Asıl sorun AKP'nin intikam politikası!
Ege'deki Türk adaları Yunanistan'a terk edildi. Yunanistan, işgal ettiği Türk adalarının hepsini silahlandırdı! AKP iktidarı, bu toprak kaybını örtmek için yalana başvurdu ve adaların Lozan'da kaybedildiğini öne sürdü! Yunan egemenliğine terk edilen adalardan Eşek Adası, 12 Eylül 1980 darbesi sırasında Necmettin Erbakan'ın zorunlu ikamete tabi tutulduğu adaydı. Alparslan Türkeş de Uzun Ada'ya sürülmüştü. Yani bu adalar, 1980'de Türk adasıyken, 2004 yılında nasıl Yunan adası oldu? Lozan 1924'teydi değil mi?
Yine Oslo'da PKK ile masaya oturmak, çözüm süreci, PYD ile görüşmeler, Salih Müslim'in davet edilmesi derken, Barzani Kerkük'te, Müslim de Suriye'nin kuzeyinde hâkimiyet kurdu. İran ve Ermenistan sınırlarındaki terör gruplarını da katarsanız, Türkiye Gelibolu'dan Datça'ya, Datça'dan Şemdinli'ye, Şemdinli'den Çıldır'daki Şeytan Kalesi'ne kadar kuşatılmış durumdadır!
İçerde ise başından beri Amerikan istihbaratının güdümünde olan bir tarikat, neredeyse ülkeyi teslim alacaktı.
Dış politikadaki tutarsızlık, ekonomiyi vuruyor! Mısır, Suriye ve Irak ile sorunlar yaşanırken Rusya ile kriz çıktı. Rusya ile ilişkiler düzeltilirken Almanya ile bozuldu!
***
İktidar partisi, halkı medya üzerinden içi boş, millete hiçbir faydası olmayan müftülere, imamlara resmi nikâh kıyma yetkisi vermek gibi tartışmalarla meşgul ederken, 15 yılın 10 yılında bir CIA tarikatı ile iş birliği yaptığını örtbas etmek mi istiyor?
AKP iktidarı, Yunanistan'a Türk egemenliğindeki toprakları terk ettiğini gözden saklamaya, Yunanistan, Ermenistan ve ABD müttefiki PKK/PYD'nin Türkiye'yi kuşatmasını yok saymaya çalışırken bütün bunlara rağmen din istismarı ile oy almaya devam etmek mi istiyor?
İmam nikâhını da geçtik, devletin temeli olan "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözünü dağlardan taşlardan sildikten, "Türk'üm, doğruyum"u ilkokullardan kaldırdıktan, T.C. tabelalarını söktükten, "Türk adını Anayasa'dan kaldıralım" diye resmen Anayasa değişikliği paketi hazırladıktan sonra müfredattan kaldırdıkları Atatürk'ün heykellerine saldırılar, pankartlarını stadyumlara sokmamalar yaşanıyor!
Türk Milliyetçilerinden 1923'ün intikamını almak için, Türkiye'yi çökertmek pahasına ne kadar millî değer varsa hepsini yok etmeye çalışıyorlar.
***
Sonra da dönüp Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ gibi "Devletin yönetim şekli olan cumhuriyetin nitelikleri, resmi dili, başkenti, millî marşı yani devletin kimlik bilgileri çok nettir ve bunlar sadece anayasanın kuralı değil, aynı zamanda 80 milyon milletimizin ortak değerleridir. AK Parti'nin de hükümetimizin de benimsediği temel esaslardır" demiyorlar mı?
Bozdağ, "AK Parti'nin görüşlerini oluşturan veya hükümetin görüşlerini oluşturan mekanizmalar bellidir. (...) O görüşler, görüşü ifade edenin görüşü olur. Bir tartışma konusu olabilir ve değerlendirme konusu olabilir. Ama bu hükümete mal edilemez" derken bile devletin yıkılıp yenisinin kurulacağı tartışmasının yapılabileceğini söylemiş oluyor!
Bozdağ, "AK Parti'nin içinden çıkan cumhuriyet hükümetinin veya AK Parti kadrolarının devletle sorunu varmış gibi gösterilmesi, AK Parti'ye ve bu kadrolara yapılan çok büyük saygısızlıktır, çok büyük bir haksızlıktır." diyor!
***
Öyleyse, sadece Türkiye Türklerinin değil dünya Türklüğünün ayakta durmasını sağlayan Türkiye Cumhuriyeti devletinin en üst makamından, Turgut Özal gibi "Türk dediğin nedir ki?" veya Tayyip Erdoğan gibi "Bana Türklükle gelmeyin" diye açıklamalar yapılabilmesini neye bağlıyor peki?
Türklükle sorunu olan herkesin devletle sorunu vardır ama "Bu memleket tarihte Türk'tü, hâlde Türk'tür, ebediyen Türk olarak yaşayacaktır."