AKP-İsrail göbek bağları!
Olaylar 2004 yılında ABD'nin yarı resmi belgelerinden yansıyan "İslâm içi çatışma stratejisi"ne uygun gelişiyor. Suudi Arabistan'ın, Tayyip Erdoğan'ın ziyaretinden bir gün sonrasına denk getirerek, kendi vatandaşı olan Şiilerin dini liderini ve diğer önderlerini idam etmesi, ardından İran'ın tepkisi sonucu 2 ülkenin diplomatik ilişkilerini kesmesi, İslâm dünyasında mezhep savaşlarının başlangıcı olabilir.
Türkiye'nin, Suudi Arabistan tarafından kurulan İslam askeri ittifakına asker vereceğini açıklamasından sonra idamların yaşanması da şeytanca bir plânlamanın sonucudur. Böylelikle Türkiye, mezhep savaşının tarafı durumuna düşürülmek istendi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı sözcüleri bu konuda bir değerlendirme yapamadı! Tayyip Erdoğan'ın yorumunu bekliyorlar! Türkiye'nin arabuluculuk girişiminde bulunması da mümkün değil. Çünkü Türkiye, Suriye politikası ile taraf oldu.
***
Türkiye zaten Suudi Arabistan ve Katar'ın gönderdiği kayıt dışı paralarla Suriye muhalefeti denilen "Sünni" gruplara her türlü destek sağlıyordu. Afyon'daki cephanelikte gece yarısı sayım yapılması sırasındaki patlama ve 25 askerin şehit olması olayını hatırlayalım. Yasak olmasına rağmen hangi gerekçeyle gece mühimmat sayımı yapılıyordu? "Denetim öncesi hazırlık" diye anlatanlar oldu ama bu da acelenin sebebini izah etmiyor. Üstelik binlerce TIR dolu mühimmatın Suriye'ye Türkiye'den gittiğini artık dünyada duymayan kalmadı!
Diğer taraftan, ABD Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Rhodes, "IŞİD var olmaya devam edecek" dedi ve örgütün gelecek yıllarda ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını söyledi! Rhodes, örgütün "tıpkı El Kaide gibi" varlığını sürdüreceğini, ancak önemli ölçüde güç kaybedeceğini söyledi.
Aynı kişi 2014 yılında "IŞİD tehdidine karşılık vermek konusunda, kendimizi (coğrafi) sınırlarla kısıtlamayacağız" demişti!
Sadece bu açıklamalardan bile Vehhabi ideolojisiyle hareket eden IŞİD'in, ABD'ye İslâm dünyasında operasyon yapabilme hakkı vermeye yarayan bir örgüt olduğu anlaşılıyor. İran ile Suudi Arabistan arasında arabuluculuk yapabileceğini açıklamak ise Rusya'ya düşüyor!
***
Türkiye, İslam dünyasındaki konumunu tamamen kaybederken, İsrail ile kurduğu örtülü ilişkileri artık beşli göbek bağıyla alenileştiriyor. Türkiye ve İsrail'i birbirine bağlayacak petrol, doğal gaz, su, elektrik ve fiber optik kablo olmak üzere 5 amaçlı boru hattı projesi gündemde! Tabii, KKTC'ye verilmek için yapıldığı iddia edilen Manavgat-Kıbrıs su borusu hattının ne işe yarayacağı da böylece ortaya çıkıyor!
Aydınlık'taki habere göre beşli boru güzergâhının Kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesinden geçmesinin zorunlu olmasından dolayı AKP hükümeti, sözde çözüm için garanti anlaşmasını bile ortadan kaldırmayı göze almış durumda. Böylece ABD ve AB'nin istediği doğrultuda KKTC de ortadan kaldırılmış, Rumların lehine AB üyesi olan yeni bir devlet kurulmuş olacak. İsrail'e uzanan hat, ilk olarak 2004 yılında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye ziyareti sırasında gündeme gelmişti. Ardından Putin'in 28-29 Nisan 2005 tarihinde İsrail'e yaptığı ziyaret esnasında ele alınmış ve Rusya ile İsrail arasında bu konuda bir mutabakat sağlanmıştı. Putin'in ardından 1-2 Mayıs 2005 tarihinde İsrail'e bir ziyarette bulunan dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın ziyareti esnasında da yine aynı konu görüşülmüştü.
***
Kısacası uluslararası ilişkilerde kimin eli kimin cebinde belli değil. AKP kadrosu da kendisini Türkiye'nin rejimini ve sınırlarını değiştirmekle görevli saydığı halde bu politikalarını Yeni Osmanlıcılık diye benimseterek halkın oylarını almayı başarıyor. Muhalefetle de aralarında gizli göbek bağları olmalı ki bu oyunu hep birlikte sürdürüyorlar!