Okurumuz Kenan Tüfekçi, "Swift kelimesinin anlamına baktım. Bir anlamı da 'ebabil kuşu' demekmiş. Sonra ebabil kuşlarının Kur'an'da geçtiğini hatırladım. Fil suresinde geçen ve Ebrehe ordusunun felaketi olan ebabil kuşları yani swiftler, bakalım günümüzde kimleri tarumar edecek?" diyor.
Fil Suresi'nin Türkçesi şöyledir:
"Görmedin mi Rabbin ne yaptı fil sahiplerine! Tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üzerlerine sürü sürü kuşlar saldı. Onlara balçıktan pişirilmiş sert taşlar atıyorlardı. Derken onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi kılıverdi."
***
Tarihi olay, 570 yılında yaşanmıştır. Habeşistan Krallığı'nın Yemen Valisi Ebrehe, Sana şehrinde Kulleys adlı muhteşem bir kilise yaptırmıştı. Maksadı, Kâbe'yi ziyaret eden Arapları Sana'ya çekmekti. Buna kızan bir kişi geceyarısı Kulleys'e girip içine pisledi. Ebrehe de bu harekete karşı Kâbe'yi yıkmaya karar verdi. Fillerle donattığı 60 bin kişilik ordusuyla harekete geçti. Mekke halkı, dağlara çekildi. Ordunun Mekke'ye girişi sırasında Mahmud adlı fil yere yattı, zorladılarsa da yürümedi. O anda gökyüzünde kara bir bulut gibi sürü halinde ebabil kuşları göründü. Ağızlarında ve ayaklarında tuttukları nohut büyüklüğünde taşları ordunun üzerine bıraktılar. Askerlerin çoğu öldü; fil ordusu dağılarak Yemen'e döndü. Ebrehe de dönüşte öldü. Kâbe yerinde kaldı.
***
Man Adası'nda kurulan bir sterlinlik şirket üzerinden, yasa dışı işlerini halledenlerin ortaya çıkarılması, hayırlı sonuçlara yol açabilir!
Ben hâlâ ABD'nin, Rıza Sarraf davası ile Tayyip Erdoğan'ı devirmeye değil, şantajla istediklerini kabul etmeye zorladığını düşünüyorum. İngiltere ise bunu fırsat olarak görüp kendi oyun planını devreye sokarak Tayyip Erdoğan'ı ABD'nin elinden almaya ve yerine kendi adamını getirmeye çalışıyor! Oyun planının içinde Güneydoğu'daki aşiret reisleri bile var!
Fakat bu kavga sırasında, ebabil kuşları sayesinde sadece Türkiye'deki kara paralar değil, dünya kara para trafiğini kimin yönettiği de ortaya çıkmış oluyor! Ebabil kuşları, ABD ve İngiltere'nin kara para devletçiklerini de darmadağın edebilir!
***
Peki ABD, Tayyip Erdoğan'a neyi kabul ettirmeye çalışıyor? ABD, Büyük Orta Doğu Projesi'nin en önemli ayağı olarak, kendi güdümünde İran, Irak, Suriye ve Türkiye topraklarında Kürtleri kullanarak bir devlet oluştururken Yemen krizi üzerinden Suudi Arabistan'ı parçalamak ve nihayet Büyük İsrail'i kurmak istiyor.
ABD, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füzeleri almasına karşı olduğunu, Türk akımını da istemediğini hatta Rusya-Almanya arasındaki ikinci boru hattını da engelleyeceğini resmen açıkladı.
Türkiye'nin radar sistemleri var ama füze saldırısına karşı bir tedbiri yok. NATO vermiyor! Diğer taraftan, Millî Merkez Genel Sekreteri Haluk Dural'ın incelemesinde belirttiği gibi Türkiye'nin Eskişehir ve Diyarbakır hava üslerindeki radarların tespit ettiği veriler eş zamanlı olarak Almanya'daki NATO Birleşik Hava Harekât Merkezi'ne gönderilmektedir.
Radarlar tarafından tespit edilen hava cisimlerinin kimliği, özellikleri, seyir rotaları ve muhtemel hedefleri ortaklaşa belirlenerek, planlama ve görevlendirme yapılmakta, tehdidin önlenmesi için Türk Hava Kuvvetleri'nin ilgili unsurlarına harekât emri verilmektedir.
NATO, Türkiye'yi, bu hizmeti sona erdirmekle, yani Türk radarlarını körleştirmekle tehdit ediyor!
***
Kısacası, olaylar kurgulandığı gibi gerçekleşmiyor!
Yine de fil, Ankara önlerinde yere yatmış durumda!
Bu arada FETÖ'yü, PKK/PYD'yi ve IŞİD fillerini kullanarak Ankara'yı ele geçirmeye çalışan Ebrehe orduları bir ölçüde dağıtıldı ama onları içeriden ve dışarıdan kullananlar henüz yerlerinde duruyor!
