AKP, şaibe yaratıyor
Başbakan Binali Yıldırım, Malta'da bulunan çocuklarına ve akrabalarına ait off-shore şirketlerine ilişkin yaptığı açıklamada şirketlerin varlığını kabul ederek, "Denizcilik küresel bir iştir. Bunun gizli saklı bir tarafı yok. Bir algı oluşturmaya çalışıyorlar" diyerek iddialara karşı çıkmıştı...
Buna rağmen CHP, Meclis Başkanlığı'na konuya ilişkin bir araştırma önergesi verdi. Önerge gündeme alındı, görüşüldü, oylandı ve reddedildi...
Lâfın özü, küresel bağlamda iş yaptıkları için yurt dışında off-shore şirket kuranlar, Türkiye'de ödedikleri vergilerin dışında hiçbir vergi ödemiyor...
Sistem böyle; yasal yaptırımı da yok; olsa olsa vicdani bir değerlendirmesi olabilir, o da kişiden kişiye değişkendir...
***
Evet, araştırma önergesi AKP oylarıyla reddedildi...
Oysa Başbakan, "Paradise Paper's"ta yer alan iddiaları kabul etmiş, hatta araştırılmasını istemişti. AKP buna rağmen araştırmayı reddederek insanların şaibe altında kalmasına neden oldu...
Yine yanlış yaptılar...
İddia araştırılsaydı ortaya çıkacak gerçek yadırganmayacaktı...
Reddetmek suretiyle zihinlerde yeni soru işaretleri oluşturdular...
Bahçeli tercihini açıkladı
Devlet Bey yolunu tamamen şaşırdı, AKP'nin iyiden iyiye destekçisi oldu...
"Sonuna kadar AKP'nin yanında mücadele edeceğiz" açıklaması, şaşırtmakla kalmadı, insanları nefret duygularına da sürükledi...
MHP Genel Başkanı bu açıklamasını, kimle ya da kimlerle mücadele edeceğini söyleyerek bağlamalıydı.
Onu yapmadı, lâfı yuvarladı; AKP karşıtlarıyla mücadele etme görevini üstlendiğini mertçe söyleyemedi...
* * *
Siyaset son yıllarda ülkede, mert değil namert söylemlerle hayat bulmaya çalışıyor...
Toplum da bundan rahatsızlık duyuyor...
İYİ Parti'nin halkın teveccühüne mazhar olması, mert bir siyasal yapı olarak ortaya çıkmasından kaynaklanıyor; şöyle de ifade edilebilir, siyasette yaşanan namertlik, mertliği müseccel İYİ Parti'ye yol aldırıyor...
* * *
Daha önce de önerdik, yineleyelim; Bahçeli, MHP Genel Başkanlığında kalarak hem kendisine, hem MHP'lilere, hem de AKP'lilere işkence ediyor. Buna imkân vermemeli; net olmalı, gereğini yapmalı yani kapağı AKP'ye atmalı...
Parti değiştirmek etik bir davranıştır ama mensubu olduğu partide kalıp hayranlık duyulan başka partiye hizmet etmek, ahlâklı davranış değildir...
Bahçeli, hangisini tercih edecek bakalım!
Böyle mantık da var
Atatürk'ü sahiplenen AKP'li siyasetçi sayısı artıyor....
Genel Başkan Erdoğan'ın konuya ilişkin görüşü ve söylemleri, İsmail Kahraman gibi katı Osmanlıcı ve hanedancı isimleri laik cumhuriyet ve Atatürk çizgisine getirmemiş de olsa, böylelerini hiç olmazsa karşıt ifadeler kullanmaktan uzak tutuyor...
Literatürlerine Atatürk, laik cumhuriyet ve milliyetçilik söylemleri yeni girdiği için aralarında, gösteri yaparken pot üstüne pot kıranlar da oluyor...
Mesela Başbakan...
AKP kurulduğundan beri her yıl Anıtkabir'e giderek Atatürk'ü sahiplendiklerini iddia etti. Kimi kast ettiyse cümlesinin başına da "Bre ahmaklar" hakaretini ekleyerek söyledi. İnsan Anıtkabir'e gitmekle Atatürkçü olmaz ki; ancak ilkelerini ve devrimlerini sahiplenmek ve izinden yürümekle Atatürkçü olur.
Bıraktığı eserleri muhafaza etmek, toplumu muasır medeniyet düzlemine ulaştırmak için çalışmak, Atatürkçülüğün onlarca gereklerinden sayılır..
"İki ayyaş" öznesi dilinden düşmeyenler Atatürkçü, milliyetçi ve vatansever olamazlar!
FİSKELER
FETÖ davalarında yargılanan rütbesiz asker, yani er var mı, varsa kaç kişi. Bunlara isnat edilen suç ne?.. İlgililerden bakalım nasıl bir cevap gelecek... Bu arada yargılanması karara bağlanmış darbeci sayısı kaç, verilen cezalar ne, okurlarım bunları da merak ediyor. Toplum, emir kulu askerin darbeci diye yargılanmasını içine sindiremiyor...
***
Mehmet Şimşek açıkladı; "Türkiye'ye güvenin. Terörle mücadele anlamında ciddi çalışma var. Türkiye şoklara karşı büyük direnç gösterdi. Yakın coğrafyanın bizi aşağı çekmesi azalıyor. Türkiye hızla normalleşiyor. Reformlarla direncimiz artacak" dedi. Yani sözde sıkıntılı dönemin sonundayız... Siz de aynı kanıda mısınız değerli okurlar...