14 Ağustos balonları
Bu defa uçaklardan, helikopterlerden bomba yağmayacak. FETÖ militanları Siber Saldırı gerçekleştirecek. Bunun engellenmesi için alınacak tedbirler belli. İlk iş tüm sistemlerin, daha önce hiç kontrol edilmemiş gibi sil baştan incelenmesi. Konunun en önemli uzmanı Necati Ertuğrul'un benzetmesinde olduğu gibi "Bu iş deprem gibi. Ne zaman geleceği belli olmaz." Demek ki çok eski hesaplar bile kontrolden geçirilecek. Kaba tabirle "açık kapı bırakılmayacak."
...
Gülelim mi ağlayalım mı bilemiyoruz. "Teneşire bir yellenme borcu kalmış ihtiyar"ın tezgahladıklarına bakın. Hani bir zamanların Bağdat Valisi'nin çektiği telgrafta söylediği gibi;
"Ne kendi etti rahat
Ne aleme verdi huzur
Geberip gitti -inşallah-
Dayansın ehli kubur".
Hadi bu psikopat çatlak diyelim. Peki onun peşinden gidenler? İçlerinde çok iyi eğitimliler var. Teknolojiyi oyuncak gibi kullananlar mevcut. 8 dil bilenler sürüyle. Dünyanın çivisi çıktı galiba. Şaka bir yana, eskiden "çocuğum okusun adam olsun" derdik. Şimdilerde ise "iyi eğitim alsın FETÖ'ye mürit olsun" diyenleri görüyoruz.
Bir hatırlatma
Süleyman Demirel, en parlak dönemindeydi. Amerika'nın jandarmalığından sıkıldı. Pek çok büyük yatırım için Moskova'yla anlaşma yaptı. Karabük Demir Çelik'ten, termik ve hidroelektrik santrallerine kadar finansman sağladı. Akabinde 12 Mart 1971 Muhtırası'nı yedi. Alaşağı edildi. Muhtıranın ABD'nin tezgahı olduğu gayet açıktı. Bahaneleri Afyon'a alkaloit fabrikası kurulması idi. Yani haşhaş ekimindeki kısıtlamanın kaldırılması. Afganistan'ı, Meksika'yı, Kolombiya'yı görmezden gelenler bize cezayı anında kestiler. Hep söyledik "Amerika dost falan değil." Onlarla ittifak yaparken dahi ellerinizi arkanızda tutacaksınız. Yedek subaylığımızda istihbarat hocamızın dediği gibi, "yoksa yerleştirirler mermiyi." Tabii Türk halkının asırlardır "Moskof gavuru" diye tanımladıklarını da ihmal etmeyeceksiniz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Putin'le barış çubuğu içtiği St. Petersburg'daki bir eski saray kalıntısını unutmayalım. Bir dönem kapısında "Çekoslovakya Dostluk Derneği" yazıyordu. Bu ülke iki parçaya ayrıldığına göre tabelasında başka bir palavra bulunuyordur. Bu yapı, KGB'nin Türkiye üzerindeki tezgahlarının planlandığı yerdir. Turistik gezi sırasında bu binayı dolaşmak istersek fena olmaz.
Küçük işler
* Show TV, "O Bana Çok Benzer"i bakalım daha ne kadar götürecek. Vatandaş ünlülerin tamamını tanıyor. Yalan yere yemin etmeler dahi faydasız. O kadar isim arasında bir kaç şeyi merak ediyoruz. Kaya Çilingiroğlu'nun hazırladığı o berbat yiyecek-içeceklerden hiç kimse zehirlendi mi? Armağan Çağlayan'ın durumu ise felaket. Okan Karacan'ın terk ettiği bütün kiloları almış. Acele rejim öneriyoruz.
* Rising Star sırf Yılmaz Morgül'ün gözlüğüne bakmak için izlenir. Bu kadar abuk sabukluğu bulabilmek bile marifet. Yılmaz bu kez Nicole Kidman'ın "Gözleri Bağlı" filmini hatırlattı.
* Star'da "Var mısın Yok musun"u İlker Ayrık götürüyor. Avantajı "şeytan tüyü"ne sahip olması. Bu özellik bir zamanlar M. Ali Erbil'de de vardı. Şimdilerde yok.