'Andımız' neleri bozar?

"Andımız" ile "af" arasında bir bağ olduğunu peşin belirteyim. "Ne alâka?" demeyin. Anlatacağım.

Geçen hafta sonu, Devlet Bey, "Andımız" için bildiğiniz "sert açıklama"yı yaptı. Ak Partili Bekir Bozdağ'a da bayağı yüklendi.

R. T. Erdoğan, geçende bir açılışta konuştu. "Andımız" meselesine girmedi. Ancak, "af meselesi"nde ağır sözler sarf etti. Şu sözlerin muhatabı elbette Devlet Bey'di:

"Canım kardeşim boşuna uğraşma. Biz rastgele cezaevine girenlere cezaevi kapısını açmayacağız. Devlete karşı suçları devlet affeder. O ayrı ama şahıslara karşı işlenen suçları devletin af yetkisi yoktur. 50 bin uyuşturucu suçlusunun olduğu bir dönemde af çıkaramayız. Şahıslara karşı işlenen suçları devlet affedemez. Bu böyle bilinsin. Şimdi birileri çıkarmış af, laf. Mağdur, mazlum 'Affettim' diyorsa o ayrı ama biz asla. O zaman adil, adaletle hükmeden iktidar olamazsınız. Biz uyuşturucuları affeden bir iktidar olarak mı bilinelim?"

R. T. Erdoğan'ın, "Canım kardeşim boşuna uğraşma.", "Şimdi birileri çıkarmış af, laf.", "Cezaevi kapısını açmayacağız." sözleri, Devlet Bey'in Danıştay hükmünü yerinde bulan açıklamasına karşı bir tavır değil midir?

Devlet Bey, R. T. Erdoğan'ı karşılıksız bırakmadı:

"Sayın Cumhurbaşkanı, 'Şimdi birileri çıkarmış af, ne affı?' ifadeleriyle birlikte aynen şunları dile getirmiştir: 'Hele hele 50 bini aşkın uyuşturucunun cezaevinde olduğu bir dönemde biz uyuşturucuları affeden bir iktidar olarak mı anılacağız?' Elbette kast edilen Milliyetçi Hareket Partisi'dir... Uyuşturucuyla en çok mücadele veren, bu uğurda her türlü imkânıyla fedakârlık gösteren 'birileri' diye tabir edilen Milliyetçi-Ülkücü Hareket'tir. Şartlı ceza indirimiyle ilgili teklifimizi uyuşturucu temeline indirmek, tahrip ve tahrif etmek fahiş bir yanlış, fuzuli bir demagojidir."

Bu tartışma muhtemelen bugünkü grup toplantılarında da devam edecektir. İki tarafın birbirine bu kadar ağır yüklenmesinin bir sonucu olacaktır, muhakkak.

"Andımız" meselesi, Devlet Bey'le olduğu gibi, muhtemelen İlber Ortaylı'yla da R. T. Erdoğan'ın arasını açacaktır. Biliyorsunuz, Ortaylı kitaplarını Saray Kütüphanesi'ne bağışladı. (Keşke İSAM'a bağışlasaydı. İlmî çalışma yapanların ilk uğrağı İstanbul'daki İSAM Kütüphanesi.)

İlber Ortaylı, daha önce "Türkiyelilik" meselesindeki ağır konuşmuştu. Şimdi "Andımız" için ağzına geleni söyledi. Saray'ın tam tersi ve çok ağır. R. T. Erdoğan, onu "danışmanlık"tan atabilir, ekranlara çıkarılmaması için emir verebilir!

"Andımız"ın kaldırılması kararı, çözüm/çözülme döneminde bizzat R. T. Erdoğan açıkladığı "Demokratikleşme Paketi"nde yer almıştı (30 Eylül 2013). Bu "Demokratikleşme Paketi", "Türkiye"yi paketlemenin adıdır! "Türk" ismi siliniyor, aynen Cahiliye Dönemi'nde aşiretlerin hâkimiyeti gibi, etnisiteler öne çıkarılıyor, "ümmet/millet" yok ediliyor, her bir etnisiteye "Vuruşun birbirinizle!" demeye getiriliyordu.

Ekranlara yatak seren İlber Ortaylı, CNN-Türk'te, Deniz Bayramoğlu'nun programında, Danıştay'ın "Andımız" hükmünü destekledi ve karşı çakanlara çok ağır konuştu, "Andımız['ın] kalkması yanlıştı ve küstahlıktı." dedi.

"Andımız"ın kaldırıldığını bizzat açıklayan R. T. Erdoğan'dır.

Ne olacak şimdi?!

Yazarın Diğer Yazıları