Adım adım Kandil'e

Bir konuda dikkatinizi çekmek istiyorum. Askeri birliklerimiz Irak sınırının içine girip, sabit üsler yapımına hız verdi. Güçlerimizin terörle mücadeleyle birlikte, Kandil'e uzanan hatta, yollar inşa ettiği ortada. İçişleri Bakanı'nın ifadesiyle "melanet merkezi"ne 26-27 kilometre kaldı. Bu o kadar kolay değil. Süleyman Soylu'nun koyduğu mesafe "kuş uçuşu". Bölgenin doğal yapısı dokuz ayrı kanyondan oluşmakta. Hepsi de dimdik. Bunların her birini geçmek için özel dağcılık araç ve gereçlerine ayrıca çok sayıda iyi eğitilmiş askere ihtiyaç var.

Bir de PKK'nın karşıt saldırıları da artmakta. Sızmalarla, çemberi kırma teşebbüslerine sık sık tanık olmaya başladık. Artan şehit sayısının bir nedeni de bu. Teröristlerin ana karargahının tabiat şartlarından yararlanıp korunduğu meydanda. Neticede çok elverişsiz şartlarda göğüs göğüse çarpışılıyor.

Resmen konmasa bile, bu operasyonun adı Kandil Harekatı'dır. Burada sabır ve dikkat çok önemli. Devlet yapılanın adını resmen telaffuz etmemeli. "Yaklaştık" lafları daha şimdiden "Ne zamana ele geçireceğiz?" baskısı oluşturdu. Zaten buna da gerek yoktu.

***

İki yanlış, bir doğruyu götürdü

Malatya'da esnaf ve sanatkarların iftarı polemik konusu oldu. Olmaya da devam edecek gibi. Daha bir hafta önceye kadar "militarist parti" diye itham edilen CHP, bir anda "antiTSK"ya dönüştürüldü. Bunda en büyük etken Muharrem İnce'nin 2. Ordu Komutanı'na yükleniş tarzı. Terörle mücadele ve sınır ötesi operasyonların önemli ismi Korgeneral İsmail Metin Temel'in sivil erkânla birlikte alkışlara katılması yanlıştı. Üst düzey ve sorumlu konumuyla önemli yerde.

Muharrem İnce'nin gösterdiği tepkiye gelince, dozu fazla kaçtı. Bu kadarına lüzum yoktu. Hele "apoletlerini sökeceğim" lafı abartmadan çok öteye geçti. Hani lise ve üniversite sınavlarındaki "iki yanlış bir doğruyu götürür" kuralı politikaya uyarlandı.

Ölçüyü kaçırmak, ülkeye bir şey kazandırmaz. İnce'nin apolet sökme iddiası kaç kişiyi mutlu etti? Bu da ayrı tartışma konusu. CHP'nin Cumhurbaşkanı adayının çıkışı daha yumuşak kelimelerle yapılabilirdi. Politikacı fazla konuşunca riski de fazla oluyor.

İnce'nin sözlerinin tek faydası "partisini üniformadan kurtarması oldu".

Tabii Ak Parti'nin kuruluşundan bu yana uyguladığı "ordu karşıtı tavrı"nın TSK'ya birlikteliğe dönüşmesine ise girmeyeceğim.

Bu noktada YÖK'ü örnek vereceğim. Erdoğan ve arkadaşlarının "İktidara gelirsek YÖK'ü kaldıracağız" söylevlerini hatırlayın? YÖK yönetimini ele geçirince tutumları değişti. Aynı mantığı son olayda da görmek mümkün.

***

Tartışmalar

Siyasi gelişmeler devamlı gündem değiştiriyor. Deniz Bayramoğlu'nun programı bile siyasete demirlemek mecburiyetinde kaldı. Politikacıdan çok, politika yapan gazetecilerin hedefe oturtulduğu münakaşaları izlemeye başladık. Dövizdeki durdurulamayan yükseliş, 260 sayfaları bulan "seçim beyannameleri"de unutulmuyor. Prof. Dr. Ergün Yıldırım'ın itirafı bunlara tepkinin en iyi örneğiydi; "Henüz tamamını okuyamadım".

Doç. Dr. Barış Doster, "Nagehan Alçı'nın kendi kalesine attığı goller" üzerine ayrı bölüm açtı. Oysa bu hanım gazeteci sanki hiçbir şey olmamış gibi hedef seçtiklerine bindirmeyi sürdürüyor. Muharrem İnce'nin konuşmalarını beğenmediğini söylemekte ısrarcı. "Meral Akşener'den bir şey olmaz" demeyi ihmal etmiyor.

Bu arada bir okurumdan gelen mesaja cevap vermek istiyorum; "Yeniden burun estetiği olup olmadığını bilmiyorum. İlkinde aynı gazetedeydik. Kendisine sorduğumda kız kardeşinin de estetik ameliyatı olduğunu söylemişti. Bu defaki değişikliği ben de fark ettim. Fakat doğrulatamadığım için net bir şey söyleyemiyorum. Belki de bir yerlere çarpmış olabilir."

En önemli laf

Üç ayrı ekrandan derlediğim "Seçme saçmalar" içinde liderliği kamuoyu araştırmacısı İhsan Aktaş'ınkine verdim; "CHP, HDP'ye yakalanırsa bazı CHP oyları Erdoğan'a gider". Bu bir tespit mi? Yoksa çifte temenni mi?..

***

İdeal ikili

Başlama saatleri aynı olan iki hazırlık maçından biri yağmur sayesinde gecikti. Böylece daha rahat izledik. Avusturya'nın Almanya'yı 2-1 yendiği oyunda eski Beşiktaşlı Mario Gomez'i -kısa süre de olsa- izleme imkanı bulduk. a Spor'daki görüntüler güzeldi.

TRT Spor'un yayınladığı İngiltere-Nijerya maçı da aynı skorla tamamlandı. Afrika takımında Türkiye liginde oynayan dört futbolcu gördük. Nijerya mükemmeldi. Ömer Üründül-Erdoğan Aktaş için "son yılların en başarılı ikilisi" demem yeterli.

Yazarın Diğer Yazıları