Bugün size yıllardır Ak Parti propagandisti gibi çalışanların sözlerini aktarmak istiyorum. Bu laflarının üstünden henüz bir gün geçtiğini belirteyim:
* İbrahim Uslu: -ANAR'ın başkanı- "Elde delil yok deyip, tutuklamayı anlamıyorum".
* Yasin Şamlı: -Hukukçu- "Tahliye edilmeyi gerektirecek deliller, tutuklama sebebi oluyor. Ayrıca tutuklamaların yerinde kullanıldığı kanaatinde değilim".
Yine Ak Parti'nin tescilli pek çok ismi ekran ve köşeleri aracılığıyla Uslu ve Şamlı gibi davranıyorlar. "Artık hukukun değil, siyasi kararların hakim olduğu" görüşündeler. Hâlâ inatla savunma yapanların dayanağı ise "Hak Arama Komisyonu kuruldu" şeklinde. Çocukluğumuzun esprisi sanki; "Patlat 9 kişiye bir gazoz!" Bu bile yetersiz. Kulağından tutulup sokağa atılan 100 bin kişinin itirazına 7 kişi bakacak. Her dosyaya kaç saniye düşüyor kararı siz verin. Esprideki gazozu 99 bin kişi içecek.
Akıl dışı sorular
Gözaltına alınanlara yöneltilenlerin başında şu geliyor; "Arkanızda örgüt var mı?" Savcınınki daha komik; "Ölümden çıkarınız nedir?" Durum gerçekten vahim. Herkes başını ellerinin arasına alıp iyi düşünmeli. Açlık grevi yapan iki eğitimciye "eylem mekanı olarak niçin İnsan Hakları Anıtı'nı seçtiniz" denmesi de trajikomik. Buna kesinlikle gerek yok. Söylersiniz Melih Gökçek'e yarım saatte heykeli ortadan kaldırır.
Bir başka araştırmacı Bekir Ağırdır'ın sözlerine de dikkat çekmek istiyorum. Öncelikle "hükümet edenler" iyi okumalı:
"Zihniyetle, eylemi ayırmalıyız. Bunları aynı çuvala koyarsak, toplumsal yaralar açılır. Millî gelir adam başı 20 bin dolar olsun, varsın özgürlük olmasın, düşüncesi yanlıştır. Ak Parti hata yapıyor".
Peki SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'a ne diyeceksiniz; "Bazı uygulamalar kamu vicdanında rahatsızlık yaratıyor."
Destekçinin çıkışı
Ak Parti'nin her icraatına elinde tuzlukla destek veren Devlet Bahçeli'yi bile patlattılar. Kavurmacılardan, baklavacılara "torpilli tahliyeleri" protesto etti. Bir ara baktım sesinin volümü Kılıçdaroğlu'dan daha yüksekti. Belli ki tabandan gelen protesto Semih Yalçın'ın yerleştirdiği kulak tıkaçlarını bile delip geçti.
Bu arada FETÖ'cü milletvekillerinin ihracı kararı alındığı söylentileri hız kazandı. Artık televizyonlarda açıkça dillendiriliyor. "Tasfiyenin şu anda yapılması intihar olur" diyenleri de izliyoruz. İnkârcıların "PKK ile görüşmedik" deyip, gerçekler ortaya çıkınca sessizce kabullenmelerini hatırlamak yeter. En fazla kayıtlara bir çentik daha atılır. Nasılsa damarlar çatladı. "Devleti koruyoruz" şeklindeki savunma yine revaçta olacak. "Kim kimi, kimden koruyor?" İşte bunu çözemiyoruz.
***
Fehmi Koru'dan bir anı
Yıllar önce Yankı Dergisi'ndeyim. Bir sabah baktım karşımda Fehmi Koru. Millî Gazete'nin Genel Yayın Müdürü. "Buyurun" der demez başladı anlatmaya. İlk cümlesi "beni kovdular" oldu. İçimden "patronlar kesin hamlelerinin mali boyutuna bozulmuşlardır" diye geçti. Allah için gazetenin eli ayağı düzelmişti. Koru, bizim olağanüstü ilgi gören "medya sayfaları"na iç dökmek istemişti. "Her halde fazla masraf çıkardın" dedim. Bana çok sonraları cevap vermeyi unutmadı; "Ben hayatımda paragöz olmadım". Boş verdim.
Fehmi Koru'nun 2010 yılındaki bir iddiasıyla Sözcü'ye operasyonun fitilini yaktılar. "Burak Akbay Işık Evleri'nde yetişti" iftirası birilerine malzeme oldu. Şimdi de, baba Ertuğrul Akbay'ı kaynak gösterdi; "Bana o söyledi". Ahmet Hakan Coşkun'un lafını tekrarlayacağım; "Ah Fehmi abi ah, ortalığı hep sen karıştırıyorsun!"
Bu arada Sözcü'nün yıllardır "vergi kontrolü" bahanesiyle hallaç pamuğu gibi atıldığını bilmeyen yok. Tüm çabalara rağmen bir şey bulunamadı. Bu kez "belden aşağı çalışmalar"a yönelindi. Gazetenin ifade vermeye giden Mali İşler Müdürü'nün gözaltına alınması bu planın bir parçasıdır.
***
MESAJLAR: Y. Serdaroğlu'nun "Nice sağlıklı yıllara" dileğine teşekkürler. Av. Göktuğ Tosun, "Zaman ne çabuk ilerliyor. Nefes aldığınız müddetçe -Allah uzun ömürler versin- yazmaya devam etmenizi diliyorum. Saygıyla ellerinizden öperim" demesi mutluluk verici. İsa Yıldırım, "Yeniçağ'a gelişinizin nice yılları olsun İnşallah. Saygıyla" şeklindeki kutlamasına teşekkürler. Yaşar Usluer, başarı dilek ve iyi niyetlerini belirtip, yüceltenlerden.
...
Mehmet Ağar dostum beni unutmayanlardan. Hiç ummadığım anda "Nasılsın Kaptan" diyen sesi moral kaynağım oluyor. İlhan Kesici ise kandil, bayram ve özel günlerimi daima hatırlayanlardan.
