da (hisse senedi) olacak.
Geç bile kaldı
BDDK'nın bu kuralları Türkiye'de de uygulamaya gidecek olması çok yerinde bir karar ama biraz da geç kalınmış diyebiliriz.
Çünkü bankaların her üç aylık dönemlerinde yayınladıkları bilançolarına baktığımızda en büyük kalemin üst yönetim giderleri olduğunu görüyoruz.
Son iki yılda bankalar eski parlak günlerini bulamıyor ama bakıyorsunuz yöneticilerin maşallahı var. Sanki altın günler yaşıyormuş gibi primini almaya devam ediyor.
BDDK'nın yapması gereken bir önemli düzenleme daha var. Bunu mutlaka yapmalı.
O da şeffaflık. Yani üst yönetim maaş ve primlerinin bilançoda ayrı bir kalemde veya ayrı bir dip not ile açıklanmasını sağlayabilir.
BDDK bunu yapmak zorundadır. Özellikle tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kamu bankalarında üst düzey maaş ve primler bir bir açıklanmalı.
BDDK işte bunu da yaparsa o zaman Türkiye'de gerçekten güzel şeyler de oluyor diyebiliriz.