Keşke haklı olmasaydık ve yanılsaydık. "Neden" diyeceksiniz. İşte bakın Suudi Arabistan birkaç gündür karışık ve nihayet karışıklığın amacı belli oldu.
ABD ve İsrail ikilisi, Büyük Orta Doğu projesi bağlamında tanıdık bir sloganla bu ülkeyi kendilerinde yeniden bölümlüyorlar.
Suudi Arabistan birkaç parçaya ayrılacak.
Piki bunu ne ile yapacaklar?
Elbette İslam adını kullanarak.
Görünürde İslam dışı bir şey yok gibi olacak. Fakat sonuçta bir İslam ülkesi parçalanacak.
Gelişmelerin başlangıcı ortaya atılan sloganla ilişkili.
Slogan:"Ilımlı İslam"
Hatırlarsanız katı uygulamaları ile bilinen Suudi Arabistan'da kadın hakları oldukça geri idi ve bunun gerekçesi de İslam'a bağlanıyordu. İslam izin vermediği için kadınlar bunu hak etmiş oluyordu. Yoksa İslam izin verseydi elbette Suudi yönetimi katı bir yol izlemeyecekti.
Dolayısı ile birkaç yıl öncesinden kadınlara yönelik yumuşak politikalar başladı.
Önce kadınlara otomobil ehliyeti verildi...
Sonra seçme ve seçilme hakkı Vb.
İslami uygulamalar yumuşatılıyordu.
Pişinden özgürlüklerin kaynağı açıklandı: "Ilımlı İslam…"
Halkın anlayacağı mesaj açık değil miydi? "Ilımlı İslam" gelirse, gerisi gelir..
Özgürlükleri kim istemez?
Gerçi işin oluru zaten böyle idi. İslam dini geldiğinde otomobil yoktu ki yasağı da olsun. Ama bir kısım yorumcular, kadınların sokağa çıkması ve özgürlüğü ile otomobil kullanması arasındaki ilişkiyi, özgürlükler lehine değil, aleyhine kullanmaktaydı. Suudi Krallığı da buna uymaktaydı.
Aslında burada temel sorunlardan biri İslam'ın yorumu kadar, devletin yönetim biçimiydi.
Devlet tek kişinin otoriter yönetimine dayanıyordu. Görünüşte bir aile devleti olsa da, uygulamada Kral etkiliydi.
Kapalı toplum, otoriter yönetim ilişkisi devletin dış güçlere iç çatışmalara karşı mukavemetini azaltıcı görev üstlenmekteydi. Çünkü bütün otoriter, tekçi yönetimlerin yumuşak karnı burasıdır.
"Ilımlı İslam" meselesini okuyucularımız yakından biliyor. Çünkü aynı projeyi "dinler arası diyalog" politikası ile Fetullahçı cemaat üzerinden Türk toplumuna da kabul ettirmek için uzun bir mücadele verdiler.
Biz bıkmadan usanmadan, olumsuz koşullara rağmen bu politikanın İslam'la alakasının olmadığını, asıl amacın ABD ve İsrail'e çıkar sağlamak olduğunu yazdık, söyledik. Hatta Büyük Orta Doğu Projesinin nihai amacının Türkiye'yi bölmek olduğu anlattık.
Eğer Türkiye'deki rejim, Suudi Arabistan gibi kapalı bir sisteme dayansaydı, belki de proje amacına ulaşacaktı. Açık toplum ve demokrasi olmamızın verdiği karşı propaganda sayesinde devlet tekeli ele geçirilemedi ve başarılı olunmadı.
ABD ve İsrail ne yapmak istiyor derseniz cevap şu:
"Neocon Ralph Peters'ın dört parçalı Suudi Arabistan haritası için düğmeye bastı. Plana göre Mekke ve Medine Vatikan benzeri bir yapı tarafından yönetilecek. Riyad merkezli ikinci bölge, 'Ilımlı İslâm' projesine başkentlik yapacak. Arabistan'ın diğer toprakları Büyük İsrail için ayrılacak. El-Katiyf ve el-Demam'da da Şii devleti kurulacak…"
Bu projenin Türkiye bölümünü aklınızda tutmaya devam edin. Çünkü ABD'nin niyetini şekilde görüldüğü gibidir.
