Aman dikkat! Yanlış yapmayalım
Suriye'de yaşanan kimyasal saldırı nedeniyle Süper Güçler arasında başlayan gerginliğin, sıcak bir çatışmaya dönüşmesi şimdilik ertelenmiş gibi görünüyor. Ancak her zaman için mümkün. Böyle bir çatışmanın karar aşamasında ve çatışmada Türkiye'nin çok dikkatli bir tutum izlemesi, yanlışa düşmemesi hayati öneme haiz.
ABD çok süratli reaksiyon gösterdi
Önceki yazılarımda, emperyalist Batı'nın Suriye'nin toprak bütünlüğü isteğinin özde değil, sözde olduğunu, ABD'nin kimyasal silah kullanımı ve başka gerekçelerle Suriye'yi vurmak için fırsat kolladığını, İngiltere ve Fransa'yla birlikte operasyon için planlama yaptıklarını, buna İsrail'in de katılacağını ifade etmiş ve Suriye'de kartların yeniden karıldığını söylemiştim.
İşte bu kapsamda Duma'da kullanılan kimyasal silahtan dolayı ABD, çok süratli reaksiyon göstermiş, Trump gerilimi tırmandıracak şekilde Rusya'yı da tahrik edecek açıklamalarda bulunmuştur. Uçak gemisi ve akıllı füzeleri taşıyan gemiler Akdeniz'in doğusuna sevk edilmiştir.
ABD'nin bu tutumunun amacı, Esat yönetimini çökertmek, Rusya'yı bölgede itibarsızlaştırmak, İran'ın bölgedeki etkisini kırmak, dolayısıyla İsrail'e de güven vermek şeklinde ifade edilebilir. Ancak saray danışmanları, dışişleri ve Pentagon'un etkisiyle geçici bir yumuşama olmuştur.
Fransa, İngiltere, S.Arabistan ve İsrail, ABD'ye destek veriyor
Fransa'nın bir müddettir Suriye üzerinde yeniden etkili olmak için çaba gösterdiği, bu amaçla teröristleri bile desteklemekten geri kalmadığı, hatta Türkiye'yi bile hedef alacak bir tutum sergilediği görülmektedir. Zaten önceden de müşterek bir planlama yapıldığından ABD'nin reaksiyonuna derhal destek vermiştir.
Bu desteğe İngiltere de katılmış ve operasyona hazır olduğunu açıklamıştır. S.Arabistan, zaten bu güçlerin müttefiki olup her türlü desteği verebilecek durumdadır.
İsrail ise, bu operasyondan evvel yaptığı füze saldırısıyla her an için konunun içinde olduğunu göstermiştir.
Bir yumuşama oluşmasına rağmen bu ülkelerin operasyona ABD'den çok daha istekli olduğu görülmüştür.
Rusya'nın ABD'nin tutumuna cevabı
Rusya'nın ABD'ye olan cevabı gecikmemiş, atılacak füzelerin düşürüleceğini ve gerekli tedbirlerin alındığını açıklamıştır. Ancak Rusya'nın, Suriye'ye yapılacak bir operasyona doğrudan bir karşılık verme gibi bir niyetinin olmadığı da anlaşılmaktadır.
Rusya, kimyasal silah kullanılmasının doğruluğunun tespit edilmesini istemekte, olası bir operasyonda rejimin kesinlikle hedef alınmaması yönünde uyarılarda bulunmaktadır. Bu durum sanki kimyasal tesislerin vurulmasına fazla ses çıkarmayacakmış gibi bir izlenim yaratmaktadır.
Çatışma olur mu?
Bu gerginliğin bir ABD-Rusya çatışmasına yol açacağına ihtimal verilmemektedir. Çünkü bu ülkelerin birbirleriyle etkinlik mücadelesini dolaylı yaptıkları, diğer bir ifadeyle vekâleten savaşları tercih ettikleri tecrübelerle sabittir.
Ancak ABD'nin, kullanıldığına inandığı kimyasal silahlar nedeniyle Esat'a bir ceza verme niyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Buna ABD'yle birlikte Fransa ve İngiltere'nin de katılması muhtemeldir.
Böyle bir operasyonun gecikmesi istenilen etkiyi yaratmayacaktır. Bu nedenle yapılmasına karar verilmesi halinde sadece kimyasal tesislerin hedef alınacağı operasyonun, bir hafta içinde gerçekleşmesi beklenmelidir.
Türkiye'nin izlemesi gereken yol
Türkiye bir NATO üyesidir. Fazla güvenilmese de, Batı'yla müttefiktir. Bu nedenle Batı'yla birlikte hareket etmesi beklenebilir. Üstelik Esat yönetimine olan tepkisi de buna eklendiğinde operasyona destek olmayı arzu edebilir.
Diğer taraftan da Suriye sorununun çözümü ve güvenliğine olan tehdidin bertaraf edilmesinde Rusya ve İran'la kurduğu ittifak ilişkisi de önem arz etmektedir. Bu nedenle Suriye'ye müdahale yapılmaması yönünde bir tavır takınması da mümkündür.
Bu her iki tutumun da Türkiye için hata olacağı değerlendirilmektedir. Bu nedenle bir denge politikası izlenmesinin ve taraflara itidal telkin edecek bir tavır sergilenmesinin menfaatlerimize uygun olacağı kıymetlendirilmektedir.