Aklama mercii: TÜBİTAK

TÜBİTAK’ın “aklama raporu” nda, Recep T. Erdoğan’ın ve müstafî bakan Egemen Bağış’ın ses kayıtlarının montaj olduğu yazılmış, “yandaşlar”ın dışında kimse bunu ciddiye almamıştı. Ne yazık ki, bu raporu resmî kurum verdiği için mahkemelerde ciddiye alınacak ve suçlananlar “apak” olacaklardır.
Mutlaka diğer telefon dinlemeleri de aynı kuruma gönderilecek ve aynı kurum yine “he-ce-le-ye-cek”tir!
Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonlarının üzerine böylece kalın bir örtü örtülecektir. Tamamen yok edilecektir, demiyorum dikkat ederseniz: Kalın bir örtü örtülecek. Bu örtü ne kadar kalın olursa olsun, bir gün mutlaka 77 milyon insanın 154 milyon eliyle kaldırılacaktır. Ve o raporları verenler nasıl inceleme yaptıklarını, hangi ilmî temele dayandıklarını, raporu nasıl yazdıklarını bir bir anlatacaklardır.
Yolsuzlukların anahtar kelimesi: Sıfırlama...
Başbakan oğluna soruyor: “Sıfırladın mı?”
TÜBİTAK, “sıfırlama”nın hecelendiğini rapor etmiş.
“Sıfırlama”nın Recep T. Erdoğan’ın sık kullandığı bir kelime olduğunu, Cumhuriyet gazetesinden Erdem Gül “’Sıfırlama’fıtratında var” başlığıyla verdiği haberde, son beş günde “sıfırlama” kelimesini kaç defa kullandığını yazıyor. (8 Haziran 2014).
Dün ünlü gazeteci-spiker Tansu Doğan’ın, R. T. Erdoğan’ın oğluyla yaptığı telefon muhâveresini, yurt dışında, tarafsız bir alanda, Guarded Risk adlı dünyaca tanınmış bir kuruluşa incelettiğini yazmış ve Tansu Bey’le yaptığım konuşmayı vermeye başlamıştım... Tansu Doğan’ın anlattıkları gerçekleri bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor:
“İşi ses olan herkes, ben de 27 yıllık spikerim, çıplak kulakla bile o kayıtların montaj olmadığını hemen anlayabilir. Önemli ölçü şudur: Bir konuşma varken, telefonda konuşurken, konuşmanın altında bizim ‘dip ses’ dediğimiz ortam sesi vardır. Bir odada olabilirsiniz, bir balkonda olabilirsiniz, o ortamın da sesi kayda girer. Eğer bir montaj yaparsanız, ortam sesinde atlamalar olur, kesintiler olur. Çok basit bir izahla şöyle söyleyebilirim: Balkondaki bir sesin altında arabaların trafik sesi varken, siz o sese odadan bir ses eklerseniz bir anda bir sessizlik olur. Bunu kulak hemen algılayabilir. Biz de anladık Başbakan’ın oğluyla yaptığı konuşmaların montaj olmadığını gerçek olduğunu ama bu yeterli değildi. Ne bizim sözümüz geçerli, ne de Tayyip Erdoğan’ın ’bu montaj’dediği sözü geçerli. Bunu belgelemek, kanıtlamak gerekiyordu. Bu da Türkiye’den herhangi bir kurumla her zaman şaibeli olabilirdi, biz uluslararası bir kuruma başvurduk Guarded Risk. Ciddî kurumların hiçbiri, ki TÜBİTAK şu anda onu yaptı, YouTube’dan indirilen sesi analiz edip onun raporunu vermez. Hiçbir ciddî kurum bu riske girmez. Biz, Guarded Risk’e hem YouTube kaydını, hem de, orijinal ses kaydına da ulaştırdık, orijinal ses kaydını incelettik. O ses kaydında beş ayrı zamanda yapılmış konuşma var. Beş ayrı konuşmanın arka arkaya eklenmesi dışında, herhangi bir montaj söz konusu değil. TÜBİTAK raporunda diyor ki, hakikaten şaka gibi, kelimeleri bırakın hece montaj... Böyle bir teknoloji uzaylıların elinde var mı, bilmiyoruz ama dünyada yok. Ne Amerikalılarda var, ne de Japonlarda var. Olsaydı zaten yer yerinden oynardı. Bu teknoloji kullanılırdı ve inanılmaz şeyler olurdu. Ben o tarihten beri aylardır HalkTV’de Rota programında, hemen her programda, diyorum ki, bu konuşma gerçektir, tapu gibi belgesi buradadır. Siz de belgeyle konuşun, belgeyle gelin. Bu konuşma gerçektir ve bu konuşmayı yapan adamın da başbakanlık koltuğunda oturmaması gerekir. Bunu her programda söyledim, söylemeye de devam edeceğim. TÜBİTAK, devlete bağlı bir kurum, bütün kurumları bitirdikleri gibi TÜBİTAK’ı da bitirdiler. Bu ülkede Tayyip Erdoğan her şeydir: Tayyip Erdoğan spikerdir, yayıncıdır, Anadolu Ajansı’nda muhabirdir. THY’de pilottur, TÜBİTAK’ta da bilim insanıdır...
Ben adımı ortaya koyarak diyorum ki, sadece Tayyip Erdoğan’la oğlu Bilal arasında yapılan konuşmalar değil, ortaya çıkan konuşmaların tümü gerçektir. Biz bir tanesini raporlaştırdık, diğerleri hakkında söylediklerim görüşümdür. Bunun altını ısrarla çiziyorum, Tayyip Erdoğan’la Bilal Erdoğan arasındaki konuşmaların gerçek olduğunu biz kanıtladık. Herhangi bir kurum raporuyla değil, Guarded Risk’in raporuyla, antetli kâğıt ve imzasıyla bunu kanıtladık, ki, onların medyaları eğer bu konuşmalar gerçek olmasaydı, montaj olsaydı, bizim yaptığımızı çoktan yaparlardı. Biz çok zor bir iş yapmadık. Yeni işe başlayan bir muhabir bile yapabilir. Google’dan bakarsınız hangi kurumlar var... Ulaşırsınız, gönderirsiniz, raporu alırsınız. Bu kadar basittir bu iş. Ama yapmadılar, yapamadılar. Onlar da çok iyi biliyorlar ki, bu hâdise tamamen gerçektir. Sahtekârlık yaptılar. Biliyorsunuz, Kanal7’nin ajansı uluslararası bir kurumun adını kullanarak, dedi ki, rapor verdiler. Sonra adam şaşkın bir vaziyette, biz böyle bir rapor vermedik, dedi. Saçma sapan şeyler oldu. Ama ben ısrarla söylüyorum, sevgili Atilla Özdemiroğlu’nun çok büyük emeği vardır bu noktada, o da bizim yayınımızda, canlı yayında, ısrarla, Guarded Risk’te raporu hazırlayan adam neyse, hatta inanın Atilla Özdemiroğlu, bilgi anlamında, ondan daha üstündür.”
Bu rapora ulaşacağınız hesapları tekrar veriyorum: www.rotahaber.tv.tr, Facebook’ta M Tansu Doğan ve Rota Gündem sayfalarında, Twitter’da @rotahalktv, @tansudogan ve @attilao

***

Tansu Doğan’a, Atilla Özdemiroğlu’na itiraz edenler, bizim yazdıklarımıza “Yalan!” diyenler, hükûmetin üzerinde gölgesi olmayan kuruluşlara, maalesef bu Türkiye’de yok, tapeleri yurt dışında inceletsinler. Defalarca bunu söylüyoruz, isterlerse hep beraber gidelim, inceletelim, yazılan raporlara da saygılı olalım. Eğer montajsa kalemimi kırmaya ve Başbakan’dan ve yandaşlarından 77 milyonun önünde, hem de “râbia” işareti yaparak özür dilemeye hazırım!
Var mısınız?

Yazarın Diğer Yazıları