Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Atatürk düşmanlığının derin kökleri

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, Türk milletinin istiklal ve istikbalinin timsali Atatürk'e yönelik hakaret, iftira ve ithamlar her türlü sınırı aşmıştır.

Toplumun kahır ekseriyeti hayret, öfke ve nefretle olanı biteni takip ediyor.

Aslına bakılırsa insanlık ve değer özürlü bu şahısların bu tür davranışlarında hayret edecek bir yan da yoktur.

Bunlar muhtemelen dedelerinin gittikleri yoldan gidiyorlar.

Atatürk'e yönelik iftira ve hakaret edenler dünkü mandacı, iş birlikçi ve ihanet odaklarının bugünkü uzantılarıdır.

Dünkü iş birlikçi, mandacı ve hainler!

Mustafa Kemal, "ya istiklal ya ölüm" diyerek İstiklal Savaşını başlattığında iş birlikçi, mandacı ve hainler onun gibi düşünmüyordu. Onlar -isimlerini zikretmeye gerek yoktur- şöyle düşünüyorlardı:

"Bizim için tutulacak tek kurtuluş yolu, İngiltere ile beraber yürümektir".

Millî Mücadele sırasında "Mustafa Kemal'in muzaffer olduğunu görmektense, memleketin Yunanlılar tarafından alınmasını tercih ederim".

Zamanın İzmir Valisi; "Yunan kuvvetler özel bir tören ve saygıyla karşılanacaktır".

Zamanın Adliye Nazırı; "Yunan ordusunun muzafferiyeti için dua ediniz".

Zamanın Hariciye Nazırı; "Umumun arzusu, İngiltere tarafından idare edilmekliğimizdir".

Konya isyancıları; "Kim milliyetçilerle birlikte Yunan'a karşı giderse şer'an kâfirdir".

Teali-i İslam Cemiyeti; "Yunan ordusu Halifenin ordusu sayılır".

"Medeniyeti temsil eden İngiltere gibi bir devlete itiraz etmek küstahlıktır".

Ünlü yazar ise; "Yunanlar bizim menfaatimize çalışıyor; memleketi eşkıyalardan temizlemeye uğraşıyor. Batı medeniyetini getiriyor".

Dün bu iş birlikçi, mandacı ve hain zihniyet bugün Atatürk'e hakaret etmektedir.

Önce önemsizleştirdiler!

Bugün bu cesareti, bu güruh yıllarca uygulanan gayrimillî politikalardan almıştır.

Yıllardır millî değerler, kavramlar ve millî kahramanlar önemsizleştirildi.

Atatürk'ün kullandığı bütünleştirici kavramlar saldırı altına alındı.

Cumhuriyet 90 doksan yıllık reklam arası ilan edildi.

"Siz 'Ne mutlu Türk'üm diyene' derseniz öbürleri de çıkar 'Ne mutlu.... derler" türünden sözler edildi.

"Ne mutlu Türk'üm diyene", "Türk'üm, Doğruyum, Çalışkanım", "Türk Milleti" kavramları ırkçılık/etnikçilik olarak ilan edilip yasaklandı.

Sıra hakarete geldi.

Ayrıştırıp ve karşıtlık oluşturdular

Tarihi Atatürk ve Abdülhamit özelinde ayrıştırdılar.

Taraftarlık yaratarak birini sevmenin ancak diğerini sevmemekle mümkün olabileceğini yaygınlaştırdılar.

Birbirinin devamı olan Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı Devletini, birbirinin rakibiymiş gibi gösterip konumlandırdılar.

Osmanlının 1299'da kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti'nin se 1923'te ilan edilen Osmanlı devleti olduğunu anlamadılar.

"Türk'üm" demenin aynı zamanda "Müslüman'ım" demek anlamına geldiğini de özellikle anlamazlıktan geldiler.

Türk ve Müslüman kavramlarını bir biriyle kabili telif olmayan iki hasım kavram olarak pazarladılar.

İmkân ile olanağı, cevap ile yanıtı, millî ile ulusalı kavga ettirdiler.

İnancı, şerefi ve kahramanları ayrıştırıp, birbiriyle yarıştırarak en büyük fitnenin kapısı açıldı.

Şimdi de çatıştırmak istiyorlar!

İnsan bir inanç sisteminin temel müktesebatına sahip olmadıktan sonra kâmil manada inanç sahibi olmaz.

Yarım yamalak inanç olmaz.

İnanç bir bütündür.

Şerefli insanların yalnızca dokuz on yedi mesai saatleri arasında değil zamanın ve zeminin bütün boyutlarında şerefli yaşamak gibi bir mecburiyetleri vardır.

Şereften iskonto ya da indirim yapılamaz!

Şeref de bir bütündür.

Bir milletin en asil ve kutsal yanlarını bünyesinde toplayan kahramanlar da bir bütündür.

Milletleri millet, vatanları vatan yapan tarihleri ve kahramanlarıdır.

Tarih ve kahramanlar da bir bütündür parçalanamaz.

Kahramanlarına kahredenler kahrolmayı hak ederler!

Atatürk'e sahip çıkmak her şeyden önce İslam'a, vatana, istiklale ve istikbale sahip çıkmaktır.

Atatürk düşmanları "İngiliz Muhipler Cemiyeti", "Wilson Prensipleri Cemiyeti"nin dünkü üyelerinin çocuklarıyla Anadolu'yu işgal eden Yunan kuvvetlerinin iş birlikçileridir.

Kahramanlarına kahır edenler kahrolmayı hak ederler!

Yazarın Diğer Yazıları