AKP'nin sinsi "gündem" tuzağı!..
Muhalefetin AKP karşısında erimesinin en büyük gerekçesi nedir biliyor musunuz; içi boş suni "gündem"lerin peşine takılmak...
Yani, her fırsatta "güç" tuzağına düşmek, boş yere oyalanmak ve sürekli zaman kaybetmek... Velakin gafletle kaybetmek, kaybetmek ve de kaybetmek!!!
Son yıllarda siyasetten sosyal yaşama, geleneklerden göreneklere kadar her şeyin ne yazık tersine gittiği bir ülkede, siyaset de ne yazık ki iktidar ve muhalefetin gerçek rolleri açısından tersine işlemeye devam ediyor...
Gündemi her gün muhalefetin yaratması ve kamuoyunu doğru yönlendirmesi gerekirken; karşı cephenin, iktidarın peşine takılmak gafleti memlekete, millete ve siyasete çok şey kaybettiriyor...
Ve bu yüzden dünya siyasetinin de tam aksine; bu ülkede AKP 15 yıldır iktidarda duruyor, onu izlemesi, sorgulaması, açığını bulması ve de zayıflatması gereken muhalefet de ne ilginçtir ki sürekli oy kaybediyor...
İşte son 15 yıldır devam eden keskin bir "kısır döngü", her alanda kaynakları kemiren bir paslı dişliye dönüşürken, CHP, MHP ve HDP muhalefeti ne yazık ki eriyor, halk umudunu yitiriyor, rantiye ise ballı-börekli meydanlarda gücüne güç katıyor, keyfine bakıyor...
Velhasıl, bu siyasal dengesizlik içinde medya gücünden yararlanan iktidarın sahte "gündem" maddeleri bitmiyor, halk uyutulmaya devam ediyor...
Hele bir de ellerindeki kiralık kalemleri ve mikrofonlarıyla "kime taarruz edelim" diye emir bekleyen bir yandaş medya düzeni varken, milleti "algı" operasyonları ile "suni gündem"lerin peşine takmak hiç de zor olmuyor...
***
Muhalefeti kilitleyen algı!..
"Suni gündem" deyip geçmeyin sakın... Sıradan, boşverilecek, bir kenara atılacak ve üzerinde durulmayacak bir deyim değil bu...
12 Eylül 1980 darbesi sonrasındaki siyasette; "dört ayaklı" stratejiler üzerinden milletin bütün kesimlerini kucaklama modası başlayınca, aynı ideolojik erozyon bizim kiralık medyada da dansözlük geleneğini hoplattı!!! Yani, iktidar zili nerede çalıyorsa, gazete etekleri de oralarda uçuşuveriyor artık!..
İşte bu yüzden "suni gündem" deyip geçmeyiniz... Ortalığı uyduruk gündemlerle velveleye veren, kamuoyunu boş tantanalarla meşgul eden "algı" operasyonları ısrarla dayatılırken, neler neler kaçırılıyor "asıl gündem"den acaba?..
Memleket nasıl talan ediliyor, ülke kaynakları nasıl eritiliyor, yolsuzluklar nasıl örtbas ediliyor, millet nasıl uyutuluyor, iktidar nasıl büyüyor, halk ve muhalefet nasıl kaybediyor görmek istiyorsanız, "gündem madalyonu"nun arkasına bakmalısınız...
Örneğin; ülkede nereleri üç kuruşa yağma ediliyor, "özelleştirme" tuzağıyla hangi millî tesisler kimlere peşkeş çekiliyor, müteahhitler, iş adamları, belediyeler hangi vakfa (!) "bağış" yapsınlar diye baskı görüyor?..
Ya da FETÖ'den yargılanan hangi zengin bir bakmışsınız tahliye ediliyor, iktidar nerelerde pervasızca kadrolaşıyor, ihaleler kimlere gidiyor, adamcılık-hemşehricilik oyunu kadroları kimlere havada-tavada peşkeş çekiyor?..
Velhasıl, AKP'nin medya gücüyle dayattığı "suni gündem" muhalefeti her an oyalarken, rantiye siyaseti holdingleşiyor ve halk "umut" arama gayretiyle, çaresizce beklemek zorunda kalıyor...
Peki; muhalefet "suni gündem" tuzağından nasıl kurtulacak, halk gerçekleri nasıl öğrenecek ve iktidarın gerçek yüzü nasıl anlaşılacak acaba?..
Tek çaresi var bunun; ülkenin sorunlarını ısrarla ve kararlı biçimde gündemde tutmak, kitle örgütlerine, sendikalara "öncü"lük etmek, işçiyle, köylüyle emekliyle, dar gelirliyle birlikte yürümek, yani ezilenlerin sorunlarını öne çıkartarak onlara liderlik etmek...
Yani; İYİ Parti gibi ısrarla meydanlara inmek, CHP içindeki kimi isimlerin de yaptığı gibi -şeker, tarım, sendika, taşeron- çıkmazları demeden her fırsatta olay yerine gitmek, sorunlara anında neşter vurmak...
CHP'li Pekşen'e dikkat!..
Türkiye'nin asıl meselesi muhalefeti eriten, iktidarı büyüten "suni gündem" tuzağı olunca, dikkatli, atak siyasetçiler de kendine özgü duruşları ve mücadele anlayışlarıyla tabanın dikkatini çekiyor...
Yani, algı operasyonuna kurban olmadan, halkın "asıl gündem"ine öncülük eden siyaset anlayışının yeni figürleri her zaman parlıyor ve öne çıkıyor...
CHP'nin Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen de, AKP'nin "suni gündem" tezgahına düşmeden, iktidarın gizlediği şaibeli icraatları, siyaset eliyle büyütülen çarpıklıkları ve medya gücüyle gözden kaçırılan vahim gerçekleri rantiye kesiminin suratına çarpıyor...
Pekşen'e vurgu yapılmasının tek nedeni son günlerde gazete köşelerinde tabanın dayattığı bir "kadro hareketi"nin öncüsü olarak gösterilmesi değil elbette...
Son aylarda AKP'nin hangi çarpık siyaset anlayışına bakarsanız bakın, orada Pekşen'in "dikkat" diyen çığlığı da duyuluyor!..
Seçim sahtekarlığından soy kütüğü oyunlarına, kömür santrali tezgahından elektrikteki skandal politikalara, THY'deki rezaletlerden dış politikadaki vahamete, Anayasa'daki tuzaklardan Atatürk'e yönelik çirkefliklere kadar her türlü saldırıları ortaya çıkartmaya, kirli oyunları bozmaya ve örtbas edilen rezilliklere dikkat çekmeye çalışıyor Pekşen...
Daha nelere mi "dikkat" çekiyor Haluk Pekşen?.. Davet usulüyle yapılan kamu ihalesi skandallarından hazinenin bu yöntemle soyulmasına, sağlık-ilaç- aşı sektöründeki büyük yolsuzluklardan çevre katliamlarına ve Karadeniz'deki yağmaya...
AKP memleketi sömüren "suni gündem" tuzağıyla ülkeyi oyalarken ve CHP ne yazık ki halen kurultay, tüzük, önseçim ya da belediye başkanlığı kulisleriyle zaman yitirirken, hem kitleler hem de parti tabanı, lider tartışmaları içinde de büyüyen çıkmaza karşı kendi bünyesinde çözümleri tartışmaya çalışıyor...
Evet; partiler ve liderler zor dönemlerin ürünleridir... İşte bu arayış içinde, ana muhalefet tabanının Pekşen'i tartışması da rastlantı değil...