156 milyar doları kim hortumladı?..

Ekonomik kaos her tarafı yangın gibi sarmış da, ne uşaklanmış medyanın ne de Twitter üzerinden muhalefet yapma kolaylığıyla komik duruma düşen muhalefetin umurunda...

Ülkede ekonomik yaşam durmuş ve gidişat en küçük esnaftan en büyük sanayiciye kadar her kesimi sarsa sarsa vurmaya başladı; Fabrikalar, mağazalar kapanıyor, iflaslar artıyor, marketler günlerdir boş, neredeyse hiçbir yerde müşteri yok...

Çünkü döviz kurundaki "suni" yükselişi bahane eden toptancı "çete"sinin (!) fırsatçılığından halkın gıda gereksinimini karşıladığı sözde ucuz marketler de nemalanmış...

Sözde dolar yükselmiş ya; bahane hazır, "basın zammı gitsin..." Devlet ise ne yazık ki ortada yok... Denetim, inceleme, maliye ve belediye de ne tuhaf ki hak getire!!!

Ekmekten una, yağdan peynire kadar her ürüne en az yüzde 30 zam gelmiş ve marketlere gidenler isyan ederek, elleri boş geri dönüyor, insanlar öfke saçıyor ama kimsenin derdini dinleyecek kurum da siyasetçi de yok ortada... Bahane hazır çünkü; "Dolar arttı, böyle oldu!.."

Milletin genelde ucuz diye akın ettiği pazarlar bile sinek avlıyor adeta... Oralarda da eskisi gibi insan seli yok, çünkü oralar da millete pahalı geliyor artık...

Nedense AVM'den çarşılara, marketlerden pazarlara kadar ticaret durmuşçasına kül elenmiş tüm piyasaya...

Cumhuriyet tarihinde yabancı para üzerinden rant çarkının bu kadar utanmazca döndüğü bir dönem anımsamıyorum...

Fırsatçılığın bu kadar pervasızca halka, fakire-fukaraya ihanet ettiği bir dönem de olmamıştır herhalde...

Acaba dünyanın neresinde döviz suni olarak yükselir ve orada tüm fırsatçılar harekete geçerek milletin kanını emer de, "dur" diyecek kimse çıkmaz karşılarına?..

Peki, nerede her fırsatta küçük esnafın boynuna binen maliyeciler, belediye başkanları ve denetim organları?..

Nerede çetelerin üzerine giden güvenlik görevlileri, nerede Tarım Bakanlığı, nerede karaborsacılığı, fırsatçılığı ve kazıkçılığı meslek edinerek, "zam" bahanesiyle her an halkın ekmeğiyle oynayanlara "dur" diyecek birileri?.. Ne yazık ki onlar da hak getire!..

***

CHP lideri ne diyor?..

Herkes farkında; iç piyasa allak bulak, gidişat kötü, zamlar milletin boynunu büküyor, böyle giderse ekmeğe bile muhtaç kalacak milyonlarca insan... Çünkü alım gücü hızla eriyor...

Döviz vurgunculuğunun tetiklediği fırsatçılık suni zamlarla halkın en yaşamsal gıda ürünlerini bile satın alınamaz hale getirdikçe, belli ki sosyal patlama da kaçınılmaz olacak...

İçeride durum berbat ama derin krizi tetikleyen faktörler de ne yazık ki gözden kaçıyor ya da kaçırılıyor...

Peki; nereye gidiyor ülkenin paraları, kaynakları da, memleket bu kadar yoksullaşıyor acaba?..

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun önceki gün esnafa yönelik yaptığı bir açıklama, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntının en önemli gerekçelerinden biri olmalı... Demiş ki Kılıçdaroğlu;

"Dışarıda bir avuç tefeciye ödenen faiz 156 milyar dolar. Bu ülkenin insanı dışarıdaki bir avuç tefeciye faiz ödedi. Borçlandığımız için ödüyoruz, niye borçlanıyoruz? 156 milyar dolar nereye gitti? Ben bilmiyorum, bilen varsa gelsin anlatsın. Meclis'teki hiçbir milletvekili de bilmiyor, nereye gittiğini bu paranın. İçeride de faiz ödendi. İçeriye ödenen faiz 699 milyar lira. Şimdi merak ediyorum, çiftçilerimizin arasında faiz geliri olan var mı, esnafın arasında, tüccarın arasında, sanayicimizin arasında, memur var mı, emekli var mı, kim aldı 699 milyar TL faizi?.."

Ülkenin ana muhalefet lideri dehşet verici rakamlardan söz ediyor... Sözü edilen para milletin, tüyü bitmemiş yetimin parası ama nereye, niçin gittiği net olarak bilinmiyor...

Üç milyar-beş milyar değil bu para... Diyor ki CHP lideri Kılıçdaroğlu; "yüz elli altı milyar dolar" dışarıdaki tefeciye!!!

Ve de diyor ki CHP lideri "altı yüz doksan dokuz milyar TL" içerideki faize...

AKP hükümetinin bir yetkilisi çıkar da, ana muhalefet liderinin sorularına yanıt verir mi?.. Savurganlığı, başıboşluğu ve "kuşku"yu da anlatan bu dehşet verici rakamlarla ilgili açıklama yapar mı birileri?..

Yoksa her şeyde olduğu gibi bu rakamların dışa vurduğu sinsi kuşkunun üzerine de bir bardak soğuk su mu içilecek?..

Öyleyse "zehir-zıkkım olsun" diyerek geçiştirilecek mi bu kuşku, yoksa sağıyla-soluyla tüm muhalefet peşine mi düşecek Kılıçdaroğlu'nun sorularının?..

***

Gençliği kaçıran yıkım!..

Dış dünyaya, tefeciye, faizciye ve rantiyeye ülkenin yalnızca "para"sı mı gidiyor acaba?..

Dünyayı yönetenlerin ahlaksızca dayattığı emperyalizm ve rant çarkı yalnızca ülkenin ekonomik kaynaklarından mı nemalanıyor?..

Sömürünün bataklığı yalnızca ekonomik mi yani?.. Ne yazık ki değil... Ülkenin geleceği de avuçlardan kayıyor adeta...

Baksanıza; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2017 yılında Türkiye'den "göç" eden yurttaşların sayısı bir önceki yıla oranla yüzde 42.5 artmış... Yani 250 binden fazla insan almış başını gitmiş vatanından...

Ne yazık ki ülkenin geleceği de çekip gitmiş Türkiye'den...

Çünkü göç edenlerin önemli bölümü 25-29 yaş aralığındaki "genç"lerden oluşmuş...

Terör, "darbe", cemaat-tarikat baskının yarattığı karanlık, işsizlik, güvenlik sorunu ve en önemlisi de "gelecek" kaygısı kaçırıyor "geleceğimiz" olan gençleri vatanlarından...

Yani Atatürk'ün; "Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz" diye tarif ettiği bir kuşak kayıp gidiyor ülkenin ellerinden...

Nasıl bir ülke oldu koca Türkiye değil mi?.. Ne yazık ki parası faize, kaynağı emperyalizme, gençliği de yaban ellere...

O halde en önemli soruya gelelim; Ülkelerini işgale terk ederek "ekmek elden-su gölden" sisteminin içine kaçan milyonlarca "20" yaşlarındaki Suriyeliyi milyarlarca dolar harcayarak besleyen AKP iktidarı düşünüyor mu acaba, okumuş-yazmış, pırıl pırıl Türk gençliğini neden yaban ellerine kaçırıyoruz diye?.. Neden?..

Yazarın Diğer Yazıları