ABD'nin ipiyle Suriye'ye inmek!
Birinci Körfez Savaşı denilen ABD'nin Irak'a saldırmasından sonra ABD Başkanı Baba Bush ve Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal, aynı anda Kuzey Irak'taki Kürtleri, Irak'a karşı ayaklanmaya çağırmış ve destek vaat etmişlerdi.
CIA, ayaklanmayı gerçekleştirebilmek için bazı Türk birimlerinin temasta olduğu Türkmenleri bile kullanmaktan çekinmemişti. Yani Türk birimleri, CIA'nın talebini yerine getirmişti.
Sonuçta Saddam birlikleri, isyancıları Türkiye ve Iran sınırına kadar sürmüştü...
Bu sırada, ABD Başkanı Bush, Turgut Özal'dan Türkiye adına bölgeye "Çekiç Güç"ü davet etmesini istemiş, dolayısıyla Türkiye'nin talebiyle gerçekleşmiş gibi, Çekiç Güç Türkiye'ye yerleşmiş, bu kuvvetlerin ilk icraatı, Silopi'de bir Türk kaymakamını tokatlamak olmuştu.
Çekiç Güç, sadece Kürtlerin bulunduğu bölgeyi "güvenli bölge" olarak koruyunca, Kürt devletinin temeli atılmıştı.
İşte bugün Amerikan işgali altında, federasyon kurmaya ve şimdiden Türkiye üzerinde hak iddia etmeye başlayan yapılanma böyle doğmuştu...
***
Biz o zamandan itibaren "ABD'nin plânı, Kuzey Irak'taki kukla devletçiği, PKK'nın başlatmak istediği isyan sonucu özerkleşecek Türkiye'nin Güneydoğu toprakları, Suriye'nin kuzeyi ve İran'ın Batısı ile birleştirmek ve burada 'İkinci İsrail'i kurmaktır" diye uyarılarda bulunduk.
Hatta 2003 yılında diyorduk ki, "Kurulacak İkinci İsrail, asıl İsrail ile birlikte Suriye'yi sıkıştıracak ve hatta ortadan kaldıracak, böylece Tevrat'ta öngörüldüğü iddia edilen vaat edilmiş topraklar üzerinde 'Büyük İsrail' kurulacaktır. Zaman zaman Suriye'ye yönelmelerinin ve 'Suyumu bulandırıyorsun' demelerinin sebebi de budur.
Büyük İsrail planının gerçekleşebilmesi için, önce Türkiye'nin da dahil edildiği bir büyük savaş gerçekleştirilmeliydi ki, barış masasına oturulduğunda, haritalar yeniden çizilebilsin. Bunu başaramadılar. Daha sonra Türk askerini de Irak'ta istemediler. Irak'taki planları bozulabilirdi...
Üç semavi ya da 'İbrahimi' dinin, Yahudilerin atası Abraham temelinde birleştirilmesi için yapılan çalışmalar, Abraham'ın Türk olduğu iddialarının zaman zaman ısıtılması, hep aynı stratejinin uygulamalarıdır.
GAP'a göz diken şirketlere bakıldığında da senaryonun tümü görülür.
Mimarlığını Bernard Lewis'in yaptığı 'İstanbul başkentli Ortadoğu Birleşik Devletleri Federasyonu' fikri ise Özal tarafından belli belirsiz bir şekilde ortaya atılmışsa da, ilk olarak Talabani tarafından seslendirilmişti.
Talabani, 'Hayalim İstanbul'un başkent olduğu Ortadoğu Birleşik Devletleri'dir' diyordu.
Türkiye, Irak, İran'ın yarısı, Suriye, Lübnan, Ürdün, İsrail, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Yemen ve Mısır'ın tek bir federasyonda birleştirilmesi açıkça ortaya konulmuş; Ortadoğu Güvenlik ve İşbirliği Konferansı hazırlanmıştı. Özal'ın ölümü bütün bu planları altüst etmişti.
Tabii böyle bir federasyon kurulacak olsa, bunun bir Türk devleti değil, Büyük İsrail devleti olacağı da net bir fotoğraf gibi görünmekteydi.
Başkentin İstanbul veya Kudüs olması fark etmezdi. Çünkü Yahudi sermayesi devlete hâkim olurdu. İşte 'Büyük İsrail' dedikleri bu Ortadoğu Birleşik Devletleri idi..."
***
Aradan yılar geçti. Irak'a karşı uygulanan parçalama stratejisi, yine Türkiye kullanılarak Suriye'ye de uygulandı. Suriye'nin iç savaşa sürüklenmesinde ABD, Türkiye'deki siyasi iktidarı kullandı! Şimdi proje tamamlanmak üzeredir. Türkiye'nin dahil olduğu bir savaşta Amerikan oyunları ile yenilmesi planlanmaktadır. Türk ordusu yenilirse, Türkiye'nin başına da çörekleneceklerdir. Zaten, Türk ordusuna özel yetiştirilmiş adamlarını yerleştirmelerinin sebebi buydu. Kalanları da Ergenekon, Balyoz ve Casusluk diye tasfiye ettiler ama yine de içeriden işgal girişimini başaramadılar.
Fakat siyasi iktidar, bütün bu tecrübeye rağmen hâlâ Amerika'nın ipiyle Suriye kuyusuna iniyor. Asıl mesele budur.