Atatürk kazandı, sapkınlar kaybetti

Atatürk'ü gördünüz mü? Ben gördüm. Hem de bütün ömrüm boyunca gelişen siyasal olaylarda onu gördüm. Ve anladım ki, o kesinlikle zamana yenilmiyor.

İşte bakın..

Atatürk'ü eleştirenlerin bugüne kadar yaptıklarına bakın bir de Atatürk'ün yaptıklarına bakın..

Ne görüyorsunuz?

Gene zafer kazandığını görüyorsunuz değil mi?..

Atatürk hep aynı çizgide, olabildiğince hatasız, oldukça haklı ve zaman ne yöne akarsa aksın, politika ne yöne savrulursa savrulsun daima önde.

Atatürkçüler bile zamana mağlup oldular. Ama Atatürk kesinlikle mağlup olmadı. Bu sebepledir ki eskimedi. Geçerliğini koruyor.

Bunları laf olsun diye yazmıyorum. Gerçek ortada.

Alın size Irak politikası..

İşte Suriye'de içine düşürüldüğümüz durum.

Buyurun devletin içine sızan cemaatlerin başımıza açtığı derin izler ve kayıplar..

Şimdi söyleyin bakalım: Hangisinde Atatürk yanıldı?

Hiçbirinde.

Buyurun size NATO. Ve ABD!

Gelin bu tarafa Avrasyacılar.

Kim kazandı?

Gene Atatürk...

Avrasyacılar da Natocular da kendilerini milli politika izlemekte yetersiz görüyor. Yetersizliklerini gidermek için dışarıdan destek arıyorlar. Ve illa bir yere bağlanmak ve oradan hareket etmek gerektiğine inanıyorlar. Böyle inandıkları için de herkesi kendileri gibi düşünmeye yönlendirmek istiyorlar.

Ama Atatürk öyle mi?

Değil.

O tam bağımsızlıktan yana. Bütün ömrü "İstiklal-i tam" için mücadele ile geçti..

Avrasyacılar, Atatürk'ü de Rusya ve Çin'in peşine takmak istiyor. Ellerinden gelse "Atatürk Kurtuluş Savaşı'nda Rusya'dan yardım gördü. Öyle ise bugün bizim de Avrasyacı olmamız gerekir" ana fikrini Atatürk'ün fikriymiş gibi anlatacaklar.

Onlara göre Atatürk, özgün fikri olmayan, yetersiz biri ve bu sebeple de K. Marx'ın fikri bağımlısıdır. İkide bir "Atatürk devrimciliği" anlatanların düşüncesinin gerisinde bu takıntı var.

Atatürk'le kendilerini aynı kefeye koyup, "biz Marksist'iz, öyle ise Atatürk de Marksist'tir" hükmüne varmış durumdalar.

Atatürk'ü sınıfçı/proleter bir lider olarak gösteriyorlar. Yani kendileri Atatürk orijinaline yaklaşmak yerine, Atatürk'ü sosyalist yorumla kendilerine benzetmeyi yeğliyorlar.

Evet, Atatürk devrimciydi ama Fransız devrimindeki gibi devrimciydi.

Lenin'inki gibi değil.

Atatürk istilasına karşı önlem almak lazım. Değerlerin orijinalinin dışında farklı ideolojik kalıplara dökülerek yeniden üretilmesi, bir sapkınlıktır.

Avrasyacı veya NATO'cu olmayan Atatürk, "tam bağımsızlık" fikriyle ve Türk milliyetçiliği düşüncesiyle yine orijinal kalmalı. Atatürk, içinde bulunduğumuz zaman yenilmedi. Dikkat ederseniz Avrasyacıların en büyük açmazı yine PKK. Rusya, PKK ve YPG'ye karşı Türkiye jeopolitiğinin lehine olmayan politikalar izliyor.

NATO ise, bir askeri ittifak olmaktan çok, Türk silahlı kuvvetlerini, kontrol altına alma ve gözlem altında tutma kurumu olarak işlev görüyor. Türkiye'nin silah sanayini kurmasından, kendine yönelik bağımsız politika geliştirmesine kadar pek çok olayda bağlayıcı rol oynuyor.

İşte tam da burada bağımsızlıkçı, milliyetçi Atatürk halkı çıkıyor.

Aynı şekilde Orta Doğu politikaları turnusol gibi. İşte gördünüz: Atatürk'ün, "Arapların iç işlerinde taraf olmama" politikasını ve önermesini zaman haklı çıkardı.

Öyle ise, yenilen, eskiyen o değil, ona karşı gelenler. Yani sapanlar mağlup. Kayıpları onlar veriyor ve ülkemizin içinde bulunduğumuz duruma düşmesine sapkınlar sebep oluyor.

Atatürk, Bumin Kağan'dan sonra Türklüğü yeniden dirilten ve Türklerin kendi kendisinin varlık bilincine ermesine sebep olan büyük bir vatanseverdir.

Allah rahmet eylesin.

Yazarın Diğer Yazıları