Ahmet öldü
Ahmet kalp krizi geçirdi.
Doktorlar kurtaramadı. Hemen son nefesini verdi.
Hangi Ahmet mi?
Hangisi olduğunun bir önemi var mı?
Bankacılardan biri işte.
Nadide, Levent, Murat, Hülya ve Ayşe gibi.
Soyadlarını ben bile hatırlamıyorum.
Oysa daha 1 yıl önce ölümlerinden sonra bile defalarca haklarında yazı yazmıştım.
Kötü çalışma koşulları, acımasız hedefler ve dayatılan çalışma koşulları.
Bunlara dayanamayan bankacılar ya kalp krizi geçiriyor ya kanser oluyor ya da "lanet olsun" deyip kızgınlıkla intihar ediyor.
Tıpkı Levent gibi.
Yavrusunu öpüp koklayıp kendisini köprüden atması.
Stresten kanser olan çok sayıda bankacı Hülya.
Masalarında antidepresan olmadan 1 saat bile geçiremeyen binlerce bankacı.
Kendi aralarında "antidepresancılar" diye espri yapıyorlar.
İşte bunlardan biriydi Ahmet.
2 çocuk babası. Avrupa sermayeli bankanın 4. Levent şubesinde çalışıyordu.
Tek korkusu vardı o da işini kaybetmek. Geçim sıkıntısı yaşıyordu.
Müdürleri ne dese yapıyordu.
Ama sistem o müdür denilen kişileri adete canavarlaştırmıştı.
Kendini tanrı gibi büyük ve kudretli gören bölge müdürü daha çok sigorta satmasını istiyordu. Daha çok vatandaşı kandırıp parasını vadesizde tutmaya zorlamasını.
Vicdanlıydı Ahmet!
Sadece bankacılık yapmak istiyordu.
Ama baskı öyle fazlaydı ki, 3 kez tenzili rütbe yaptılar.
Şube müdürü çaresizce bölgeden gelen baskıyı uyguluyordu.
Sonunda bu baskı ve strese dayanamadı Ahmet'in kalbi.
Gece kalp krizi geçirdi.
Canından çok sevdiği o iki evladına son bir kez bakarak ruhunu teslim etti.
Gözünüz aydın sayın bölge müdürü, şube müdürü ve satış müdürleri.
Bakın Ahmet öldü. Onu kovmak için tazminat da vermeyeceksiniz.
İşe iade davası da açmayacak.
Üstelik Ahmet'in yerine daha az maaşla çalışacak bir personel bulacaksınız.
Ama şunu unutmayın, bu ölümün vebali sizin boynunuzdadır.
Geride kalan o dul kadının ve iki yetim çocuğun ahı ömrünüzün sonuna kadar peşinizde olacaktır.
Umarım bu ah ile kazandığınız parayla çocuğunuza yedireceğiniz her lokmada o acıyı hissedersiniz.
Tabii ki, eğer hâlâ sizde vicdan ve Allah korkusu kaldıysa.
Bütün bunları ne için yapıyorsunuz?
Bu baskıyı ve ahlaksız çalışma koşullarını ne için yaratıyorsunuz?
İspanyol, Hollandalı, İngiliz ya da Katarlı patronunuza daha çok kazandırmak için mi?
Ahmet'in ölümünü protesto etmek amacıyla bankanın Levent'teki binasının önünde basın açıklaması yapan Plaza Eylem Grubu'na destek vermek yerine siyah filtreli camların arkasından bakan diğer bankacılara da son sözüm:
Şimdilik işinizi garantilediniz.