Açlığa mahkûm edilenler
Simit satan teğmen. Akücüde çalışan başçavuş. Daha neler neler. Eski askeri hakim Ahmet Zeki Üçok'u dinlerken yüreğim daraldı. Dile kolay 14 binin üstünde muvazzaf asker Ordu'dan atıldı. Bunların ihracına bu kadar kısa sürede kimler karar verdi? Belli değil. Nasıl temize çıkacaklar? Yakın dönemin mağdurları sadece TSK mensupları değil. Eğitimde, adliyede on binlerce kişiyi kulaklarından tutup sokağa fırlattılar. Eş, çocuk ve hatta anne-babaları açlığa mahkûm ettik. İsimsiz ihbar mektupları hayatları karartmaya yetti. Birine gıcığınız mı var dört satır karalayın yeter. İftiraların vebali büyük. Bu dünyadaki süremiz kısa. Öbür taraf uzun.
Ne yapsın o teğmen? Susamlı simit, artık can simidi. Endişesi doğal. Bir ülke düşünün, Genelkurmay Başkanı'nı bile içeri atıyor. Düzmece senaryo ve destekçi medyayla. En çok ağırıma giden lafı Cumhurbaşkanı'nın başdanışmanından duydum. Katıldığı tartışmada iyi iyi konuştu. Ayağa kalkıp başka bir kanala gideceğini söylerken şunları da sıraladı; "Ergenekon-Balyoz davaları sanıklarının hepsi de sütten çıkmış ak kaşık değildi, canım". Sanki 1.5 saat "masumiyet nutukları" atan o değildi. Onca sürede ağzından çıkanların hiç birine inanmadığını itiraf ediverdi. Bu kafalarla mı insanlar aklanacak?
Mağdurların Allah yardımcısı olsun.
Kamuoyunun zaferi
Adli uygulamaların farklılıklarına son örnek "uçan tekme" olayı. Hemşire kıza saldıran manyağı ilk ifadesinden sonra serbest bırakan bir savcı. Mahkemeye sevk etmeye dahi gerek görmedi. Bu savcıyı merak etmiyor musunuz? Aynı psikopatı "tutuklama talebiyle" hakim karşısına çıkaran bir başka savcı. Neticede hasta ruhlu sözde güvenlikçi cezaevine tıkıldı. İkinci savcıyı da merak ettiğimi belirtmeliyim. Tabii kutlamayı unutmadan. Peki medyanın bir bölümü yaylım ateşi açmasa, sivil toplum kuruluşları yüklenmese bu dönüş mümkün olur muydu? İki bakan, harekete geçer miydi?
Bu kadarına pes
Kısmetse Olur'un izleyicisi çok. Ratingi ortada. Eski yarışmacılardan Adnan ve Semih'i muhafaza etmek iyi fikirdi. Ancak ilk sezonun evlendirdiklerinden biri olan "Nur"un annesinin gelin adayı yapılması ağzımı açık bıraktı. Dul Leyla'nın onca genç ve güzel kızın arasında işi zor. Kurgu ekibinin bir futbolcu eskisini ona yamamaya çalıştığını sezdik. Çöpçatanlık zordur. Hele kadının bazı malzemelere ihtiyaç duymadığı döneme girdiği fark ediliyorsa!
...
Seda Sayan bu defa "kadrolu halaybaşı" buldu. Bekir, her fırsatta kendini ortalara atıyor. Elinde de kağıt mendiller. Yetiş Bacım'a önerimiz, Mustafa Keser'den işlemeli bir kumaş mendil temin etmesi. Allı pullu bir renkte de olursa daha şık durur.
...
atv'de gelin adayı Zeynep, stüdyo şefi Ercan'a asılınca ilginç bir durum ortaya çıktı. Kız olumsuz havayı görünce, yıkıldı. Esra Erol'un tüm zorlamasına rağmen, ağzını açmadan stüdyoyu terk etti.
İki yeni dizi
İddialı yapımları aynı gün ve aynı saatte yayına sokmak risk. Bunun yepyeni örneğini yaşadık. "Babam ve Ailesi" ile "İçerde" kapıştı. Kanal D'nin melodramı daha oturaklı. Ancak gençlerin ve bazı bayanların tercihi İçerde'den yana oldu. Çetin Tekindor'un yorumu olağanüstü. Çağatay Ulusoy'a giydirilen rol iyi. Med Cezir'in Yaman'ı Sarp kimliğiyle de başarılı. Bulut Aras İynemli'yi -Mert- silip süpürüyor. Ulusoy belki de hayatının dönüm noktasında. Böyle giderse "bir numara"ya oturur.
***
ÖZEL NOT: TV 8, Göz6 ile Rising Star'ı peş peşe verince Jess Molho'yu devreye soktu. Aslında Jess, bu görevi daha önce de üstlenmişti. Rising Star bittiğine göre Öykü Serter de rahatladı. Giderayak Yılmaz Morgül'ün iyice saçmaladığını belirtmeliyim. Kusura bakmasın, suratını kapattığı yeşilliklerle, kanişlere dönmüştü.