Avrupa bize kapalı
Sigmar Gabriel, Almanya Şansölyesi Bayan Merkel'in Dışişleri Bakanı... Türk dostu demek mümkün değil, esasen Almanya'da bize dost olan siyasetçi ve devlet adamı da kalmadı gibi...
Gabriel boş durmuyor, Merkel'in ya talimatı gereği, ya da Şansölye'ye yaranmak için olmalı, AB üyesi ülkeler nezdinde hem Türkiye, hem Erdoğan aleyhine çalışmalar yapıyor...
Dışişleri Bakanı faşist Alman anlayışının son sözcüsü gibi... Tam bir karşı çıkış içinde değil gibi gözükse de yumuşak diline rağmen düşmanlık duygularından sıyrılamıyor...
* * *
AB'de Türkiye aleyhine yapılan propagandanın temelinde demokrasi, demokratik haklar ve hukuk var. Bu değerlere gerektiği kadar sahip olmadığımız için bizi aralarında görmek istemiyorlar...
Bunu da Merkel'i kullanarak ifade ediyorlar...
Gabriel ise Merkel'in stepnesi. Alman halkını Türkiye aleyhine hazırlamaya çalışırken vatandaşlarını ülkemize gitmemeleri konusunda da uyarıyor. Onu da şu cümleyle yapıyor:
-Türkiye'de insanlar keyfi olarak gözaltına alınıyor, siz de alınabilirsiniz...
Bu imajı silmek zorundayız...
O nedenle demokrasi, hak ve özgürlükler, hukuk ve adalet gibi toplumsal değerleri ciddi biçimde ve asla tahrif etmeden hayata geçirmek zorundayız...
Yapamazsak, Avrupa'nın kapıları her daim yüzümüze kapalı tutulacak...
İktidar, ne duyar, ne görür
------------------------------ ------------------
FETO ile AKP'nin hısım oldukları, Ümit Özdağ'ın da vurgulamasıyla bir kez daha gündeme taşındı.
Özdağ iktidarın, ortaklık yaptığı cemaatin bir terör çetesi olduğunu göremediğini söyledi ve "Kedi yavrularının bile gözleri üç günde açılır, bunların ki ancak on beş yıl sonra, o da yarım yamalak açıldı" dedi...
Doğrudur, hepsi hâlâ bakar kör!
* * *
Şayet AKP, hain cemaati oy küpü görüp benimsemeseydi ve her istediklerini vermeseydi Türk Silahlı Kuvvetleri kumpas kurbanı olmayacaktı...
Polisler, savcılar, yargıçlar çeteye dahil edilemeyecekti...
Devletin kurum ve kuruluşları iblisin eline geçmeyecekti...
İktidar, kulağının üzerine yattı uyarıları duymazdan, gözlerini kapayarak melaneti görmezden geldi...
Şimdi hâlâ pirincin taşını ayıklamaya çalışıyorlar...
* * *
Cumhuriyet savcılarının, yaşını başını almış yargıçların, albay rütbesine kadar yükselmiş tabiplerin, silahlı kuvvetlerinin önemli noktalarında görev alan tuğgenerallerin, ülke ekonomisine katma değer üreten kelli felli iş adamlarının, genç kuşağı yetiştirmekle yükümlü öğretmenlerin, Kur'an İslamı'ndan ayrılmaz gibi görünen bazı din adamlarının cemaate katılıp iblisi yere göğe koymamasının en birinci destekçisi AKP değil miydi?
Ne istedilerse verdiler...
Vermeselerdi ve hainleri mercek altına almış olsalardı, 15 Temmuz kalkışması da yaşanmazdı...
Devletin mekanizmaları hain ellere geçmezdi...
İktidar, devlet sırlarının muhafaza edildiği kozmik odayı bile hainlere ardına kadar açtı. Feto, mercek altına alınmış olsaydı bu ve benzeri kepazelikler yaşanır mıydı!..
AKP'nin sonu geldi; Türkiye, bu kadar beceriksiz, her işi yüzüne gözüne bulaştıran bir iktidarı ilk kez gördü. Milletimiz, ne yaptığını bilmezlerden, önünde sonunda kurtulacaktır.
Hepimize yaşatılanların hesabı da mutlaka sorulacaktır...
ŞUNDAN BUNDAN
------------------------------ ------------
Erdoğan'ın 2019'da yaşanacak büyük oy kaybını önlemek için şimdiden önlem peşine düştüğü anlaşılıyor. AKP Genel Başkanı, Devlet Bahçeli ile Tansu Çiller'e partisinin kapılarını açmak üzere. Oylarını bu iki isimle artıracağını sanıyor. Ne demişler, kelin merhemi olsa başına sürer. Bu iki isimden medet ummak, AKP'yi değil ama halkı güldürür.
* * *
Ayağı saraya değen ihya oluyor. Şarkıcılığı cerrahlığa tercih eden Ferhat Göçer, Sağlık Bakanı'nın danışmanı oldu. Sağlık okur-yazarlığını Artırma projesi kapsamında toplantılara katılıyor. O da AKP'nin göz bebeği sanatçılardan biri. İleride, AKP'nin sağlık bakanı bile olabilir. Tabii partinin iktidarda ömrü vefa ederse...
ANLAMLI SÖZLER
------------------------------ -------------------
Aşkın yaşı yok, başı ve sonu vardır. (Vasfi Rıza ZOBU)