1993 yılındaki Yeni Zemin kararları!

Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, 3 Haziran 2011 tarihinde Yeniçağ'da Salim Yavaşoğlu imzasıyla yayınlanan demecinde, AKP iktidarının fikri temellerinin,1993 yılında çıkan Yeni Zemin dergisinde atıldığını bildirmiş ve "Bu dergide AKP'nin A takımı yer alıyor. Genelkurmay'ın sivilleşmesinden, yeni anayasaya kadar birçok konuda ideolojik temeller orada atılmış. Kürt meselesinde bugün ne söyleniyorsa 1993 yılında Yeni Zemin dergisi söylemiş" demişti!

Tantan, derginin ilk sayısındaki başyazıda kullanılan "Yeni Zemin, mevcut dergilere bir yenisini eklemek için değil, yeni bir oluşuma zemin hazırlamak için çıkıyor" ifadesini hatırlatırken "Yeni Türkiye projesi"nin ilk olarak nasıl telaffuz edildiğini de açıklamıştı.

Aslında Yeni oluşum da CIA'nın beyni Graham Fuller'in sonradan yazdığı kitapta açıkladığı gibi "Ilımlı İslam'a dayanan Yeni Türkiye Cumhuriyeti" idi. Ve 2001'de yeni kurulan AKP ile Fethullah Gülen hareketinin birleştirilmesi de bu projenin gereğiydi.

***

Tantan, Yeni Zemin'in yine aynı sayıda "Kürt sorunu tartışıldı" başlıklı dosya haberinde Kasım 1992 yılında Ankara Bulvar Otel'de yapılan bir toplantıyı sayfalarına taşıdığını belirtiyordu:

"İki gün süren toplantının kapanış bildirisini kim okuyor peki? Dönemin Mazlum Der Genel Başkanı, sonrasının AKP milletvekili ve Tayyip Erdoğan'ın en çok dinlediği isim: İhsan Arslan! Bildiride bugün televizyon ve gazetelerde sıkça duyduğumuz dikkat çekici şu cümleler yer alıyor: 'Sorun, ırkçı, inkârcı ulus- devlet süreciyle birlikte gündeme gelen bir sorundur. Türkiye'de Kürtleri sorun haline getiren resmi ideolojidir. Türkiye'de yaşayan herkese Türk olduğunu kabul ettirmeye çalışan resmi ideolojidir. Türkiye'de yekpare veya homojen bir etnik topluluktan söz etmek mümkün değildir. Türkiye'de farklı etnik ve dini özelliklere sahip 30'a yakın halk bulunmaktadır. Ulus- devlet yerine çok uluslu bir hukuk devleti olmalıdır. Anadilde konuşma, kitle iletişim araçlarını kullanma ve eğitim hakları tanınmalıdır.' O zaman İhsan Arslan'ın okuduğu bildirideki cümlelerle bugün iktidar tarafından dile getirilenler arasında hatta uygulananlar arasında hiçbir fark yoktur."

***

Tantan, "Yeni Zemin dergisinin, 'Kürt sorunu, sivil anayasa, Genelkurmay nasıl sivilleşir' gibi başlıkları, kapak dosyaları olarak hazırladığını da belirterek "Mart 1993 sayısında, 'Sivil- asker ilişkisinde yeni model' başlıklı bir şema hazırlanmış ve Genelkurmay Başkanlığı'nın bakanlıklara bağlanması öngörülmüş. 2002'de 'Ben Amerika'dan icazet aldım' diyen siyasi iktidarın fikri altyapısının ne zaman oluşturulduğunu hatırlatmak için Yeni Zemin dergisini çok önemsiyorum. Ve bugünlere 'Yeni Zemin kardeşliği'nden gelindiğini de tarihe not düşmeliyiz" diyordu.

***

Gerçi, Yeni Zemin dergisinden önce, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin küçültülmesini ve Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmasını Turgut Özal'a dayatan doğrudan ABD idi. (Yeni Zemin'ciler ABD'nin dayatmasını kendi görüşleri gibi savunuyordu. Arkalarında bir istihbarat gücü vardı!)

Öyle ki Yeni Zemin'in yayınlanmasından iki yıl önce TBMM Başkanı Kaya Erdem'in Meclis bahçesinde düzenlediği resepsiyona davetli olarak katıldığımda, o zamanki Tercüman gazetesinin Ankara muhabirleriyle birlikte konuyu Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'e sormuştuk.. Güreş, Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin gerekli teknolojik donanıma sahip olmadan küçültülmesinin söz konusu olmadığını, bunun uzun vadeli bir proje olarak algılanması gerektiğini söylemişti. Bunun için gereken beş şartı da sağ elinin işaret parmağı ile sol elinin beş parmağını göstererek tek tek anlatmıştı!

***

Şimdi de o şartlar yok. Türkiye, darbe görünümlü bir işgal saldırısı ile karşı karşıya ama TSK'nın itibarıyla oynanıyor ve FETÖ bahanesiyle emir komuta zinciri kırıldığı gibi önemli kurumlar da kapatılıyor! Amerikan İslâmının merkez üssü olarak kullanılan Akıncı üssü kapatılırken, 31 Mart irtica vakasının merkezi olan Taksim Topçu Kışlası yeniden inşa edilmek isteniyor. Üstelik basındaki AKP yandaşları, 31 Mart irtica vakasını bastıran Harekât ordusunu "çapulcu sürüsü" diye suçluyor. Oysa o orduda, Mustafa Kemâl, Kâzım Karabekir ve İsmet İnönü gibi cumhuriyeti kuran kadro vardı!

Özetle; FETÖ'nün darbe girişimini ganimet bilerek cumhuriyet ve Atatürk ile hesaplaşıyorlar!

Yazarın Diğer Yazıları