Amel-i manda iktidar

Kendilerini akademisyen olarak tanıtan biri kadın diğeri erkek iki akademisyen, bir süre açlık grevi yaparak çıkarıldıkları işlerine dönmek istediklerini duyurmaya çalıştı...

Bazı yurttaşlar grevcilere destek verdi, birkaç CHP'li vekil de sembolik olarak greve katıldı...

Açlık grevini iktidar sözcüleri, "Gündüz göstermelik yapılan grevi, akşam bol yemekle sürdürüyorlar" diyerek yorumladılar. Anlaşılan akademisyenlerin eylemi ciddiye alınmamıştı...

Birkaç gün önce polis açlık grevindeki iki akademisyeni gözaltına alınca iktidarın, eylemi ciddi saydığı ortaya çıktı...

Sorgulandılar, sevk edildikleri mahkeme tarafından tutuklanıp cezaevine konuldular...

* * *

Tutuklanmalarının nedeni ikisinin de DHKP-C'li yani terörist olması... Haklarındaki karar bu gerekçeye dayanılarak verildi.

Oysa grev sürecinde ortalıkta terörist oldukları iddiası yoktu; o nedenle basın da olayı topluma rahatça duyurdu... Mesela ben, açlık grevinin demokratik bir hak olduğunu, bu hakkı kullanana terörist demenin yanlış olduğunu yazmıştım...

Madem iki akademisyen teröristti neden greve başlamadan önce tutuklanmadılar, neden bir süre de olsa bu eylemi yapmalarına imkân tanındı!?

İktidar çevreleri bunlara grev sırasında destek verenleri de terörist olmakla suçladı...

AKP'nin ülkeyi doğru dürüst yönetemediği ortada. İktidar iki akademisyeni terörist ilan edip yakalarına yapışmakta bile geç kalıyor...

Bu iktidarın, amel-mande yani dilimize giren şekliyle amel-i manda olması, terörle mücadeledeki başarısızlığının temel sebebi değil mi...

DERKENAR

-------------------

Tutuklanan iki akademisyenden -Biri değil, o öğretmen diyorlar- bahsederken kimileri örgütten De aş ka pe-ce diye bahsediyor. Hepsini anladık da bu "Aş" ne? Abecemiz de "Aş" harfi mi var. Ha diye okunan H harfine aş diyenler, cehaletlerini ve özentilerini bir aşabilseler... Toplum da, AKP iktidarı da dilimizin yozlaşmaktan kurtulduğunu görür ve özünü sahiplenmenin sevincini yaşar!

Sosyal medya ahlâk dışı kullanılıyor

------------------------------------------------

Sosyal medyayı, edepli biçimde kullanıldığında faydalı bulanlardanım. Onu, sosyal hayatın ortaklaşa yaşanabileceğini gösteren ve kolay haberleşmeyi sağlayan vasıta kabul ediyorum...

Ancaaak, toplumsal edep kavramında yer alan ahlâka dayalı kriterler sahiplenilmediği zaman, sosyal medya da hergele meydanına dönüyor...

İçerisinde dangalaklar cirit atıyor; çoğu, kişiyi ve üzerinden toplumu zedelemekten perva etmiyor...

Bu nasıl önlenir?

Araştırılması lâzım; iş yine uzmanlara düşüyor...

* * *

Sosyal medya bir silah değildir, silah haline de getirilemez. Onu kullanarak insanları vurmaya, karalamaya, toplumun nazarında beş para etmez duruma düşürmeye kimsenin hakkı yoktur...

Maalesef çok kimse sosyal medyayı bu amaçla kullanıyor...

Bana gelince, facebook'u kullanıyordum, kapattım. Başka bir mecrayı da kullanmıyorum. İnternet adresimi ise yazılarımı yollamak ve gazetemle haberleşmek amacıyla muhafaza ediyorum...

Sosyal medya, insanları karalamaya dönük kullanıldığı kadar maalesef iftirada bulunmak ve yalan söylemek amacıyla da kullanılıyor...

Geçen gün söylediler; Danıştay Başkanı'na yüklenmişler...

Başkan iktidara yakın duruyor demişler, sebebini de yazmışlar; yalan doğru kızı Beştepe'deki Başkanlık Sarayı'nda görevliymiş, diğer kızı yargıç olarak atanmış, damadı da Beştepe Sarayı'nı yapan firmanın çalışanıymış...

Bakalım densizler sosyal medyada daha neler uyduracak...

Hizmet değil hezimet...

------------------------------

FETÖ'den yakalananlara bakarsanız pek azının pişman olduğunu görürsünüz. Çoğunluk hâlâ iblise merbut...

Pişmanlık yasasından yararlanan yok gibi...

Hemen hepsi cemaatin oluşmasını ve ülkeyi yönetmeye kalkışmasını "Hizmet" olarak niteliyor...

Fetö denilen iblis demek ki hepsinin gözünü köreltmiş, gerçekleri görmelerini engellemiş...

* * *

Acıyorum desem, fetöcü müsün diyecekler...

Allah muhafaza...

İnsan, Müslümanların nasıl oluyor da şeytana uyduğunu düşünüyor ve uyanlara acıma hissi duyuyor!

Keşke peşine takıldıkları nedenin hizmet değil hezimet kervanı olduğunu görebilselerdi...

ANLAMLI SÖZLER

-----------------------------

İftira, kılıçtan daha zalim bir silahtır, açtığı yaralar kapanmaz. (Henry FİELDİNG)

Yazarın Diğer Yazıları