Atatürk'e Batı Trakya'yı satma suçlaması
Nurculardan para alıp Atatürk'e "asrın deccalı" diyen Said Nursi'yi öven bir kitap kaleme alan Cemal Kutay, Lozan'ı eleştirmiş Batı Trakya'yı bahane ederek. Atatürk düşmanı bir dinci internet sitesi de buna atlamış hemen "Ey Kemalistler, kim vatan haini?" başlığı ile.
Önce bir okuyalım o zırvaların bir bölümünü:
"Koyu Atatürkçü Cemal Kutay bile masa başında verilen topraklarımızdan dolayı Lozan Antlaşmasına isyan ediyor: 'Tarih şu hükme varacaktır ki, Lozan, Türk zaferinin, o, on binlerce şehidin kanı ile yazdığı zaferin gerçek bedeli değildir: Hatalıdır, eksiktir, kusurludur ve milli misakdan sayısız fedakarlıkları Türk milletinin çilesi haline getirmiştir.'
Aslında Lozan'daki Türk Heyeti M. Kemal Atatürk'ün emirlerini yerine getiriyordu. Zira M. Kemal Atatürk, 15 Ocak 1923 tarihinde İzmit'te gazetecilere sonradan sansürlenen şu sözleri söylemişti: 'Bana göre Batı Trakya'nın bize geçmesi zaaftır. Orasını elde tutmak için sarf olunacak kuvvet oradan elde edilecek istifadeye tekabül etmez. Anavatanın selameti için Batı Trakya'dan vazgeçmemiz gerekir. Sorunun gerçek hal çaresi, burasını Yunanistan'a bırakmaktır.' (M. Kemal, Eskişehir-İzmit konuşmaları (1923), Kaynak Yayınları, 1993, sayfa 90.)
Yani yuh olsun diyorum... Vatan toprağı satmak bu kadar kolay mı? Hani Vatan bölünmezdi? Hani Vatan toprağı kutsaldı? Ne oldu da bize geçmesi kesin olan Vatan toprakları düşmanımıza 'satılıyor'? Orada yaşayan Müslümanlar da mı hiç düşünülmedi?"
Yunan Polatlı'ya dayanmış, top sesleri Ankara'da duyulmaya başlamış, Meclis'in Kayseri'ye taşınması bile düşünülmekte. Atatürk o düşmanı önce Sakarya nehrinin öte yanına atıyor, bir yıl sonra da İzmir'den denize döküyor. Doğu Trakya, Lozan'dan çok önce Mudanya Mütarekesi'ne konulan bir madde ile boşalttırılıyor Yunanlılara.
Batı Trakya'ya gelince orasını alacak gücümüz yok artık, oraları almaya kalkışırsak, aldıklarımızı da verme riski var. Ve orada Atatürk'ün "Ah, Selanik, seni bir daha Türk olarak görebilecek miyim?" diyerek gözlerinden yaşlar akıttığı ata toprağı da var. Selanik'in Misak-ı Millî sınırları dışında kalması Atatürk'ün ömrü boyunca içinde bir ukde olarak kalacaktı. İşin içinde Selanik olmasına karşın bu konuda ısrarcı olamıyor, çünkü o bir akıl adamı, o nerede duracağını bilen adam, Enver Paşa'dan en belirgin ve önemli farkı bu. Alamıyor ama Batı Trakya Türklerine azınlık hakları verilmesini sağlıyor, mübadele yoluyla onların bir kısmını Türkiye'ye getirtiyor.
O ki Atatürk'ün Batı Trakya bağlamında bazı sözlerini "Yaa bak işte..." niyetiyle kullanmaya yeltenmişler birileri, biz daha ileriki bir tarihteki sözü ile bunlara yanıt verelim de bu büyük adamın gerçek ereği çıksın ortaya: "Tanrı izin verir, yaşarsam Musul, Kerkük, Kıbrıs ile 12 Adaları geri alacağım. Selanik de içinde olmak üzere, Batı Trakya'yı yeniden Türkiye sınırları içine katacağım."
1933'te General Mac Arthur'a demiş bunları Atatürk.
Ömrü vefa etmedi bu büyük adamın, yoksa Hatay'ı aldığı gibi alırdı oraları... O alamadı, hadi siz alsanıza? Alın da görelim. Almak bir yana, Yunan'a ada ikram ediyor durmadan sizin iktidarınız.