Asıl mesele nedir farkında mıyız?
Paris saldırısından sonra, Netahyahu ve Murdoch gibi kişiler tarafından dünyada oluşturulmak istenen “Bütün Müslümanlar teröristtir” algısına karşı en akıllı çıkışlardan birini İran’ın dini lideri Ali Hamaney yaptı.
Hamaney, ABD ve Avrupa’daki gençlere hitaben yazdığı ve internet sitesinde yayımladığı mektubunda, “İslâm hakkında, Kur’an-ı Kerim ve Hazreti Peygamberin hayatını tanıyarak bilgi sahibi olun. Kendilerinin yetiştirip eğittiği teröristleri, İslâm’ın temsilcileri olarak size sunmalarına izin vermeyin” ifadesini kullandı.
Biz de bunu anlatmaya çalışıyoruz ama bazı dostlar, “Müslümanlar da kendilerini kullandırmasın” veya “Peygamber torunlarını da CIA mi öldürttü?” gibi cevaplar veriyor.
İslâm dininin yanlış yorumlarından dolayı, bazı Müslümanların bu tür akımlara kapılarak teröre başvurmaları, hem tarihte hem bugün ciddi bir mesele olmakla birlikte son 200 yıl içinde bu türdeki mezhep tarikat veya cemaatlerin temelinde de Batı organizasyonu varsa, bu bilgilerle, gençleri uyarmak gerekmez mi?
Vehabiliği Osmanlı İmparatorluğunu parçalamak için İngilizler kurdurmuşsa, Mısır’da İhvanı Müslimin örgütünün kuruluşunda da İngilizler varsa, bugün El Kaide ve IŞİD denilen örgütlerin birer “CIA markası” olduğu gerçekse, bunları söylemeyelim mi?
Veya bunları söylemek, Müslümanların da vahim hataları olduğunu reddetmek anlamına mı gelir?
***
Tayyip Erdoğan da İstanbul’daki İslâm İşbirliği Teşkilatı Konferansı’nda “İslâm dünyasının üzerinde ciddi operasyonlar yapılmaktadır. Müslümanlar birbirine kırdırılmaktadır. Bu, bir şeyi ortaya koymaktadır. Biz, demek ki değerlerimizden herhalde uzaklaşıyoruz. Aslında bütün farklılıkların, aramızdaki tüm tartışma konularının bir kenara bırakılarak, ortak aklın, ortak heyecanın, ortak çözüm araçlarının devreye alınmasının zorunlu olduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz” dedi.
Erdoğan, “Kim oldukları, neye hizmet ettikleri, kimin maşası oldukları bilinmeyen terör örgütü ve teröristlerin yaptıkları eylemler, kesinlikle ve kesinlikle Müslümanları bağlamaz, İslâm ülkelerini bağlamaz” diye konuştu.
Erdoğan’ın bu sözlerinde doğrular var ama Batı basınında, söz konusu eylemlerden sorumlu tutulan İslâm ülkeleridir ve son günlerde özellikle Türkiye’dir! AKP iktidarı, İslâm dünyasında ABD’nin Truva atı gibi davranmıştır,
Kaldı ki Tayyip Erdoğan, ABD’nin talebiyle, Libya ve Suriye’nin iç savaşa sürüklenmesinden, bu ülkelerde muhalif adı altındaki örgütlerin silâhlandırılması, eğitilmesi ve organize edilmesinden şahsen sorumlu değil midir? Doğru sözler söylemiş olmakla sorumluluktan kurtulmak mümkün müdür?
***
Erdoğan, bir taraftan “Terörist saldırıların ardından, İslâm coğrafyasını ve Müslümanları öz eleştiriye davet edenler, asıl öz eleştiri yapmak, kendisini sorguya ve hesaba çekmek durumunda olanların ta kendileridir” derken diğer taraftan da “Hiç kuşkusuz İslâm dünyası yöneticileriyle, münevverleriyle, alimleriyle kendi öz eleştirisini yapmak zorundadır” diye konuştu.
Peki ama asıl öz eleştiriyi kendisinin yapması gerektiğini niçin hiç aklına getirmiyor. Kendisi bu konuda masum mudur?
Biz uzun zamandan beri, Türkiye’nin, İran, Irak ve Suriye ile ortak hareket ederek gerek PKK, gerekse bölgedeki diğer terör örgütlerini tasfiye edebileceğini söylüyoruz ama Erdoğan, ABD-İngiltere baskısıyla Oslo’da PKK ile masaya oturduğu gibi şimdi temsilcileri vasıtasıyla Abdullah Öcalan ve Kandil’deki diğer teröristlerle görüşüyor...
Neyi görüşüyor? Türkiye’nin etnik, temelde özerk bölgelere ayrılmasını görüşüyor... Hani İslâm’da ırkçılık yasaktı!
İslâm dünyasında asıl mesele şu ki politikacı veya aydınlar çok büyük oranda, göründüğü gibi değil ya da olduğu gibi görünmüyor! Özellikle Türkiye’de...