Ak Parti the end!
Keşke Balyoz Davası’nın Yargıtay safhası gecikseydi... Askerî Casusluk Davası sürüyor. Ümraniye’de hüküm verildi, Yargıtay safhası başlayamadı; çünkü, gerekçeli karar 7-8 aydır yazılmadı. Bence yazılamıyor.
İşte Balyoz Davası?..
Ne oldu? “CD’ler sahtedir.” diye başından beri söylüyorlardı, ceza almalarına sebep 5 numaralı CD’yi TÜBİTAK inceletti, yanlışlıklar ortaya çıktı. Velev ki sahte değil! Ortada işlenen bir suç var mı, “-cak, -cek”le ceza verilebilir mi?
28 Şubat gözler önünde; bal gibi örtülü darbe. Onlar bile içeriden çıktı. (Doğrusu buydu.) 28 Şubat’ın yanında Balyoz’un esâmesi bile okunmaz!
Planlamışlarmış! İcraat var mı, icraat?!
28 Şubatçıların fişleme listesini görmüştüm... Korkunçtu. Her ismin karşısına öyle sıfatlar yazılmıştı ki, bilmediğimiz, duymadığımız gruplar, tarikatlar... Muhtemelen o isimlerin hepsi ordudan atıldılar.
Tartışılan meseleler... Geçelim bunları...
PKK/KCK’lılar içeride olmasaydı “Ümraniye” tutukluları çıkabilirler miydi? Balyoz mahkûmları için kapı aralanabilir miydi?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, tutukluluk süresinin beş yıla indirilmesini bakın nereye bağlıyor:
“Kısa sürede karar vermeyince beğenmediğin suçlular da dışarı çıkabilir. Çocuğunu kesmiş olanlar da ırz düşmanları da esrar satıcıları da çıkar. Ergenekon davasından çıkanlar oldu. KCK davasından tutuklular varsa mutlaka onlar da çıkmalıdır, çıkacaktır. Bu kanun bunun için getirilmiştir. Yoksa ‘ona değdi, buna değmedi’ diye bir hüküm koyamazsınız.”
PKK militanlarıyla Başbakan Recep T. Erdoğan’ın MİT’in tepesinden adamlarının Oslo görüşmelerinde aldıkları kararların tıkır tıkır işlemediğini kim söyleyebilir?
Bölücü bilirdik bir de hırsız çıktılar. Halkımız, cebinden çalınanları bu iktidarın başındakilerine bağışlayacak mı? Bölünmeye razı olacak mı?
30 Mart seçimleri o kadar mühim ki... Halk, kendisi için sandığa gidecek, ya zillete razı olacak ya da yepyeni bir dönem başlayacak... Bölücülerden, hırsızlardan hesap sorulacak bir dönem.
“Paralel Yapı bizi montajlıyor, dublajlıyor.” deyip işin içinden sıyrılabilecekler mi? 30 Mart akşamında göreceğiz.
“Paralel Yapı” dedikleri grubun bu kadar ithamlar karşısında ne yaptıklarını merak ettim ve araştırdım. Sorularımın cevabını “emin” isimlerden aldım. Önde gelen bütün isimler Anadolu’ya yayılmışlar ve olup bitenleri “bağlılar”ına anlatıyorlar. Tercih ettikleri bir parti yok ama kesinlikle AKP’yi istemiyorlar. Yörede en güçlü partiyi destekliyorlar.
Kamuoyu araştırması yaptırıp yaptırmadıklarını sordum. Daha iki gün önce ciddî bir araştırmanın neticesi önlerine konmuş. “Araştırmayı da sizinle ‘paralel’ veya iç içe olanlara mı yaptırdınız?” dedim. “Hayır, tamamen bağımsız.” dediler.
Netice şöyle: O grubun kemikleşmiş oyu % 5; çok yakındakilere etkisiyle % 9, çevre etkisiyle % 15... Ama onlar ortalama alıyorlar ve “Etkimiz % 10.” diyorlar. AKP’nin oyu ise 35 görünüyormuş. Oranların yabana atılamayacağına örnek verdiler: Sadece “paralel” bir sendikanın öğretmen üye sayısı 100 bin, gazetelerinin abonesi bir milyonun üzerinde...
30 Mart: AKP the end mi?