ABD güvenilmez ülke...

Amerika, 1991'den sonra yükselen bir güç ve dünyanın tek kudretli ülkesiydi. Türkiye'nin de müttefikiydi...

Artık değil..

Soğuk Savaş dönemlerinde göstermelik olarak ortaya çıkardığı "demokrasinin bekçisiyim" rolünün de sahte olduğunu anladık. Çünkü demokrasinin bekçisi, öncelikle demokrasinin içeriğini kendi üzerinde taşımalıydı. Eğer demokrasinin bekçisiyseniz insan haklarına katıksız riayet edeceksiniz.

Hukukun üstünlüğünü peşin olarak kabul edeceksiniz.

Yetmeyecek bunları davranışlarınızla göstereceksiniz.

Peki "demokrasinin bekçisi" olduğunu iddia eden Amerika ne yapıyor? Uluslararası hukuku hiçe sayarak, ulus ötesi ülkelerde savaş, iç karışıklık çıkarıyor. Filistin gibi mazlum toplumların haklarını İsrail gibi zorba devletler karşısında korumuyor.

Devlet içinde devlet olmak adına iktidarları deviriyor..

Orta Doğu'da 1990'lardan bu tarafa sürüp gelen çatışmaların hepsinin arkasında Amerikan planları olduğunu bilmeyen var mı?.. Demek ki bunca gözyaşının ve kanın arkasında Amerika var. Kaç yıldır bütün dünyanın gözü önünde İslam toplumlarını bu toplumların içinden ürettiği teröristlerle kana bulamadı mı?..

Bu demektir ki sadece hukuktan değil insan haklarından da sınıfta kaldı.

Şimdi çıkmış diyor ki, "Türkiye'nin sınır güvenliğini artırma, yabancı savaşçıların geçişini engelleme ve DEAŞ'la savaşma anlamındaki çabalarının farkındayız ve bu çabaları destekliyoruz. DEAŞ'ın kalıcı bir şekilde yenildiğinden emin olmak için beraber çalışmaya devam edeceğiz."

Söyleyene bak..

Tam bu noktada benim de şöyle demem gerekmez mi?

Ey Amerika! DEAŞ denilen örgütü ortaya çıkaran ve İslam dünyasını kana bulayan sen değil misin? Daha birkaç hafta önce PYD desteğinde bu örgütün güvenliğini sağlayıp Rakka'dan sevkiyatını yapıp gönderen sen değil misin?

Kaldı ki, şu anda Türkiye'nin asıl sorunu DEAŞ değil PYD-PPK. Neden bunlarla ilgili bir şey önermiyorsun?

Daha önce Türkiye ile ilgili sert ifadeler kullanan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı General Herbert Raymond McMaster, önceki sözlerini unutturmak için bunları söylüyor. Aynı adam bir önceki konuşmasında Türkiye'yi Katar'la birlikte teröristlerle birlik olmakla suçluyordu.

Kendince aba altından sopa göstermekteydi.

Baktık ki çark etmiş. Ve önceki gün bu tutumunu değiştirerek güya sözlerini düzeltmeye çalışmakta.

AA'ya yaptığı özel açıklamada, daha önceki ifadelerini düzelterek, "Başkan Donald Trump gibi ben de Türkiye ile ABD arasındaki güçlü ittifaka sağlam bir şekilde inananlardanım" demiş.

Türk Amerikan ilişkilerinin vesayet savaşlarına dönüşmesine sebep olan Türkiye değil. Bunu yapan ABD. Aklı başında herkes biliyor ki "Arap Baharı" sadece Araplarla ilgili değildi. Arap Baharı'nın ucu, Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesini içine almaktaydı. Dolayısı ile hedefler arasında Türkiye de vardı.

Bu sebeple bizim Amerika ile stratejik ortaklığımız bizzat Amerikan yönetimi tarafından rafa kaldırılmıştı. Çok daha kötüsü, sözde "müttefik" olduğumuz Amerika, Türkiye'yi bölecek gizli bir planın yürütücüsüydü. Bu sebeple yıllardır PKK terörü bitirilemiyordu.

Öyle ise Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı General Herbert Raymond McMaster'ın düzeltici söylemlerinin bir anlamı yoktur. Hatta: "Başkan Donald Trump gibi ben de Türkiye ile ABD arasındaki güçlü ittifaka sağlam bir şekilde inananlardanım" diyerek Trump'a gönderme yapmasının da anlamı yoktur. Söylediklerine sadık kalsın yeter.

Yazarın Diğer Yazıları