Akşener-Bahçeli gerilimi
Bahçeli-Akşener arasında tırmanan gerilimin ana nedeni nedir? Bunun cevabını Bahçeli'nin tehdit içerikli masajlarından okuyabilirsiniz.
Ne diyor Bahçeli?
"Bu hanımefendiye son ihtarım, bölmek ve yok etmek istediğin MHP'ye karşı sinir ve sınırları ihlal eden Vandal tutumuna devam edersen sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın... Demedi deme büyük lafı dinle."
Burada ana kavram "bölünmek" sözcüğü.
MHP'nin Cumhur ortaklığında etkili konumda olabilmesi için milliyetçi seçmeni elinde tutması gerekiyor. Çünkü AKP ile yerel seçim anlaşması yapacak. Eğer seçmeni tutamaz ve elinden kaçırırsa bu defa, genel seçimlerde aldığı yüzde 12'lik oyun nereye gittiği ve gerçekten MHP'nin seçmen kitlesi miydi diye sorgulanacaktır. "Yoksa bindirilmiş kıtalardan mı gelmişti" diye yeniden tartışmaya açılacak..
MHP'nin seçmen kaymalarında tek kaygı duyacağı adres elbette İYİ Parti. Çünkü MHP'li seçmene en yakın adres orası. Dolayısı ile salı günkü grup toplantısında Akşener'in MHP'ye yönelik çıkışları, anlaşılan o ki endişeyi artırmış görülüyor.
Endişelenmekte de haklılar.
Neden?
Çünkü içinde bulunduğumuz siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlar MHP'nin aleyhine işliyor.
Öncelikle etkilerini herkesin cebinde açık ve net olarak hissettiği ekonominin getirdiği ağır bir bunalım var. Yönetim istediği kadar "kriz yok" desin, çarşı pazar bunu yalanlıyor.
MHP parti iktidarı, bu durumu ters yüz etmek için "ekonominin faturasını her zaman garibanlar mı ödeyecek" diyerek işin içinden sıyrılmaya çabalasa da nihayetinde Haziran seçimlerinden bu tarafa krizi yaratan partiye ve onun iktidarına sahip çıkıyor. Yetmiyor birkaç belediyeyi kazanmak uğruna büyük fedakârlıklara katlanıyor.
MHP'yi milliyetçilik bağlamında zora sokan en önemli gelişmelerden biri de McKinsey ile yapılan ülkenin ekonomisini denetleyici anlaşmadır. Öyle ya; hem milliyetçisiniz ve hem de uluslararası bir emperyal gücün denetimine razı olmuş pozisyonda hizalanıyorsunuz. Cumhur ortaklığı bağlamında desteklediğiniz ve halen daha desteklemeye devam ettiğiniz hükümet, kendi geleceğinin yanında ülkenin geleceğini sınır dışında bir şirkete teslim etmekteyken de sizin duruşunuz değişmiyor.
İşte burası yumuşak karın.
Akşener geçen grup toplantısında tam bu noktaya parmak basınca, MHP başına gelecek tehlikeyi hissetmiş olmalı. Ve hemen önlem almak için gerilim trendine geçti. İYİ Parti ile aradaki uçurumu derinleştirebilirse kendi seçmenini bloke edebileceğini ve bu sayede mevcudunu kayıp vermeden koruyabileceğini düşünüyor...
Her ne olursa olsun, siyaset kavramları tüketmekte, içini kendi çıkarı için kolaylıkla boşaltmaktadır.
Türkiye'de AKP iktidarları sayesinde İslamcılık, iddia ve söylemlerinin tam tersini yaparak, hem dinî değerleri örseledi ve hem de kavramların içini boşalttı. Şimdi aynı şeyi milliyetçiliğe yapıyorlar.
Bir ucunda MHP, öteki ucunda AKP, milliyetçi kavram ve söylemleri, uluslararası siyaset sahasında top çevirirken ezip geçiyorlar. Yerlilik ve millîlik popüler kültür endüstrisinin üretim ve tüketim metaı haline getirildi.
İşte bakın, Türk milliyetçilerinden beklenen millî tepkiler, siyasal elitlerin hatalı politikaları doğrultusunda maniple ediliyor. Emperyalizme meydan okuması gereken milliyetçiler, suskun kalmayı görmezden gelmeyi tercih ediyor. Ve bu hâl, yozlaşmanın habercisi olarak karşımızda duruyor. Emin olun gelecekte, tepkisizleşmeyi öğreneceğiz ve birer etkisiz eleman olarak, ülkemizin yağmalanmasına göz yumar hale geleceğiz. Nitekim, şimdiden başladı bile.. McKinsey örneğinde olduğu gibi her geçen gün emperyal dalgalara karşı duyarsızlaştırılıyoruz..
Akşener-Bahçeli gerilimi, işte bu etki-tepkinin sonucudur.