Avrupa ve hukuk
Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde, her ülkenin kendi hukuk kuralları var ve fakat Avrupa Birliği yasaları pek çok alanda üye ülkelerin hukuk kurallarının üstündedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) AB'ye bağlı bir mahkeme değildir. Bu mahkeme bizim de ilk yıl üye olduğumuz ve 1949 yılında kurulan Avrupa Konseyi'ne bağlıdır. Ancak Avrupa Birliği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önemlidir.
"Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu'' diğer adıyla Venedik Komisyonu, Avrupa Konseyi'nin anayasal konularda danışma organıdır.
Avrupa Birliği, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokratik özgürlükleri ön planda tutuyor. Türkiye de 2013 yılından beri hukuk ve yargı düzenlemelerine karşı çıkıyor.
Türkiye-AB ilişkilerinin çıkmaza girmesinin bir nedeni de Türkiye'nin hukukun üstünlüğünde geri düşmesidir.
1- Venedik Komisyonu sürekli OHAL'e itiraz ediyor; Kanun hükmündeki kararnamelerin olağanüstü hal hukukunu aştığını açıklıyor.
2- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin açıklanan faaliyet raporuna göre 2017 yılında Türkiye, Rusya'dan sonra yine ikinci sırada geldi .
AİHM 2017 yılında 305'i Rusya, 116'sı Türkiye, 87'si Ukrayna hakkında olmak üzere toplam bin 68 davayı karara bağladı. Türkiye hakkında verilen 116 kararın 99'u hak ihlal kararıdır.
AİHM, Türkiye için verdiği kararlardan:
* 46'sı adil yargılama hakkının ihlali. AİHM'e göre adil yargılama hakkının ihlali, Avukat yardımından mahrum kalma, sanığın kendisine yöneltilen suçlamalardan haberdar olamama, savunmanın istediği tanıkların dinlenmemesi, yargılama hakkı ihlali oluşturuyor.
* 8 karar yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle,
* 2 karar, yargı kararlarının uygulanmaması nedeniyle,
* 19 karar, özgürlük ve güvenlik hakkının ihlali nedeniyle; bu karar polisin ve mahkemenin gözaltı ve hapis kurallarının ihlali anlamına geliyor.
* 16 karar, ifade özgürlüğünün kısıtlanması.
2017 yılı itibariyle AİHM'e yapılmış 56.250 davadan 7500'ü Türkiye'den yapılmıştır. 2016 yılında ise Türkiye'den 12.500 başvuru yapılmıştı.
3- 2013'ten sonra Türkiye, hukukun üstünlüğü endeksinde hızla geri düşmeye başladı.
Bunun nedeni o zamanki hükümetin, yargıyı yeniden düzenleme kararı vermesidir. Yargıyı düzenleme ihtiyacı, hükümetin paralel yapı ile daha kolay mücadele edebilmesi veya bizim göremediğimiz ve fakat hükümetin gördüğü farklı nedenlerden ileri geliyor olabilir. Bu düzenlemenin bir tepki olarak ortaya çıkmış olabileceği de düşünmek mümkündür.
Türkiye 2017 yılında Dünya Adalet Projesi -WJP- hukukun üstünlüğü endeksine giren kriterler açısından da ortanın altında puan aldı ve 113 ülke içinde 101. sırada, geri sıralarda yer aldı
4- Geldiğimiz noktada, içerde de yargıya olan güven azaldı.
Kadir Has Üniversitesi Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırmasına göre, Türkiye'de toplum da yargının giderek siyasallaştığını düşünüyor. Aşağıdaki tabloya göre 2011 yılında halkın yüzde 49.5'i yargının siyasallaştığını düşünürken, 2015 yılında bu oran yüzde 65'e yükselmiştir. Sonra 2016 yılında tekrar yüzde 50'ye gerilemiştir. (Aşağıdaki tablo.)
***********************************
Türkiye'de Yargı Siyasallaşıyor mu?
(Yüzde Olarak)
--------------------------------------------------------------
Evet Hayır Fikrim Yok
---------- ----------- -------------------
2011 49.6 30.0 20.4
2012 52.5 21.4 26.1
2013 58.4 24.8 16.8
2014 58.7 24.2 17.1
2015 65.0 23.1 11.9
2016 50.0 33.0 17.0
(KAYNAK: Kadir Has Üniversitesi, Türkiye Araştırmalar Merkezi, Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırma Özeti, Ocak 2017 )
*******************************
Türkiye'de yargıya güvenin 2016 yılında, 2015 yılına göre artmasının 3 nedeni olabilir... Birisi, açıkça bir komplo olarak görünen Ergenekon Davası hakkında Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları ile bu defa komplo kurduğu anlaşılan söz konusu davanın savcıları ve sanıklarının yargılanması kararları... İkincisi, Fetö terörü... Üçüncüsü ise, AKP'nin yargıda yapmaya başladığı değişikliklerin partililer tarafından desteklenmesidir.
Sonuç olarak; Türkiye'nin hukukun üstünlüğünde kaybettikleri, Avrupa Birliği yolunu tıkayan en önemli faktördür.