Ayrışmanın değil birleşmenin yolunu arayınız!
Son zamanlarda "arınmak", "kamburlardan kurtulmak" ve "ayıklanmak" kelimeleri fazlaca telaffuz edilir oldu. Hatta bayram kutlamaları vesilesiyle MHP'de 'ayıklanma mevsiminin başlayacağı' bile ilan edildi.
Her şeyden önce kullanılan bu kavramlar sorunludur. Özellikle "arınma" ya da "ayıklanma" kavramları farklı çağrışımlar içermektedir. Bilindiği gibi Hitler, malum kamplarında yine malum amaçlar için "arınma odaları" kurmuştu. Ayıklanma kavramı da yine bilindiği gibi Darwin'in "Doğal Ayıklanma" tezinde kullanılmıştı. Türk Milliyetçileri yönünden "arınma" kavramı tarihi, "ayıklanma" kavramı ise dini yönden sabıkalı kavramlardır.
MHP'yi kirlettirenler kim?
Farklı düşünen Türk Milliyetçileriyle ilgili olarak arınma, kambur ve ayıklanma kavramlarını kullanmak doğru değildir. MHP'nin arındırılmasını dillendirmek MHP'nin arındırılmaya ihtiyaç duyulacak hale getirildiğini de dillendirmektir. 'Arınma mevsimi başlayacak' demek kirlenmiş olan MHP'nin arındırılacağı temizleneceği anlamına gelir.
O halde ülkücü-milliyetçi camiaya bu iddia sahiplerinin, 'MHP'de kirliler kim?' olduğu kadar 'MHP'yi kirlettiren kim?' sorusunun cevabını da vermeleri gerekir.
Kendi iradesi, tasarrufu ve dayatmasıyla partiye aldığı kişileri, ayıklanması gereken kişiler olarak ilan etmek kendi tasarruflarını mahkûm etmek demektir. Dahası bugün MHP'den arındırılması için kirli ilan edilenleri, dün partiye alanlar asıl kirlenmeye sebep olanlardır. Eğer varsa böyle bir kirlenme her şeyden önce MHP'nin kirlenmesine sebep olanlar hesap vermelidir!
Av mevsimi başlatıyormuş gibi ayıklama mevsimi başlatmak!
Dahası delegenin taleplerine saygılı olmasını isteyenlere karşı yapılan belgesiz, kanıtsız, haksız suçlamalar tabanda büyük tepki ve öfkeye neden olmaktadır.
Gelinen aşamada 'av mevsimi' başlatıyor gibi 'ayıklama mevsimi' başlatmanın MHP tabanında karşılığı yoktur.
Alayına hakaret etmek, partiden atmak, iftira etmek, tehdit etmek taban nezdinde mağdur edilmişlik duygusu yaratmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Arındırmak ya da ayıklamak adı altında atılacak her adım, MHP yönetiminin ülkücü-milliyetçi vicdanda mahkûm edilmesi sonucunu doğuracaktır.
Olağanüstü kongre toplanması için imza verenleri anlamak yerine suçlamak; dinlemek yerine refüze etmek siyasi bir yaklaşım değildir.
MHP'nin tabanındaki bunca yakınmayı, öfkeyi, şikâyeti, itirazı, hayal kırıklığını ve talebi yok hükmünde görenler aslında kendi meşruiyetlerini yokluğa mahkûm edenlerdir.
"Ayıklanma mevsimi" söylemleri MHP'yi var eden tabana 'güç bende, yetki bizde, sizi dinlemiyoruz' yaklaşımıdır. Hareketin geleceği açısından tehlikeli olduğu kada akıl dışıdır da...
İnandırıcılık ve güven sorunu!
Delegenin taleplerine cevap vermeyenler MHP'yi mahkeme kapılarını düşürmüştür. Yalnız bu tutum bile yönetimin meşruiyetini sorgulamak için yeterli sebeptir.
MHP yönetimi, muhalifler tarafından düzenlenen 19 Haziran olağanüstü kongresini "korsan", "paralelci" ve "yok" hükmünde ilan etmişti. Dahası katılanların suç işlemiş olmakla tehdit etmiştir. Buna karşın MHP delegesinin kahır ekseriyeti bu toplantıya katılarak genel merkez yönetiminin suçlamalarına inanmadığını göstermiştir.
Bu durum genel merkezi inandırıcılık ve güven sorunuyla karşı karşıya bırakmıştır. Ayrıca ortaya çıkan tablo MHP'nin delegesi ile tavanı arasında onarılması zor kopukluğu resmetmektedir.
Fiili yönetimdeki kudret elitlerinin iddia, itham ve suçlamalarının MHP'li seçmen üzerinde bir karşılığının olmadığını bu olgu göstermektedir.
MHP'li delegelerin 19 Haziran'da koyduğu tavırdan onun iradesi aleyhine icra-i sanat edinenler ibret ve ders almalıydılar, almadılar!
Gelinen aşamada susturma, bastırma, ihraç etmek ülkücüleri ikna etme biçimi olarak gündemden çıkmıştır. Ülkücüler tehditle değil rızayla yönetilmeyi hak ediyor. Mevcut yönetimi de meşru kılan ülkücülerin rızasıdır.
Ayıklamak ya da arındırmak adına ülkücü kıyımı yapmak MHP'ye yapılacak en büyük kötülüktür. Birleştirmek güçlendirir, ayrıştırmak güçten düşürür. Uyarıyorum; akıllı olun! Ayrışmanın değil birleşmenin yolunu arayın!