15 Temmuz, TSK'dan intikam alma bayramı!
15 Temmuz afişlerine gelinceye kadar, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni aşağılamaya dönük bütün hareketlerin dökümünü veren Yılmaz Özdil'in önemli yazısından sonra, iktidar partisinden yeni itiraflar geldi!
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "15 Temmuz, 27 Mayıs'ın intikamının alındığı gecedir. 12 Mart'ın, 12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın intikamının alındığı bir gündür." dedi.
Bu hesaba göre bir taşla beş kuş vurulmuş oluyor. Hedef, 15 Temmuz bahanesiyle, bütün eski hesapları görmek miydi? Ayrıca, intikam kimden alındı? TSK'dan mı? Öyle ya, bahsedilen müdahaleleri yapan TSK idi!
***
Bir okur, "Sayın Bulut, 15 Temmuz'da, 15 Temmuz'un neden bayram olmadığını, olamayacağını anlatan bir yazı yazınız" diye mesaj atmış. Yazayım ama 5 Temmuz'da yayınlanan "15 Temmuz'dan 29 Ekim çıkmaz!" başlıklı yazımı okumamış anlaşılan...
Fakat Cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan, "Çanakkale'den aldığımız cesaretle ve özgüvenle Kurtuluş Savaşımızı zafere taşıdık. 15 Temmuz bizim yeni Çanakkale'mizdir, Dumlupınar'ımızdır, Sakarya'mızdır. Elde edeceğimiz bir sonraki zafer, 2023 hedefine ulaşmaktır" dediğine göre, 15 Temmuz'dan alınan cesaretle, 2023'te "Yeni Türkiye Cumhuriyeti" kurulmak isteniyor.
15 Temmuz işgal girişimiydi de AKP ne yapıyor?
Bugün "15 Temmuz'dan kim faydalandı?" sorusuna verilecek cevap bellidir!
15 Temmuz darbe ve işgal girişimi olmasaydı, Cumhurbaşkanlığı sistemi adı altında tek adam rejimi getiren Anayasa değişiklikleri gündeme getirilebilir miydi?
Görünen köy kılavuz istemez! 15 Temmuz, iktidarını kaybetmek üzere olan AKP'yi kurtarmış, bir de rejim değişikliği yapma fırsatı vermiştir!
İktidarın bütün sözcüleri, "kontrollü darbe" diyenleri FETÖ'ye hizmet etmekle suçluyor? Peki ama bu suçlamadan niçin bu kadar korkuyorlar?
***
Erdoğan BBC'ye konuşurken "CHP zihniyeti ve PKK terör örgütü... Bunlar hep beraber hareket ettiler." dedi.
CHP'nin de hataları var ama Oslo'da PKK ile masaya oturan, açılım sürecini başlatan, askere operasyon izni vermeyip, etrafına hendekler kazılan şehirlerin iç savaşa hazırlanmasına göz yuman, Habur'da teröristlere çadır mahkemesini kuran, Dolmabahçe'de, Abdullah Öcalan'ın yazdığı ve "ortak vatan" öneren mutabakata imza atan CHP miydi?
AKP'li Yasin Aktay ise BBC'ye, kendilerinin 17-25 Aralık öncesinde Gülencileri "bir sivil toplum kuruluşu" olarak değerlendirdiklerini, CHP'nin ise dindar sivil toplum kuruluşlarını devlet düşmanı gibi kodlayan bir yaklaşıma sahip olduğunu söyledi.
Yine BBC'ye konuşan "AKP, Cemaat, Sünni-Ulus" kitabının yazarı, Yrd. Doç. Dr. Fatih Yaşlı, "Darbe girişimini atlattıktan sonra Türkiye, demokratikleşme yönünde bir adım atma imkânı buldu ama ironik bir şekilde bir karşı darbe süreci yürürlüğe sokuldu" dedi.
Yaşlı'nın diğer tespitleri şöyle:
*"15 Temmuz öncesinde Türkiye'de otoriter rejim inşa etmeye çalışan iktidar partisi, darbe girişimini bunun için bir fırsata çevirdi. Darbe girişimi, yalnız cumhurbaşkanlığı sistemine geçişi değil milletvekillerinin tutuklanmasını da kolaylaştırdı. İktidar, Gülen cemaatiyle mücadelede samimi değil."
*"Eğer devletin içinde bugün yüz binlerce cemaatçi varsa bunun baş sorumlularından biri ülkeyi 2002'den beri yöneten iktidardır. Son 15 senede kim bu insanlara devlet kapılarını açtı, kadrolaşmalarını sağladı? Sınavlarda nasıl sorulara ulaştılar? Mülakatlarda nasıl torpil yapıldı? Öncelikle iktidarın bu soruların cevabını vermesi lâzım. 10 yıl boyunca cemaatle birlikte güle oynaya yönettiler."
***
15 Temmuz, aslında kaybeden AKP'nin can simidi oldu!
15 Temmuz, "karşı darbe"ye imkân sağladığı için artık AKP'nin TSK'dan intikam alma bayramıdır! Kendileri söylüyor!