Acı Feryat! (2)
Bütün Türkiye'de, belki %99 darbeye teşebbüs edenlere lanet okuyordur. Hepimiz birliğiz. Ama, darbe teşebbüsü yüzünden ortaya çıkan mağduriyetler ne olacak? Ak Parti'nin her icraatına gözleri kapalı destek veren bir iki gazeteci acı feryatları çok açık dille köşelerine taşıdılar, "Aman dikkat... Altınızı oyuyorsunuz." dediler. Sonra sesleri kesildi. Muhtemelen kulakları çekildi! Tekrar tekrar yazıyorum... Gazeteci "muhalif" bakmalıdır. Meselenin öbür yüzünü ortaya çıkarmalıdır. Bu desteklenilen siyasîlerin de yararınadır. Başımızı kuma gömersek hepimiz avlanırız.
Dün bilinen isimlerden Efendi Barutçu'nun e-postasını vermeye başlamıştım. Bayramda sıla-i rahîm için Ankara'dan yola çıkmış, gidiş ve dönüşünde, birçok il ve ilçelerde dostlarına uğramış. Bir dokunmuş bin ah işitmiş. Fethullahçılar, memleketi öyle bir derde sokmuşlar ki, Hükûmet, "FETÖ" mensubunu ayıklayacağım diye çok insanı işinden etmiş, daha ötesi, işletmeler kapanmış.
Efendi Barutçu'nun gözlemleri:
"Hemen belirtelim ki 15 Temmuz'da milletin silâhıyla milletin üzerine ateş yağdıran gözü dönmüş zalimlerin kanunun emrettiği en ağır cezalarla cezalandırılmalarını beklemekteyiz. Lakin, yanan yaşın miktarı, kurunun miktarını kat be kat aşmışsa, korkarız ki; yine bu işin sonunda -Balyoz ve Ergenekon davalarında olduğu gibi- geniş mağduriyetler yüzünden gerçek suçlular yakalarını kanunun pençesinden kolayca kurtaracaklardır.
Yine korkarız ki; üç-beş sene sonra yetkili ağızlardan 'Yanılmışız.', 'Aldatılmışız.', 'Cenab-ı Allah ve milletimizden af diliyoruz.' itiraflarına bir kere daha işiteceğiz.
Hemen herkes çok iyi bilir ki, insanların bir kısmı 'Paralel' diye ifade edilen bu yapının gizli maçlarını bilmediği için tamamen dinî, millî duygularla yardımda bulunmuştur. Yine önemli bir kısmı söz konusu yapının uzun yıllar hükûmete yakın, hatta hükûmetle iç içe olması sebebiyle 'İşlerimizi daha kolay hallederiz. İhaleleri, banka kredilerini daha kolay alırız, rakiplerimizi daha kolay alt ederiz' gibi 'faydacı' yaklaşımlarla yardım etmişlerdir. Bir diğer kısmı da, bu yapının Türkiye dışındaki -yine siyaset ve devlet adamlarının övgülerine ve desteklerine mahzar olan- çok geniş örgüt ağından istifade ile birçok ülkede -dış işleri teşkilâtımızın hantallığı veya vurdumduymazlığı sebebiyle-ihracat ve diğer ticarî ilişkilerini bu yapının mensupları üzerinden gerçekleştirmiş olmalarından dolayı yardım etmişlerdir.
Bir başka husus: Daha yakın tarihlere kadar, devletin her kademesinden yüksek övgüler alan ve devlet bürokrasisinin her kademesinin alabildiğine paylaşıldığı, teslim edildiği bu yapıya karşı işinde gücünde, kazancının peşinde olan insanların hüsn-i alâka göstermesinden daha tabiî bir şey olamazdı.
Tabiî bu işadamlarının birçoğunun 'manevra' kabiliyeti -'kıvırma' kabiliyeti desem kabalık etmiş olur muyum?- siyasetçiler kadar yüksek olmaması ve yine bu yapının gizli emellerini bilememeleri yüzünden, onlarla münasebetlerini 15 Temmuz'a kadar devam ettirmişlerdir.
Hemen belirtelim ki bu yapının illerde ve ilçelerdeki kasalarını, yapı adına yapının sermayesini çalıştıranları, bilerek ve isteyerek bir meczubun peşinden koşanları hariç tutuyoruz." (Yaraya neşter vuran tahlilin sonu yarın.)