AKP neden başarama-z-dı?
Tayyip Erdoğan, asıl eksikliği nihayet fark etti! Ensar Vakfı'nın genel kurulunda "14 yıldır kesintisiz iktidarız ama sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda hâlâ sıkıntılarımız var" dedi.
Erdoğan, "Vakıf, dernek, parti gibi kuruluşlardan yapılan hizmetler gönül işidir. Sevgi, sevda işidir. İnsan yetiştirmek her şeyden önce inanç, adanmışlık, sabır ve süreklilik gerektirir. Her imkânımız var, tek eksiğimiz hizmete dönüştürecek adanmışlardır.
Medyadan sinemaya, bilim teknolojiden hukuka kadar pek çok alanda hâlâ en etkin yerlerde ülkesine ve milletine yabancı zihniyetteki kişilerin, ekiplerin, hiziplerin bulunduğunu biliyorum. Açıkça söylemek gerekirse bu durumdan da büyük üzüntü duyuyorum. Dün hedefimiz bir avuç birikimli nesil yetiştirmekti, bugün ise hedeflerimiz çok çok farklıdır. Elimizde böyle bir imkân varken hâlâ pek çok yeri boş bırakıyor olmamız aklın kabul edebileceği bir durum değildir. Bu konuda Ensar Vakfı'mıza çok büyük görevler düşüyor. Umudunu bize bağlamış milyonlarca mazlumun sorumluluğunun üzerimizde olduğunu unutmamalıyız" diye konuştu!
***
Aslında sorunun temelinde Tayyip Bey'in bu anlayışı yatıyor. Sadece onun değil tabii... Pek çok siyaset adamı, iktidar olunca her alanda egemen olacağını zanneder. Olamayınca da üzüntü duyar!
Sorun adanmış insan eksikliğinde değil o insanın ahlâk anlayışındadır!
Mesela, gazeteleri devletin gücünü kullanarak ele geçirdiler ama oralara atamayla gelen kişiler gazetecilik yapamadı! Zaten hiçbiri gazeteciliği bir meslek olarak benimsemiş değildi. İdeolojik amaçla bu "sektör"e girmişlerdi. Oysa bir meslekte başarılı olmak için o mesleğin kurallarına harfiyen uymak gerekir.
Market açar gibi hukuk fakültesi açsanız da sonuçta oralarda okutacağınız dersler, adı üzerinde "hukuk" dersleridir. Hukuk eğitimi almış insanlar, şayet hukuka değil de başka amaçlara adanmış iseler hiçbir zaman hukukçu olamaz? Ne olurlar? Mesela cemaat savcısı veya hâkimi olabilirler?
Bilim ve teknoloji kuruluşlarında etkili olmak için de bilimle uğraşıp bu alanda bir ilerleme kaydetmiş olmak gerekir. AKP'li olmak bilim adamı olmak için yeterli değildir.
AKP'li olunca gazeteci, müzisyen, yönetmen, yazar olunmuyor ki? Böyle bir meslekte veya alanda söz sahibi olmak için doğuştan yetenek sahibi olmak bile yeterli olmaz, sistemli çalışmak gerekir.
Bilim ve kültür adamı yetiştirecek ortam 14 yılda da sağlanamaz! Bu, nesilden nesile geçen bir mirasın daha ileri götürülmesiyle mümkün olur.
Türkiye'de tarihi birikimin üzerine ilave edilen modern bilim ve kültürün temeli, cumhuriyetten sonra üniversitelerimize bilimsel disiplin kazandıran Hitler kaçkını Yahudi bilim adamları tarafından atılmıştır. Ve hepsi namuslu çalışmış, aldıkları paranın karşılığını fazlasıyla vermişlerdir.
Şimdi bu işi Ensar Vakfı mı yapacak? Önünüze gelene bir sorun bakalım; Ensar Vakfı ne ile meşhur?
***
AKP döneminde, 14 yılda neredeyse bütün sınav soruları çalınmış, üniversitelere hak etmeyenler girmiş, devlet kadrolarına hak etmeyenler alınmıştır. Temeli hırsızlık ve sahtekârlık olan bir kadrolaşma sisteminden bilim-kültür veya sanat insanı yetişir mi? Hırsızdan sanatçı olur mu? Veya hayata başkasının hakkını yiyerek başlayan kişiden hukukçu olur mu? Ahlâkı olmayanın kültürü olur mu? Ahlâk temeli olmadan bilim üretilir mi?
Ve insanları kendi ideolojik tercihlerine göre yetiştirmeye dayanan bir kültür politikasının temelinde de insanları çalmak ve robotlaştırmak, militanlaştırmak düşüncesi yok mudur? Bu düşünce başarısızlığa mahkûm değil midir?