ABD'nin ne işi var Genelkurmay'da?
ABD Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanı Dunford'un Ankara'da mevkidaşı Hulusi Akar ile görüşmesinden sonra yazılı bir açıklama yaptı ve Amerikalı ve Türk yetkililerin Ankara'daki Genelkurmay Başkanlığı'nda üst düzey bir Amerikalının görevlendirilmesi konusunda mutabakata vardığı belirtildi.
Milliyet'in haberine göre, Ankara'da görevli Amerikalı, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel'e rapor verecek. Dunford'ın görevlendirmeyle ilgili olarak "Bu konuda Türk müttefiklerimizle tamamen şeffaf olmak istiyoruz" dediği de kaydedildi!
***
Ne oldu acaba? Amerikalılar, Türk ordusu içindeki istihbarat kaynaklarını mı kaybetti de "şeffaf oda"ya ihtiyaç duydu?
Elimizde yakın tarihten üç önemli veri var:
* Ahmet Davutoğlu'nun, başbakanlıktan ayrılmak zorunda bırakılmasından sonra, ABD'nin ünlü dış politika dergisi Foreign Policy, "Amerika, Ankara'daki adamını kaybetti" diye yorum yaptı!
* 15 Temmuz işgal girişiminden 13 gün sonra, ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper, "Bizim bazı muhataplarımız ya tasfiye edildi ya da tutuklandı. Bu durum ABD'nin Orta Doğu stratejisini daha güç hale getirecek" dedi.
* ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel de Clapper ile aynı gün, Türk ordusu içinde IŞİD'le mücadele konusunda müttefiklerinin olduğunu belirterek, tutuklamaların Türkiye ve ABD arasındaki iş birliğini etkileyebileceğini, ABD'nin bölgedeki operasyonlarının zayıflayacağını söyledi!
Yani, gerçekten Genelkurmay'a adam yerleştirmeye ihtiyaçları varmış; öyle anlaşılıyor!
***
Açıklamanın son bölümü ise şöyle: "İki ülkenin askeriyeleri arasındaki ilişkileri mükemmel. Hatta, Dunford, cuma günü Akar'ı arayıp 'ikili konuları görüşmek için pazar günü uğrayabilir miyim?' diyecek kadar rahat hissediyor."
Aslında Amerikalıların kimseyi görevlendirmesine gerek yok. 24 Kasım 2009 tarihli habervaktim.com.tr'de yayınlanan Kenan Kıran imzalı habere göre Ankara'da Kara Kuvvetleri Komutanlığı binası ile ABD'nin Türkiye'deki en üst düzeydeki askeri karargâhı olan Amerikan Askerî Yardım Heyeti binası, İnönü caddesinin iki yanında ve mimarileri de tıpatıp aynı! Haberde "Binalar arasında bağlantı sağlayan koridorların da bulunduğu iddia ediliyor" denilmiş ama bu konuda hiçbir açıklama yapılmamıştı!
Amerikan Askerî Yardım Heyeti, 1947 yılından beri Türkiye'de "Ankara'nın kalbinde" bulunuyor!
Vaktiyle Bülent Ecevit, "Özel Harp Dairesi'nin yerini sordum, Amerikan Askerî Yardım Heyetiyle aynı binada cevabını aldım" demişti.
Alparslan Türkeş de 27 Mayıs'tan sonra Amerikalıların, İçişleri Bakanlığı'na dışarıdan gelen şifre, telgraflar ile bakanlıktan dışarı çıkan tüm evrakları kontrol etmesi üzerine, "Bunlar buradan çıksınlar, Amerikan Yardım Binası'na gitsinler. Orada çalışsınlar" dediğini anlatmıştı.
***
33 yıl Rusya Dış İstihbarat Servisi'nde üst düzey görevlerde bulunan, şimdi de Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı'nın resmi düşünce kuruluşu "Rusya Stratejik Çalışmalar Enstitüsü"nün başkanlığını yapan emekli korgeneral Leonid Reşetnikov, Hürriyet'e yaptığı açıklamada "Rus uçağının düşürülmesiyle Rusya ile Türkiye arasında çatışma hedeflediler. Bize göre Rus uçağının düşürülmesinde etkin olanlar öncelikle Erdoğan düşmanıydı ve aynı zamanda Amerika ile bağlantılıydı. Elimizde öyle bilgiler var ki İncirlik'te görev yapan Amerikalı askerler bu olayın gerçekleşmesine katılmışlardır. Uçak krizinden sonra da Türkiye ile Rusya'nın anlaşmak üzere olduğunu anlayan güçler 15 Temmuz'daki kalkışmayı planlamaya başladı ve Erdoğan'ı öldürmek istediler. Türk-Rus çatışmasını çıkarmaya çalışmanın arkasında da yine Erdoğan'ı iktidardan uzaklaştırmak vardı" diyor!
Ve şimdi istihbaratı doğrudan alabilsinler diye Amerikalı bir yetkilinin Genelkurmay'da çalışması kararlaştırılıyor!
Ne diyeyim; kendi düşen ağlamaz!